• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
19 Mayıs 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Açık faşizm yerel yönetime karşı

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
11 Nisan 2019
Kategori: Manşet, Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Her iki kanadıyla iktidar 31 Mart’ın ardından “çamur yaptı”. Hileyle, zorla, şerle, çirkeflikle alabildiklerinin üstüne yattı (Malazgirt, Muş, Tatvan, Giresun, Yusufeli ve daha birçoğu), kaybettiklerini de vermemek için “paralandı”. Son hamlesini de İstanbul’da yaptı. Erdoğan, Rusya’ya giderken, kaybettiği apaçık olan İstanbul seçimini yenilemeyi zorlayacağını ilan etti; açık faşizm macerasına yeni bir darbeyi ekleyebileceği tehdidini savurdu. “Erdoğan 7 Haziran’dan bu yana gerçekleştirdiği darbeler dizisine bir yenisini, ‘beğenmediği seçimi iptal etme’ yetkisini ekleyebilir mi, eklerse başarılı olabilir mi, başarılı olamazsa ne olur” diye tartışırken, beklenmeyen oldu ve Yüksek Seçim Kurulu AKP’nin yeni itirazlarını reddetti.

Şimdi geriye “olağanüstü itiraz” yoluyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin yenilenmesi ihtimali kaldı. Erdoğan’ın Ankara, İstanbul ve İzmir ile Adana, Mersin ve Antalya’yı kaybetmesinin, kayyumlarla gaspettiği belediyeleri halka iade etmek zorunda kalması “tek adam diktatörlüğü” açısından ne anlama geliyor? Ortaya çıkan bu yeni durumun açık faşizmi krize soktuğunu/sokacağını söyleyebilir miyiz? Deyimi doğru kullanarak( 1) sorarsak, 31 Mart seçimleri “Erdoğan’ı topal ördek haline getirmiştir/getirecektir” diyebilir miyiz?

Önce durumu doğru tarif edelim. 24 Haziran’da resmen geçilen “tek adam rejimi”nin “yerel yönetim özerkliği”ni reddeden bir doğaya sahip olacağı, daha bu rejime geçilmeden önce, başta Kürt illeri olmak üzere çok sayıda belediye başkanının görevden alınması ve Kürt illerinde yerlerine kayyum atanmasıyla görülmüştür. Tek adam diktatörlüğünün, adliye, üniversite, basın vb. bütün diğer kurumlarda olduğu gibi, belediyelerin de özerkliğine tahammülü yoktur; diktatör bunları “merkezden kumandalı” yapılara dönüştürmekte kararlıdır. Ancak belediyelerin, özerkliği yok edilen diğer kurumlardan önemli bir farkı bulunmaktadır; kendilerine ait gelir kaynakları ve “yürütme güçleri” vardır ve başkanları seçimle belirlenmektedir. Bu nedenle, belediyelere “İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir devlet dairesi” muamelesi yapmak çok özel şartlarda, fiili ya da hukuki Olağanüstü Hal şartlarında mümkündür.

Öte yandan belediyeler, Türkiye neo-liberalizminin fideliği ve yoksulluk yönetimi merkezi durumundadır. Nüfusunun %75’i şehirlerde yaşayan Türkiye’de belediyeler, özellikle de büyükşehir belediyeleri, ekonomik ve kültürel iktidarın ve siyasi hegemonyanın üretiminde stratejik bir önem kazanmıştır. Bu nedenlerle tek adam diktatörlüğü için yerel yönetimlerin özerkliği de yöneticilerinin seçimle iş başına gelmesi de iktidar kaynaklarının yeniden üretimi açısından bir risktir.(2)

Üç büyük metropolün üçünü, Ege ve Akdeniz kıyısındaki bütün şehirleri, kayyumlarla gaspedilen bütün Kürt belediyelerini yitirmesiyle birlikte 31 Mart seçimleri bu riski somut hale getirmiştir. Seçim sonuçlarının silbaştan edilememesi halinde iktidar bu riski yönetme sorunuyla karşı karşıya gelir. Keza şu anda iktidarın karşı karşıya olduğu durum budur.(3) Dolayısıyla iktidarın bundan sonraki siyasetinin (kendi iktidarları altındaki belediyeler de içinde olmak üzere) belediyelerin hareket alanının daraltılmasına, fonksiyonlarının idareye devredilmesine yönelmesi beklenmelidir. İktidarın (Anayasa’yı değiştiremediği koşullarda) bu yönde sonuç alıcı adımlar atabilmesi için merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında yetki karmaşası ve krizi yaratmaya ve bu karmaşayı/krizi yönetmek için bir “Olağanüstü Hal” ortamı oluşturmaya ihtiyacı olacaktır. Ancak tek adam diktatörlüğünün bekasını temin etmeyi önceleyen bu yönelimin, (şimdiki ekonomik ve politik krizin yok saysak bile) iki ciddi açmazı bulunmaktadır.

Birincisi, “belediyelere karşı savaş”ın neoliberal birikim rejiminin ihtiyaç duyduğu “ademi merkeziyetçi piyasa”nın ihtiyaçlarıyla çatışacağı, dinbaz-neoliberal faşizmin ekonomik ve kitlesel tabanında ciddi bir daralmaya yol açacağı gerçeğidir. İkincisi ise, muhalefetin 31 Mart seçimlerinde gösterdiği başarının, halkı “tek adam diktatörlüğüne karşı direniş için mevzi kazanma” amacı etrafında bir araya getirmekten kaynaklanmasıdır. Bu nedenle “belediyelere karşı savaş” siyaseti, Kürt düşmanlığının, “yolsuzlukla mücadele” bahanesinin arkasına gizlenemeyecek, apaçık bir halk düşmanlığında cisimleşecek bu da belediyeleri tek adam diktatörlüğüne karşı direnişin doğal ve Anayasal mevzileri haline getirebilecektir.

Belediyelerle merkezi iktidar arasındaki bu mücadelede bir “denge” durumunun yaratılması bile sermaye cephesinde sarsıntı yaratarak, açık faşizmin zaten kararsız olan kitle tabanını pasifize ederek açık faşizmin krizine neden olabilecektir. Açık faşizme geçişin her zaman açık faşizmin iktidarına avantaj sağlamadığını, direnişin açık faşizmin iktidar merkezinde ciddi çatlaklar yaratarak onu başarısızlığa uğratabileceğini gösteren 12 Mart deneyimini unutmamalıyız.

(1) “Topal ördek” (lame duck), görev süresinin sonuna yaklaştığı için yetkilerini kısa vadeyle ve sınırlı olarak kullanabilen ABD başkanları için kullanılan bir deyimdir; “meclis çoğunluğu” vb. ile ilgisi yoktur.

(2) Bu bakımdan mevcut açık faşizm, belediyelere hiç dokunmayan 12 Mart faşizminden de, belediye başkanlıklarına “asker gözetmenler” atayarak işlerine fazlaca karışmayan 12 Eylül faşizminden de farklıdır.

(3) İktidarın İstanbul sonuçlarını kabul etmek zorunda kalması halinde bu sorunun ölçeği birkaç kat büyür.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Zulme Karşı Direnmek

Nasıl yaşanması gerektiğini bilmek

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Bu soru cevapsız kaldığında, insan rüzgârda savrulan yaprak gibi olur. Gün gelir, bir kalabalığın içinde kaybolur; gün gelir, kendi sesini...

‘Rêber Apo’ya borçluyum’

‘Rêber Apo’ya borçluyum’

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Sanatçı Hekim Sefkan’la sanat yolculuğunu, mücadele ile tanışmasını ve Abdullah Öcalan'ın ondaki etkisini konuştuk: Her zaman kendimi Rêber Apo’nun mücadelesine...

Cudi’yi korumak barışın gereği

Cudi’yi korumak barışın gereği

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Cudi Dağı’nda yaşanan ekolojik ve toplumsal yıkım karşısında, ekolojik restorasyonun acilen ve planlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir. Üstelik bu...

Kürt siyasallaşması ve spor

Sırda hakikat, hakikatte ilham; toplumsallığın eylemi

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun ile ilgili bir anısı olmayan, birlikte kalmamışsa bile kendilerine dair anlatılanları aktarmayan, duygu dolu...

Çözüm süreci, içeriği ve dili

Çözüm süreci, içeriği ve dili

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Devlet ve Cumhur İttifakı yetkililerinin sıkça 'Çok önemsiyoruz' dedikleri süreç hakkında somut hiçbir adım atılmadı. Devletin yaptıkları değil ne yapması...

Barışın aması olmaz!

Barış filozofu ile yol yürüyenler

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Tarihi çağrı zulümhanelere de ulaştı. Yarım asra varan özgürlük hareketinin “yaşayan şehitleri” özgür, eşit yarınlar umudunu hiç yitirmediler. Bir an...

Sonraki Haber

HDP, CHP adayı yerine kendilerine verilmek istenen mazbatayı kabul etmedi

SON HABERLER

Zulme Karşı Direnmek

Nasıl yaşanması gerektiğini bilmek

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

‘Rêber Apo’ya borçluyum’

‘Rêber Apo’ya borçluyum’

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Cudi’yi korumak barışın gereği

Cudi’yi korumak barışın gereği

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Kürt siyasallaşması ve spor

Sırda hakikat, hakikatte ilham; toplumsallığın eylemi

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Çözüm süreci, içeriği ve dili

Çözüm süreci, içeriği ve dili

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Barışın aması olmaz!

Barış filozofu ile yol yürüyenler

Yazar: Yeni Yaşam
19 Mayıs 2025

Yaralı çocuk için ambulans verilmedi

Yaralı çocuk için ambulans verilmedi

Yazar: Yeni Yaşam
18 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır