‘Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum’ kampanyası ile süreçte sesi kısılan Kürt tarafının sesinin duyulmasını hedeflediklerini söyleyen Neşe Özgen, kampanyaya tüm toplumsal kesimleri katmayı amaçladıklarını söyledi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile İmralı’da ziyaretlerin gerçekleştirilmesi için Avrupa Özgürlük ve Barış Platformu (EFFP) Öncülüğü’nde ‘Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmek istiyorum’ kampanyası başlatıldı. Kampanya kapsamında Türkiye Adalet Bakanlığı’na görüşme başvurusunda bulunulacak. Bunun yanı sıra sanal medyada paylaşılmak üzere video mesajlar gönderilecek.
Kampanya çerçevesinde, akademisyenler, sanatçılar, siyasetçiler, gazeteciler, hukukçular, kanaat önderleri, insan hakları savunucuları ve aktivistler olmak üzere uluslararası kamuoyunun çeşitli kesimlerinden kişiler, Türkiye Adalet Bakanlığı’na resmi başvuruda bulunacak.
Kampanyaya ilişkin EFFP Koordinasyon Üyesi Prof. Neşe Özgen ANF’nin sorularını yanıtladı.
Özgürlük ve barış platformu
‘Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum’ kampanyasına öncülük ettiklerini bildiren Neşe Özgen, kampanyaya Avrupa’daki European Leftve The Left of the European Parliament gruplarının destek verdiğini ve ilerleyen süreçlerde başka kesimlerin de kampanyayı destekleyeceğini ekledi. Barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesini geliştirmek istediklerinin altını çizen Özgen, “Bu kavramların altını doldurmak istiyoruz. Ne demektir barış? Özgürlük nedir? Nereye demokrasi? Ne tür bir demokrasi istiyoruz?” şeklinde konuştu.
‘Amaç Öcalan’ın özgürlüğü’
“Kampanyanın ana amacı elbette Öcalan’ın özgürlüğüyle ilgili” diyen Neşe Özgen, sadece bilinen isimlerin değil, toplumun tüm kesimlerinin de Abdullah Öcalan ile görüşmek için başvuru yapmalarını hedeflediklerini söyledi. Kampanyanın doğuş sebebini “İmralı’da 26 yıldır ağır bir tecritten söz ediyoruz” ifadeleriyle açıklayan Özgen’e göre Türkiye’de devam eden çözüm süreci tartışmalarının öznesi halk ve halk bu sürecin içinde olmalı.
‘Devletin sesini duyuyoruz’
Barış görüşmelerinin iki taraf arasında sürdüğünü hatırlatan Neşe Özgen, “Sürecin iki tarafından sadece bir tarafın sesini duyuyoruz. İktidarın, devletin sesini duyuyoruz. Bu da manipüle edilmiş, sürekli satır aralarında mesaj aramamız gereken, son derece zalimce düzenlenmiş bir haber alma biçimi. Oysa Öcalan’ın ve Kürt özgürlük hareketinin seslerini kendi ağızlarından duyurma hakkı ellerinden alınıyor” dedi.
Kampanyanın nasıl ilerleyeceğini dair konuşan Özgen, ‘VisitOcalan’ hashtagini açtıklarını fakat bunun sadece bir hashtag kampanyası olmadığını, uzun vadede yürütecekleri bir kampanya olduğunu ve bu konunun gündemden düşmemesini sağlamayı hedeflediklerini duyurdu.
‘Eş zamanlı konferanslar’
Kampanyanın kendi grupları ile başladığını ve 300’e yakın bileşenin de zamanla bu kampanyaya katılacağını ifade eden Neşe Özgen, önümüzdeki süreçte yapacaklarına ilişkin şu bilgileri paylaştı: “5 Temmuz’da yeniden büyük bir telekonferans yapacağız. Türkiye’deki çeşitli barış girişimleri, barış için toplumsal girişim gibi kesimler bir barış meclisi kurulması için harekete geçtiler. Bunun da kampanyamızla ilgisi var. Sadece mecliste grubu olan siyasi partiler değil, başka kesimlerde bu sürece ilişkin olumlu görüş bildiriyor. Türkiye’de 15 Haziran’da büyük bir konferans düzenlenecek. Benzer bir şekilde Eylül ayında da demokrasi hareketinin önemi açısından sembol bir Avrupa kentinde- Weimar olabilir, Strasbourg olabilir, Brüksel olabilir- büyük bir konferans düzenleyeceğiz. Türkiye’de de eş zamanlı olarak birkaç merkezde konferanslar toplanacak.”
‘Tüm kesimleri dahil olacak’
Kampanyanın ilk aşamasına bilinen isimlerin katılacağını söyleyen Neşe Özgen, yaz ayları boyunca kampanyaya toplumun tüm kesimlerinin dahil olacağını beklediklerini ifade etti. “Kampanyanın ikinci aşamasında doğrudan Adalet Bakanlığı’na başvurmak ve sadece siyasi figürler, akademisyenler veya gazeteciler değil barış ve demokrasiye özne olmak isteyen tüm insanların başvurusunu sağlamak istiyoruz” diye konuşan Özgen’e göre doğrudan diyalog sonuz kapıları açabilir. BRÜKSEL
‘İmralı’ya ziyaret için başvuru yapmaya çağırıyoruz’
Neşe Özgen kampanyaya ilişkin son olarak şu mesajı verdi: “Herhangi bir siyasi tutsakla doğrudan görüşme temel bir haktır. Buna izin verecek olan Adalet Bakanlığı’nın çeşitli mazeretleri sunmaktan vazgeçip, mümkün olduğunca müzakereyi gerçek sahiplerine de taşıması yerinde olacak. Yumuşak bir dil kullanıyoruz ancak bu demokrasi talebimiz azaltmıyor. Türkiye toplumu için hakiki bir siyasi yapı kurmaya çalışıyoruz. Yeniden toplum olabilme şansını yaratabilmek için Türkiye, Kürdistan ve Avrupa’daki kendisini yaşama hazırlayıcı bir özne addeden herkesi bu kampanyaya destek vermeye ve Adalet Bakanlığı’na başvuru yapmaya çağırıyoruz.”
HABER MERKEZİ