Adana yakın geçmişe kadar çok değerli topraklarıyla büyük bir tarım havzasıyken bugün çok kirli bir sanayi havzasına dönüşmüş durumda. Yayınlanan bir raporda toprakta olması gerekenden 400 bin kat daha fazla toksik maddeler tespit edildi
AKP iktidarıyla birlikte 2004 yılında çıkarılan atık ithalatı tebliğleri hemen her yıl yenilenerek ithal edilen atıklara yeni türler eklendi. 31.12 2020 tarihinde çıkarılan bir tebliğde 2021 yılı sonuna kadar atık ithalatı düzenlenirken, bu atıkların içinde her türden atığı bulmanız mümkün. Atıkların hemen her ilde pıtrak otu gibi ortaya çıkan yakma tesisleri, biyokütle, çimento ve termik santrallerde yakıldığı ise bilinen bir gerçek. Bu kirlilik merkezlerinden birisi de Adana. Çok değerli büyük bir tarım havzasıyken sanayi çöplüğüne dönüştürülen Adana’da yaşanan kirlilik yayınlanan raporla gün yüzüne çıkarken, topraklarda toksik madde miktarının korkunç düzeylere eriştiği görüldü.
Adana abluka altında
Adana’da termik santraller ve sanayi tesisleri nedeniyle büyük bir çevre kirliliği yaşanıyor. Petrokimya endüstri bölgesi ile Adana’da kirlilik ablukası genişlerken, her türden atığın yakıldığı yakma tesisi kurulmak üzere. Greenpeace geçtiğimiz günlerde Adana’da plastik kirliliğiyle ilgili bir rapor yayınladı. Raporu sınama olanağımız yok ancak raporda İngiltere ve AB’den ithal edilen plastik atıkların Adana’da ‘yasa dışı’ olarak çevreye döküldüğü ve açıkta yakıldığı tespitleri yapılmış. Sürekli ‘yasa dışı’ vurgusunu kullanan Greenpeace’in atıkların yasal anlamda Türkiye’ye geldiğini atlayıp Adana’da olur olmaz sağa sola dökülerek yakıldığı noktasına takılması ise dikkat çekici.
Topraklar 400 bin kat daha kirli
Ancak yayınlanan rapor elbette çok değerli. Çünkü plastikten kaynaklı Adana’da toprakta tespit edilen direkt kansere yol açan dioksin ve furan miktarı, kirletilmemiş toprak numunesinin 400 bin katı olduğu ve şimdiye kadar Türkiye’de toprakta rapor edilen en yüksek toksik düzeyi içerdiği belirtiliyor. Adana’da, topraktaki poliklorlu bifenillerin (PCB’ler) toplam konsantrasyonunun kontrol örneğinden 30 bin kat daha yüksek olduğu ve PCB’lere maruz kalanlarda embriyo ve fetüse zarar verebileceği, hormonlarda bozulmaya yol açabilen PCB’ler emzirme yoluyla anneden bebeğe geçebildiği raporda vurgulanıyor.
Yasal ya da yasa dışı fark yok!
Adana’dan alınan numuneler üzerinde 18 farklı metal ve metaloid türü araştırılmış ve insan sağlığı için pek çok zararı olduğu bilinen kurşun seviyesinin kontrol toprağından 15 kat ve yine insan için kanserojen olan kadmiyum seviyesinin de kontrol toprağından 30 kat yüksek olduğu tespiti yapılmış. Araştırmada incelenen 5 farklı çöp döküm alanı, Adana’nın verimli tarım, hayvancılık ve sulama arazileri içinde yer alıyor. ‘Yasa dışı’ ya da yasal olarak yakılan plastiğin yarattığı çevresel sorunlar arasında herhangi bir fark olmadığına raporda yer verilmemiş olması büyük eksiklik. Çünkü Adana bir tarım coğrafyasıyken bugün sanayi havzasına dönüştürülmüş ve en son her türden atığın yakılarak enerji üretimi yapılacak olan tesis ‘yasal’ olarak aynı bölgede kuruluyor.
Çöp şirketler için bir ganimet!
Adana’da termik santraller ve sanayi tesisleri nedeniyle büyük bir çevre kirliliği yaşanıyor. Petrokimya endüstri bölgesiyle Adana’da kirlilik ablukası genişlerken, her türden atığın yakıldığı yakma tesisi bölgenin tamamen zehirlenerek toksik bir bölge haline geleceğine işaret ediyor. Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde her türden atık yakılarak, enerji üretmek amacıyla tesis kurulacak olan tesiste Organize Sanayi Bölgesi (OSB) başta olmak üzere civar yerleşim yerleri ve illerden toplanan her türden atıklar yakılacak.
Çöp yakma tesisi
Tesiste her gün OSB’nin 214 ton zehirli atık çamurları, 338 ton evsel nitelikli atık, civar yerleşim ve işletmelerden alınacak 99 ton atık, 24 ton ormansal atık ve yine her gün 72 ton tarımsal atığın yakılacağı belirtilirken, yakılan atıklardan elde edilen buhar enerjisi ile enerji üretilecek. Dosyasında belirtilen miktarlar elde etmek istediği enerji üretim miktarına (33 Mw) ulaşılamadığı koşullarda her türden atığın rahatça ithalat yolu açık olması nedeniyle ihtiyacını ithal atıklarla tamamlanacak.
Tehlikeli atıklar yakılıyor
Çimento fabrikaları, termik santraller, biyokütle tesislerinin her türden atığı yakmasına AKP iktidarı yaptığı düzenlemelerle izin verdi. Bu tesislerin bulunduğu her bölgede yaşam dioksin ve furan gibi kanserojen atıklarla zehirleniyor. Çöp ithalatını arttıran en önemli nedeni, bu atıkların yakılması yoluyla enerji üretilmesine, çimento fabrikalarına yakıt olmasına ve termik santrallerde ek yakıt olarak kullanılmasına izin verilmiş olmasıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum yaptığı bir açıklamada, her türden atığı yakarak enerji üreten şirketler dahil ham maddesi atıklar olan şirketlerin yıllık ‘ham madde’ ihtiyacının yarısının iç piyasadan karşılanmasının zorunlu hale getirileceğini açıklarken atık ithalatının nedenini açığa koymuştu.
Uzun yıllardır başta İngiltere ve Avrupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesinin kurtulmak için bedavaya verdiği atıklar Türkiye’de şirketler için adeta bir ganimet. ‘Geri dönüşüm’ iddiası ile getirilen atıkların neredeyse tamamı yakılıyor. Dünyanın çöplüğüne dönüştürülen Türkiye’nin Avrupa’dan sonra Irak, Tunus, Tayland gibi ülkelerden de atık ithal ettiği biliniyor. Toprağı, havayı ve suları zehirleyerek insan dahil tüm canlıları kanser vd. hastalıklarla buluşturulmasının tek nedeni bir avuç sermayenin bu işten nemalanıyor olmasıdır.