Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısını sürdürülebilir bir barışa olan inancından dolayı yaptığını belirten Kıbrıs Yeşiller Partisi Sözcüsü Dr. Elena Limbouri Kozakou, ‘Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanmasının çok uzun sürmemesini umuyorum’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesine ilişkin tartışmalar yoğunlaştı. PKK, Abdullah Öcalan’ın çağrısının ardından önce ateşkes ilan etti ardından da 12’inci Konrgesi’ni gerçekleştirerek silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı aldı. Türkiye’de ve dünyada atılan bu adımlara olumlu destekler gelmeye devam ederken iktidar tarafından sorumluluğunu yerine getiren adımlar atmaya ilişkin bir gelişme yaşanmış değil.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu çağrı ve sonrasında gelişen durumlara dair Kıbrıs Yeşiller Partisi Sözcüsü Dr. Elena Limbouri Kozakou, değerlendirmelerde bulundu.
Theofilos Georgiades’ten etkilendi
Kürt halkıyla dayanışmasının Kürdistan’ın kurtuluşu ve Yunan halkı arasındaki dayanışma için mücadele eden Theofilos Georgiades’in öldürüldüğü tarihten bu yana başladığını kaydeden Elena Limbouri Kozakou, “Theofilos, bize bedeli ne olursa olsun, inandığınız şey adına öne çıkmamız ve konuşmamız gerektiğini gösterdi” diye ekledi.
‘Kürt halkı mücadeleden vazgeçmedi’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ağır tecrit koşulları altında tutulmasının, Nelson Mandela’yı akıllara getirdiğini söyleyen Elena Limbouri Kozakou, “Tıpkı Öcalan örneğinde olduğu gibi, Afrika’daki sömürgeciler, siyasi liderlerini hapiste tutarak Afrika’nın siyahi halkının Apartheid’e karşı mücadelesinden vazgeçeceğini sandılar, ancak mücadeleleri giderek büyüdü, Kürt halkı da liderlerinin tutsaklığına rağmen mücadelesinden vazgeçmedi. Öcalan’ın özellikle Kürtler olmak üzere halkların bir arada yaşaması konusundaki görüşleri, türbülans savaşlarından çok fazla acı çeken Ortadoğu bölgesinde de uzun süreli bir barış için tek uygulanabilir çözümdür. Dolayısıyla barış bir arada yaşama yoluyla sağlanabilir” ifadelerini kullandı.
Avrupa’ya eleştiri
Kapitalist sistemin mücadele eden halklara karşı hoşgörüsüzlüğünü hatırlatan Elena Limbouri Kozakou, devamında şunları söyledi: “Kapitalist sistem her zaman özgür düşünen insanlara ve özellikle de bu sistemin insanları sadece kendisine hizmet ettikleri için köle olarak tuttuğunu kanıtlayan argümanlarla ona karşı mücadele edenlere karşı hoşgörüsüzlüğünü göstermiştir. Bu nedenle diğer siyasi kovuşturmalarda birçok ülke bunlardan bahsederken Öcalan davasında herkes sessiz kalmış ve özellikle Avrupa Parlamentosu Türkiye’nin İnsan Hakları ilerleme raporlarında tutukluluğuna dair hiçbir referans eklememiştir.”
‘Öcalan daha iyi bilinmeli’
“PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırdığı şu günlerde, Abdullah Öcalan’ın görüşlerinin kamuoyu tarafından daha iyi bilinmesi, silahlı mücadeleyi sonlandırma çağrısının bir zayıflık eylemi olmadığının anlaşılması büyük önem taşımaktadır” diyen Elena Limbouri Kozakou, devamında “Öcalan bunu yıllar önce de yapabilirdi. Öcalan hala cezaevinde, bunu özgürlüğü karşılığında yapmadı. Halkların bir arada yaşadığı daha iyi bir dünyada sürdürülebilir bir barışı sağlayabileceğine olan inancından dolayı yaptı” ifadelerini kullandı.
‘Özgürlük sosyolojisi’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Özgürlük Sosyolojisi kitabını okuma sürecine değinen Elena Limbouri Kozakou, son olarak şunları söyledi: “Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ kitabı okunması çok ilginç bir kitap -gerçi zor olduğunu kabul etmeliyim- çünkü çok fazla anlam içeriyor. Okurken çok ısrarcı olmanız gerekiyor ama okumayı bitirdiğinizde bazı şeylerin neden olduğunu anlıyorsunuz. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanmasının çok uzun sürmemesini umuyorum. Nelson Mandela’dan sonra en uzun tutuklu kalan Abdullah Öcalan’ın da özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum.”
Haber: Derya Ren- Gülistan Gülmüş / JINNEWS