• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
18 Eylül 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Adaleti tepe tepe AKP-Erol Katırcıoğlu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
30 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Tarihte hiçbir zaman bir “sıfır noktası” olmamış olduğuna göre, insanlar arasında “eşitsizlik” de her zaman olagelmiştir. Tabii “eşitsizlik” bu denli köklü bir durum olduğundan dolayı da insanlar arasında “eşitlik arayışı” da o denli köklüdür. İsterseniz “eşitlik” ve “eşitsizlik” kavramlarını “adalet” ve “adaletsizlik” olarak da okuyabilirsiniz. Buradan insan toplumlarının temel özelliklerinden birine de geçmiş olursunuz. Nasıl ki “eşitlik” arayışı insanlık tarihi kadar eskidir, “adalet” arayışı da bir o kadar eskidir. Hele hele bizim gibi toplumlara baktığımızda “adalet” kavramının hem eski ve hem de neredeyse tılsımlı bir söz olduğunu görürüz.

İslam dininin özünde “adalet”, toplum yönetiminde en önemli ilkelerden biridir. Örneğin Hz. Muhammed’in bir hadisinde “adil devlet başkanı’’ olmanın Allah katında ne kadar önemli olduğu zikredilir. İslam tarihi içinde adı “adalet”le anılan en önemli kişi Hz. Ömer’dir. Öyle ki “Fırat kıyısında bir deve helak olsa, Allah bunu Ömer’den sorar diye korkarım” sözleri bir yöneticinin topluma karşı duyması gereken sorumluluğu anlatan en özlü ve güzel sözlerden biridir.

Daha yakın tarihimizde ise, 1908’de 2. Meşrutiyet ilan olunduğunda sokaklara çıkıp kutlayanlar, Fransız devriminin ünlü “ Hürriyet, Müsavat, Uhuvvet” sloganına “Adalet” kelimesini de ekleyerek, “Hürriyet, Müsavat, Adalet, Uhuvvet” olarak atmak zorunda hissetmişlerdi kendilerini, “Adalet” kavramının bu toplum için öneminin altını çizmek ister gibi.

Nereden, nereye? Bugün adında “adalet” kelimesi olan Adalet ve Kalkınma Partisi inanılmaz adaletsizlikler yapıyor ve yapmaktan da çekinmiyor. Bırakınız Man adası gibi konuları, oralarda kitabına uydurulmuş işler de olabilir. Ama bu partinin bir iktidar partisi olarak seçime giderken içine düşmüş bulunduğu adaletsiz uygulamaları gerçekten ikircikli olmayı anlamsızlaştıracak kadar ortadadır.

Alın bir soru size: Cumhurbaşkanı her hangi bir şehre AKP adına konuşmak üzere giderken uçağa bindiğinde, bu uçağın masrafları Cumhurbaşkanlığı tarafından mı ödeniyor, yoksa AKP tarafından mı? Ne fark eder demeyin? Demokrasilerde “kamu çıkarı” ve “özel çıkar” diye bir ayırım vardır ve çok önemlidir.

Ya da alın tv kanallarında konuşmalarını! Cumhurbaşkanı her gün her yerde konuşuyor ve neredeyse bütün kanallar bu konuşmaları yayınlıyor. Bu kanalların, konuşan kişi cumhurbaşkanı olduğu için bir yayın mecburiyetleri mi vardır, yoksa bu kanallar kendisine ait olduğu için mi böyle davranmaktadır? Nitekim cumhurbaşkanı bir konuşmasında “Televizyonlara talimat verdim” derken bunu mu kast etmişti acaba?

Bunları da bir tarafa koyun. Ya HDP ile ilgili söyledikleri ve “başkanın karanlık adamlarının” hemen her gün HDP ile ilgili yaptıkları kanunsuz işlere ne demeli? Seçim çalışmalarını bile terör eylemi olarak gören, bütün partililere terörist demekten çekinmeyen bir cumhurbaşkanı, 10 milyondan fazla insanımızın desteklediği bu partiye böyle saldırarak nasıl kendisini “cumhurun başkanı” olarak görebiliyor ki? O görse bile bu toplumun büyük çoğunluğu kendisini “cumhurun başı” olarak değil, hatta hatta “AKP’nin başı” olarak bile değil, ne olduğu anlaşılamayan “küçük bir azınlığın başı” olarak görüyor. Gerçek bu! Sorsanız bizde “seçimler serbest”tir.

Yani “serbest”den kasıt “özgür”, “eşit” vs’dir. Evet herkes sandığa kendisi gider ve kimi istiyorsa ona oyunu kullanır. Bu bize anlatılan “hikayedir”. Gerçekte ise iktidar partisi ya da partileri seçim sürecini kendilerinin yeniden seçilmeleri için her türlü “kamu” imkanlarını kullanarak, ya da aynı anlama gelmek üzere “özel” imkanları kullanarak kendi lehlerine bozdukları “adaletsiz” bir süreçtir. Bu kanaati doğrular biçimde bir zamandan beri adında “adalet” olsa da yeniden seçilmek ve sahip oldukları imkanları bırakmamak için her türlü adaletsizliği yapmayı göze alabilen bir iktidarın oynadığı bir oyunu seyretmekteyiz. Üstelik İslami kesimi temsil ettiğini söyleyerek.

Oysa bu oyun artık kabak tadı vermiştir. Bunu da “1 Nisan şakası” gibi 1 Nisan’da göreceğiz.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Tam zamanında yapılan uyarı

Komünleşmenin büyük önemi

Yazar: Bedri Adanır
18 Eylül 2025

AKP’nin uzun vadeli stratejik plan yapma imkânı yok. Ekonomik krizin ne zaman aşılacağını bilmiyor. Üçüncü Dünya Savaşı’nın nasıl bir seyir...

Şiddet sarmalından çıkmak ve barış

Şiddet sarmalından çıkmak ve barış

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
18 Eylül 2025

Tarihin ilk eşitsizliği kadın ve erkek arasında yaşandığı ve bu eşitsizliğin şiddet ve çatışma doğurduğu sadece feminist değil tüm siyasal,...

Nerenin bekası?

Nerenin bekası?

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
18 Eylül 2025

Türkiye Suriye’deki Kürt patilerini karşı karşıya getirme konumuna soyunmuş. ENKS zaten YPG’nin Kobani direnişinde Türkiye ile dirsek temasındaydı. IŞİD savaşı...

‘Norm devlet’-‘Norm dışı devlet’ gerilimi ve yeni eşiğin anlamı

Yazar: Aziz Oruç
18 Eylül 2025

2025 yazında TBMM’de “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” adıyla bir komisyon kuruldu ve art arda toplantılar yaptı. İktidar bunu...

Halkın sanatçısı olmak

Demokrasi adalet ve barışın kesişimi

Yazar: Heval Elçi
18 Eylül 2025

Demokrasi, adalet ve barış, bir toplumun sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde işlemesi için birbirine sıkı sıkıya bağlı üç temel unsurdur....

Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

Barışa kim daha yakın: İşçi sendikaları mı işveren örgütleri mi?

Yazar: Heval Elçi
17 Eylül 2025

11 ve 12 Eylül tarihlerinde Meclis’teki “Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” sırasıyla emek örgütlerinin ve sermaye örgütlerinin temsilcilerini dinledi....

Sonraki Haber

Hadi oy ver yaşam kazansın!-Ayşe Gökkan

SON HABERLER

Keskin Bayındır: Yüzyıl da sürse, haklar sağlanana kadar yürüyeceğiz

Keskin Bayındır: Yüzyıl da sürse, haklar sağlanana kadar yürüyeceğiz

Yazar: Yeni Yaşam
18 Eylül 2025

Hunergeha Welat’tan yeni klip: ‘Vê carê rast e’

Hunergeha Welat’tan yeni klip: ‘Vê carê rast e’

Yazar: Yeni Yaşam
18 Eylül 2025

Uysal: Cesaret barışın olmazsa olmazıdır

Uysal: Cesaret barışın olmazsa olmazıdır

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
18 Eylül 2025

Şiddet sarmalından çıkmak ve barış

Şiddet sarmalından çıkmak ve barış

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
18 Eylül 2025

Tam zamanında yapılan uyarı

Komünleşmenin büyük önemi

Yazar: Bedri Adanır
18 Eylül 2025

‘Norm devlet’-‘Norm dışı devlet’ gerilimi ve yeni eşiğin anlamı

Yazar: Aziz Oruç
18 Eylül 2025

Nerenin bekası?

Nerenin bekası?

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
18 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır