Tüm dünyaya umut veren bir ideolojiye ve mücadele deneyimine sahibiz. Bu süreç adım adım zafere doğru yürüyeceğimiz bir süreçtir. Kendi gerçeğimizin farkında olmalıyız
Şerzan Özgür
Bir yandan savaş siyaseti sürdürülürken bir yandan da Kürt sorununun çözümü için değerli çabaların geliştirildiği hassas ve önemli bir süreçten geçiyoruz. Birçok kesim gibi gençliğin de bu sürece katılımı ve oynayacağı rol son derece önemli ve belirleyici olacaktır. Bu çerçevede değerlendirecek olursak; öncelikle belirtilmeli ki psikolojik savaş kapsamında, çok kirli bilgiler yayılıyor. Faşist iktidar, yürüttüğü kirli savaşta sonuç almış gibi, Kürt halkının yürüttüğü özgürlük mücadelesini sonlandırmasını istiyor. Halbuki durum tam tersidir, Kürt halkı her zamankinden daha güçlü ve avantajlı konumdadır. Bu tarz bir propagandayla bu gerçeği tersi gibi göstermek istiyor. Gençlik olarak bilmeliyiz ki, gelinen aşamada kimse Kürtlere teslimiyeti dayatamaz, hele ki Özgürlük Hareketi’ne… Bu tamamen psikolojik savaştır, gerçeklikle alakası yoktur.
Bu nedenle bu kirli propagandadan etkilenmemek ve gerçeği görmek gerekiyor. Zayıf olan, büyük yıkımla karşı karşıya olan özgürlük hareketi değil, Kürt düşmanlığı yapanlardır. Bu saatten sonra Kürt halkını, özgürlük hareketini hiç kimse bitiremez, geçti artık o günler. Öyle ya da böyle halkımızın özgürlük mücadelesi mutlaka başarıya ulaşacaktır. Yeter ki rehavete kapılmayalım, görev ve sorumluluklarımızı yerine getirelim.
İçinde bulunduğumuz bu süreç, gençliğin her alanda örgütleneceği ve harekete geçeceği bir süreçtir. Gençlik, yaşadığı beklentili ruh halini üzerinden atmalıdır. Beklemek, yaşanan gelişmeleri izlemek gençliğe yakışmaz, herkes beklese de gençlik bekleyemez. Şüphesiz belli bir örgütlülük var, bu görülüyor. Hatta yer yer direniş de sergileniyor. Belediyelere kayyım atamalarına karşı birçok alanda direniş gösterildi, bunlar değerlidir. Yalnız bununla sınırlı kalmamalı, direniş daha kitlesel ve süreklileştirilerek yürütülmelidir. Bu anlamda gençlik sürece daha aktif katılmalı ve her anlamda kendini çözüm gücü haline getirebilmelidir.
Kürt halkı, bu son 200 yılda birçok isyan gerçekleştirdi. Bu isyanlar, uluslararası çıkarlar ve iç ihanetler gibi çeşitli nedenlerle hep bastırıldı. Ancak, gerek koşullar gerekse sahip oldukları güç itibariyle Kürtler, ilk defa özgürlüğe bu kadar yaklaşıyorlar. Bu nedenle sıradan bakmamak ve öyle durmamak gerekiyor, belirlenen bizim kaderimizdir. Kendi geleceğimizi kurma şansımız bizim elimizde, bundan daha değerli ve heyecan verici bir şey olabilir mi? Bu konuda daha duyarlı ve sorumlu olmak gerekiyor. Sıradan yaklaşmamak gerekiyor. Gençlik böyle yaklaşamaz, bu kabul edilemez. Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da halkımızın özgürlük mücadelesinin merkezinde yerini almalıdır. Özgürlük Hareketi, Kürt halkının son isyanı olarak mutlaka başarıya ulaşacak, buna inanalım.
Her gün ölmeye, kölece yaşamaya mahkum değiliz. Bize özgürlük, bize başarılar yakışır. Kaderimizi belirleyecek bilince ve kudrete sahibiz. Artık bilinçsiz, başkalarına muhtaç değiliz. Tüm dünyaya umut veren bir ideolojiye ve mücadele deneyimine sahibiz. Bu süreç adım adım zafere doğru yürüyeceğimiz bir süreçtir. Kendi gerçeğimizin farkında olmalıyız. Eski, sindirilmiş Kürdün devri kapandı, o özellikleri ve psikolojiyi de terk etmeliyiz. Yeni kürdün, özgür ve kendine güvenen kürdün zamanıdır. Her şeyimiz böyle olmalıdır. Kendimize yetebiliyoruz, bunu bilelim.
Özlenen yaşam, kaçınılmaz bir gerçektir artık…