• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
11 Kasım 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Açlık grevleri ve İslam-Hatice Kavran*

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
2 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Merhaba. İnanç, vicdan ve ahlaki duruş olmadan eksik kalır. Anayasamızda yer alan hukuki hakların işlenmemesine karşın verilen bir mücadele söz konusudur. Bu hakların gaspedilmesi sonucu insanlar bedenlerini açlığa yatırmak dahil, verebilecekleri mücadelelerini vermekteler. Yani bu açlık grevi eylemleri hukuksuzluğa karşı verilmiş hak arama eylemlerinin birer parçasıdır. Bu hak gaspını yapan devletler için utanç vericidir.

Son günlerde yaşanan intihar eylemlerini açlık grevi eylemleriyle karıştırmamak gerektiğini düşünüyorum. İslamda yaşatmak esastır ki ayette “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız” buyurmakta. Burada asıl olan yaşanan hukuksuzluk karşısında öncelikle sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin ve de genel olarak toplum üzerine düşeni yapmadığı için cezaevlerindeki insanlarca böyle bir mücadele yöntemine başvurulmuştur. Sorumluluk bütün toplumun olmakla birlikte, öncülerin sessizliği bu yaşananlarda öne çıkmaktadır. Bu eylemlerin durdurulması için herkes üzerine düşeni yapmaz ise yaşanan ölümlerde herkes pay sahibi olur.

Ülkemizdeki cezaevlerinde başlatılan bu eylemin amacı ölüm değil, hak arama mücadelesidir. Açlık grevine girmiş olan insanların amacı intihar değil, eğer öyle olsaydı bunun başka yolları vardır. Söz konusu olan ölmek değil insanca yaşama isteğidir. İnsanca yaşamak için bunca insan bedenini açlığa yatırmaktadır. Bu durumu birçok açıdan ele almak gerekiyor. Burada İslam itikadı ve İslam hukuku açısından yani konuya hukuksuzluk ve adalet kavramı üzerinden yaklaşılırsa ki İslami ve insani olan budur. Çünkü ayeti kerimede “Allah size adaleti emretti” denir. İslamdaki suç tanımından tutun İslamın tutsak ya da mahkum tanımını yapmalı ve mahkumun hakları nelerdir? Cezai uygulamalara varana dek her açıdan ele almak gerekiyor.
Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun buyurmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de yüzlerce ayet adalet kavramını önemle vurgularken; Müslüman toplumlar bu kavrama uymak yerine kavramı kendilerine uydurmaya çalışırlarsa ortaya çıkan durum İslami olmaktan uzak olur.

Bizler insanların bedenlerini ölüme yatırmalarını doğru bulmuyoruz, ancak bu zulmün devamını da kabul etmiyoruz. Zira İslam’da çözüm esastır, yaşatmak esastır, barış esastır, hak esastır. Sessizlik öldürür, ses yaşatır diyorum. Sessiz çoğunluğu, bütün açlık grevindeki insanlar adına Leyla’ya ses vermeye davet ediyorum.

Müslümanların konu ile ilgili bir takım kafa karışıklığı bilinçli bir şekilde yaratılmış ve insanların konuya mesafeli olmaları sağlanmaya çalışılmaktadır. Sanki açlık grevleri intihar eylemiymiş ve İslamda yasakmış gibi algılar yaratılmıştır. Oysa Müslüman toplumlarda yaşanmış örnekleri başka toplumlar için kutsanırken, ülkemizde aynı çevrelerce İslami duyarlılığı olan insalar uzak tutulmaya çalışılmaktadır. Müslüman toplumlarda yaşanan açlık grevi örnekleri ve bu konuda verilmiş fetvaların da bu duruma Müslümanların nasıl tavır almaları gerektiği konusunda fikir vermektedir.

Öyle çok eski tarihlere gitmeye gerek de yoktur sanırım. Müslümanlarca, İslami, insani ve de vicdani olduğu kabul edilen Filistin mücadelesinin Müslüman cemaat liderlerinden olan, Filistin İslami Hareketi lideri Raid Salah, açlık grevi yapan Filistinli gazeteci Muhammed el- Kayk ile dayanışma içerisinde olduğunu göstermek için 2016 yılında süresiz açlık grevine girmiştir. Bugün Türkiye’de yaşanan durumla benzer bir durum söz konusudur.

Muhammed el- Kayk Filistinli bir gazeteci ve İsrail hapishanesinde tutsak iken kendisinin hukuki haklarının işlenmemesine karşın bir mücadele biçimi olarak açlık grevine başlar. Salah, bir tutuklunun insani yaşam hakkının elinden alınmasına karşın başlattığı açlık grevine destek vermek amacıyla Müslüman bir cemaat lideri kimliği ile bu hukuksuzluğu bütün dünyaya duyurmak için açlık grevine girer. Hatta imkanı olanların da bu açlık grevine destek olmaya davet etmiş ve bu çağrıya onlarca kişi cevap vermiştir. Salah eyleminin gerekçesini, Kayk’e yönelik suç işlemeyi amaçlayan İsrail’in uygulamalarını protesto etmek olarak açıklar. Bir başka örneği ise yine Filistin’de yapılan açlık grevlerine yönelik verilen fetva var ki bu fetva Kudüs Müftüsü Muhammed Hüseyin’in, İsrail hapishanelerinde açlık grevi yapan Filistinli tutukluların “zorla beslenmeye” karşı direnmelerinin “caiz” olduğu yönünde verdiği fetvadır.

Filistin Fetva Kurulu’nun internet sitesinde yayımlanan fetvada, “İşgal hapishanelerindeki tutuklular, meşru insani haklarını elde etmek için başka yol bulamamaları halinde ‘zorla beslenmeye’ karşı direnebilirler. Dolayısıyla, özgürlüğü için ‘zorla beslenmeye’ direnen tutuklulardan hayatını kaybedenler, Allah’ın izniyle ‘şehit’ sayılırlar” denilmektedir. Bu durum cihat olarak ifade edilmektedir.

Bırakın bir cenazenin ailesinden kaçırılarak defin edilmesi, cenazeye en ufak bir saygısızlık İslam’a göre yasaktır. Eğer bu din Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği din ise Hz. Muhammed’in uygulamalarını bu dinin özü olarak kabul etmek gerekir. Hz. Muhammed’in ne bir ölüye ne de bir diriye böyle bir uygulaması yoktur. Aksine bu tür davranışları zulüm olarak nitelendirmektedir. Bu İslam’a aykırı bir uygulamadır. Kur’an-ı Kerim aleyhinize de olsa adaletten ayrılmamayı emretmektedir. Bu ne adaletle ne vicdanla ne de insani herhangi bir şeyle bağdaşmayan bir durumdur.

Son olarak Filistin halkının yanında Müslüman kimliği ile yer alan insanları, bizim ülkemizde de yaşanan benzer duruma karşı duyarlı olmaya davet etmek istiyorum. Filistin halkının bu mücadelesini, Türkiye devletinin resmi yayın kuruluşu olan Anadolu Ajansı (AA) haber yaparak bütün dünyaya duyurmuştu. AA ve sessiz kalan diğer basının ülkemizdeki benzer duruma karşı takındığı tavrı kınıyorum.

* DİK Üyesi

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Demokratik entegrasyon

Komisyon

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
11 Kasım 2025

Siyaset ve basın Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu İmralı’ya gidecek mi, gitmeyecek mi tartışması yapıyor. Neredeyse üzerine bahis oynanacak...

‘Temizlik’ diyenler önce ellerine baksın

‘Temizlik’ diyenler önce ellerine baksın

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
11 Kasım 2025

Eski futbolcu ve önceki dönem HDP PM üyesi de olan Barış Karabıyık'la futbolu konuştuk: Ortada bir temizlik varsa ben temizleyenlerin...

Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

Vazgeçilmez olan Erdoğan mı yoksa emperyalist çıkarlar mı?

Yazar: Heval Elçi
10 Kasım 2025

6 Kasım’da ABD’nin önde gelen gazetelerinin birinde Gönül Tol tarafından kaleme alınan bir makale (1) Türkiye’de çok tartışılıyor. Makalede Tol,...

Mekânın demokratik örgütlenmesi: Kimlik, mekân, varlık

Mekânın demokratik örgütlenmesi: Kimlik, mekân, varlık

Yazar: Bedri Adanır
10 Kasım 2025

Barındığımız, var olduğumuz, kimliğimizi şekillendiren mekânın demokratik temelde örgütlenmesi, ancak örgütlü politik öznelerin Demokratik Toplum mücadelesini sahiplenmesiyle mümkündür. Demokratik mekân...

DADSAZ: Varlığın hukuk dili

DADSAZ: Varlığın hukuk dili

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
9 Kasım 2025

İçinden geçtiğimiz veya geçmeye çalıştığımız çözüm ve barış dönemi, bütüncül açıdan bakıldığında birçok şeyi dayatan, nasıl ve ne yapmalı sorularına...

2026 tarım bütçesi: Çiftçiyi değil faizi besleyen bütçe

2026 tarım bütçesi: Çiftçiyi değil faizi besleyen bütçe

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
9 Kasım 2025

Tarım sigortası, “Ba’de harabi’l-basra”dır. Yani Basra harap olduktan sonra soruna el atma işidir. Esas olarak bunun öncesinde olası afetleri önlemek...

Sonraki Haber

Barajlar kurumaya başladı

SON HABERLER

Rojhilat’ta bir kolber katledildi

Kürt kolber mayın patlamasında bacağını kaybetti

Yazar: Bedri Adanır
11 Kasım 2025

Kapalıçarşı soruşturmasında 76 gözaltı

Kapalıçarşı soruşturmasında 76 gözaltı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
11 Kasım 2025

Beton mikserinin çarptığı Süleyman Çavaş hayatını kaybetti

Beton mikserinin çarptığı Süleyman Çavaş hayatını kaybetti

Yazar: Heval Elçi
11 Kasım 2025

Bahçeli: İmralı çağrısı bize göre esastır

Bahçeli: Süreçte sona yaklaşıldı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
11 Kasım 2025

Hakan Fidan Beyaz Saray’da kimlerle, ne görüştü?

Hakan Fidan Beyaz Saray’da kimlerle, ne görüştü?

Yazar: Bedri Adanır
11 Kasım 2025

İran’da MS hastası tutsağın tedavisi engelleniyor

İran’da MS hastası tutsağın tedavisi engelleniyor

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
11 Kasım 2025

Hakan Tosun’un ablası: İsmi geçen herkes yargılansın

Hakan Tosun’un ablası: İsmi geçen herkes yargılansın

Yazar: Heval Elçi
11 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır