Şirnex’teki doğa talanının durdurulması için Besta’da nöbet tutanlar, doğa talanını durdurma çağrısı yaparak, ‘Ağaçlarımızı keseceklerse barış nasıl gelecek?’ diye sordu
Demokratik Kurumlar Platformu, Şirnex’te yıllardır sürdürülen doğa talanına karşı “Eko-kırıma geçit yok, doğa talanına karşı yürüyoruz” şiarıyla yürüyüş gerçekleştirerek, Besta Bölgesi’nde bulunan Girhincê noktasında 1 günlük nöbet tuttu. Nöbet eylemine, Amed, Sêrt (Siirt), Mêrdîn ve Êlih’ten (Batman) de çok sayıda kişi katıldı.
‘Bu bize yapılan hakarettir’
Doğa tahribatını zulüm olarak nitelendiren Emine Polat, doğayı savunmanın herkesin sorumluluğu olduğunu belirten ifade etti. Tahribatın yaşamlarını nasıl etkilediğini anlatan Emine Polat, “Ağaçlarımızı keserek bize haksızlık ediyorlar. Artık insanlar hayvancılık bile yapamıyor. Ne meşe ağacı bıraktılar ne de ot, bu talandır. Doğa yok edilirse dünyayı ateş basacak. Bu bize yapılan hakarettir, zulümdür. Doğa olmazsa, sağlıklı olmayız, doğa olmazsa bizler yaşamayız, doğa olmazsa hayvancılıkla uğraşamayız. Kürtlere çağrım: Birlik olun, doğanızı, ağacınızı koruyun. Bizler bunu kabul etmiyoruz. Doğa olmazsa yaşam da olmaz. Birlik olun, doğanızı ve ağacınızı koruyun” ifadelerini kullandı.
‘Dayanışma ile bu talana dur diyelim’
Amed’in Licê (Lice) ilçesindeki maden faaliyetlerine karşı eylemlerde öne çıkan isimlerden birisi olan Azize Alan da Besta’daki eylemde katıldı. Kürdistan’daki doğa talanına karşı direnme çağrısı yapan Azize Alan, “Biz bu ağaçlarla birlikte doğduk, onlarla birlikte yaşıyoruz. Onlar da bizim gibi candır. Buralarda bulunan ormanlık alanlar korucular tarafından yok ediliyor. Bizim köyümüzde de maden faaliyetleri başlatmak istediler ama direndik ve gönderdik. Yine gelmişler, onlara da izin vermeyeceğiz. Kürdistan toprağı birdir, nerede doğa kırımı varsa biz karşısında duracağız. Dayanışma ile bu talana dur diyelim” diye konuştu.
‘Ağaçlarımızı keseceklerse barış nasıl gelecek?’
Mêrdîn’in Stewrê (Savur) ilçesinden eyleme katılan Nafya Demir, ağaç kesiminin barışın önünde engel olduğunu belirterek, “Ağaçlar bizim her şeyimizdir. Onların gölgesinde oturur, yaşarız. Ağaç kesimini kınıyorum. Bu doğa talanı durdurulmadan barış olmaz. Ağaçlarımızı keseceklerse barış nasıl gelecek? Bu doğa talanına karşı buradayım” diye belirtti.
‘Tahribat kalıcı olacak’
Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinden eyleme katılan Sabahat Irmak ise hastalığına rağmen nöbete katıldığını anlatarak, Kürdistan’da ki doğa talanına karşı herkesin ses çıkartması gerektiğini söyledi. Sebahat Irmak, “Şeker hastasıyım; ama buna rağmen burada bu talana karşı duruyorum. Burası bizim ülkemiz, topraklarımız. Devlet bu talana karşı durması gerekirken destek veriyor. Ağaçlar olmazsa kuraklık olur, su kaynakları tükenir. Bu doğa hepimiz için var. Bugün bu ağaçlar kesiliyor; ama bu tahribat kalıcı olacak ve belki 10 yıl bile kendini yenileyemeyecek. Kadınlara çağrım, doğalarına sahip çıksınlar” şeklinde konuştu.
‘Para uğruna ağaçlarımızı yok ettiler’
Şirnex merkezden eyleme katılan İncife İşlek ise geçim kaynaklarının yok edildiğini dile getirerek, “Geçimimizi hayvancılıkla sağlıyorduk; ama artık o da yok. Malımızı, mülkümüzü talan ettiler. Para uğruna ağaçlarımızı yok ettiler, su kaynaklarımız kurudu, bağ ve bahçelerimiz kurudu. Bu talanın durması için nöbet eylemine katıldım. Kimsenin bu talana karşı sessiz kalmaması ve buna karşı ses yükseltmesi gerekiyor. Herkes ağacına, toprağına sahip çıksın” dedi.
‘Güvenlik diyorlar, yalan söylüyorlar’
Qileban (Uludere) ilçesinden eyleme katılan İbrahim Tonğ ise, ağaç kesimine tepki göstererek, “Bu ormanlarda meşe, bıttım ağaçları var. Ormanlara dokunmak günahtır. Buradan Irak’a kadar ağaç kesimi başlattılar, ağaç bırakmadılar. Günah değil mi, yazık değil mi? Bir kaç kuruş para almak için 400 evi yakmak günah değil midir? Bu ağaç kesimlerinin gerekçesi güvenlik diyorlar ama yalan söylüyorlar” diye konuştu.
Haber: Zeynep Durgut \ MA