• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Eylül 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Aciz toplumlar ve tüccar siyaset 

10 Eylül 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Yazarlar, Ziya Güler
Aciz toplumlar ve tüccar siyaset 

Hayvan haklarından çevre felaketlerine, Kürt sorunundan, kayyımlara, kadın cinayetlerine kadar Türkiye gündemini sarsan pek çok acı gerçek var. Hepsinin ortak noktası, çözüme kavuşmayı beklemeleridir. Aynı ideolojik çatının altındaki kişiler bile sorunlarını açığa çıkarmaktan kaçınıyor; meseleler halının altına süpürülüyor, tartışmak yerine uzlaşmanın yolları aranıyor. Birbirilerinden uzaklaşarak ya da kaçarak kendi sorunlarını bile çözemeyen devrimcilerin halkın sorunu çözmeye çalışması samimi yaklaşım olmadığı gibi başarısız olması da kaçınılmazdır. Asli görevi iletişim sorunlarını tartışmak ve aşmak olan ideolojik yapılar tartışmayı ya bilinçli ya da bilmeyerek kişisel saldırılara getirebiliyorlar. Sorunların tek çözüm kaynağı olan topluma sorunu taşımak yerine görünmez kılmayı tercih ediyorlar. Özellikle son dönemde gelişen hastalıklı anlayışlardan olan sorunu kendinden uzaklaştırma ve bu durumu hukukun kılıcı ile korumaya çalışan anlayış, devlete “ben sorunumu çözemiyorum al sen çöz demektir” elbette ki kendisini korumayanı devlet korumakla mükelleftir. Ama aynı çözümü devletten bekleyen anarşist, Marksist, Maoist, Sosyalist olunca, sistemine karşı savaştığın yapıdan destek istemektir. Değişim dönüşüm için çıktığımız yolu sistemin liberal dişlerinin yanıltıcı güvenliğine teslim etmektir.

Siyasi partilerimiz, dernek ve federasyonlarımızdan toplumsal değişimin lokomotif gücü olmaları beklenirken, kronik bir sorun çözme “gelenek zafiyetiyle” yüzleşmekten kaçınıyorlar. İdeolojiler farklılıklarla tanımlansa da ortak bir zeminde sorunları tartışma geleneğimiz, gelişmemiş en önemli devrimci yöntemimizdir. Bu tutum, ortak mantık ve kültürün oluşmasını engellediği gibi, tartışarak sorun çözmeyi temel alan en doğal insani refleksleri de köreltiyor. Oysa varoluş savaşı böyle bir refleks üzerine kuruludur; sorunların üstünü örtmek bu savaşı kaybettirir.

İradesini yitiren toplum–birey sorun çözeceğine inanmayı bırakıyor; içe kapanıyor, karşısındakini değiştirmek için bir iki genel doğruyu dile getirdikten sonra “nasılsa bu değişmez” diyerek kaçmayı planlamaya başlıyor. Bu kişiler zamanla kendine ait olmayan yeni kimliklere sığınıyor; liberalizmin çekici maskesine bürünerek, üstünde rahat ettikleri geçici roller bulsalar da, bu yüzeysellik ötesine geçmiyor. Kişinin gerçek potansiyelini açığa çıkarmakla mükellef devrimci kişisel kaygılar ve değişim karşısında gösterdiği güçlü direnme gücü ile kendisini kapatıyor, çok geçmeden karşılaştığı herkese kirpi gibi dikenlerini göstererek sistemin kirli çatlaklarında kaybolup yitiyor.  

Reklam Panosuna Dönüşen Siyaset

Sorun çözme kültüründen uzak siyaset piyasa mantığıyla işliyor. Medyatik hamlelerle dönemsel puan toplayan partiler, sanki borsadaki anlık senetler gibi değerlendiriliyor. İyi giden bir açıklama birkaç puan yükseltirken, aksilikler aniden düşüşe geçiriyor. Neticede ideolojik derinliklerinden çok reklama bağlı kalan partiler birer pazarlama stratejisine dönüşüyor. İdeoloji, ucuz propagandanın ekmeğine yağ sürercesine bir yöntem haline geliyor.

Son on yıldaki politikalar da bu tabloyu daha da derinleştirdi. Seçimi %52 oyla kazanan iktidarın meşruiyeti hile iddialarıyla sorgulandı; yarattığı güvensizlik halkın genel olarak siyasal sürece duyduğu inancı zedeledi. Kendini meşru görmeyen bir düzenin ve onu meşru görmeyen topluma sunduğu hiçbir hizmet gerçek anlamda içselleştirilemiyor. Sonuçta bu durum bireyde ve toplumda yorgunluk, öfke ve pasifleştirmeye dönüşüyor.  

Tartışmaya Kapalı Kültürün Kökenleri

Bu sorun elbette sadece güncel politikaların sonucu değil. Türkiye tarihine bakıldığında, tartışma alanını daraltan köklü dinamikler hep mevcut olmuştur: İslam’ın tartışılamaz kabul edilmesi ve Anayasa’nın tartışılamaz, değiştirilemez olması biat kültürünün en çok beslendiği dogmalar olarak toplumsal diyaloğu kesen prangalar işlevini görüyor. Tartışma önündeki bu dinamikler, eleştiri ve sorgulama geleneğini zayıflatarak sorunların üzerini örtmeye yol açıyor. Kökü imam Gazali’ye kadar giden yasalar ile toplum oluşturma, bin yıla yakındır aynı kısır döngünün tekrar tekrar tartışılmasına zemin sunarken bu zeminin tatlı şerbetleri olan öyküler ile yaşamı geçiştirmek, artık dur dememiz gereken bir baş dönmesi olmalıdır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Öcalan’ın konumuna yanlış yaklaşım ve riskleri

Sonraki Haber

TPAO, yurttaşın özel mülküne çöktü

Sonraki Haber
TPAO, yurttaşın özel mülküne çöktü

TPAO, yurttaşın özel mülküne çöktü

SON HABERLER

Şuursuz rejim

Şuursuz rejim

Yazar: Heval Elçi
10 Eylül 2025

12 Eylül’ün 45. yılında Kürt inkarı

12 Eylül’ün 45. yılında Kürt inkarı

Yazar: Heval Elçi
10 Eylül 2025

TPAO, yurttaşın özel mülküne çöktü

TPAO, yurttaşın özel mülküne çöktü

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
10 Eylül 2025

‘Dağ ve Dam’ edebiyatın yuvasıdır

‘Dağ ve Dam’ edebiyatın yuvasıdır

Yazar: Aziz Oruç
10 Eylül 2025

Aciz toplumlar ve tüccar siyaset 

Aciz toplumlar ve tüccar siyaset 

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
10 Eylül 2025

Öcalan’ın konumuna yanlış yaklaşım ve riskleri

Öcalan’ın konumuna yanlış yaklaşım ve riskleri

Yazar: Bedri Adanır
10 Eylül 2025

Norveç’te iki Kürt vekil yeniden mecliste

Norveç’te iki Kürt vekil yeniden mecliste

Yazar: Yeni Yaşam
9 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır