• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Mayıs 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Tugay Karakuzu

Ağlamak gülmenin kardeşidir

12 Mayıs 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Tugay Karakuzu, Yazarlar
Özerk manzaralar: Yol filminde dağlar

Sırrı Süreyya Önder’in 3 Mayıs günü aramızdan ayrılışı toplumun geniş kesimlerinde büyük üzüntüye yol açtı. Günlerdir onu şahsen tanıyan ve tanımayan sayısız insan onunla kurdukları bağı, beraber geçirdikleri anları paylaşıyor. Sırrı Süreyya Önder’in, farklı insan grupları için taşıdığı anlamlar çok çeşitlidir; benim için de durum farklı değil. Gezi direnişi, LGBT+ mücadelesine verdiği değer ve destek, Kürt özgürlük mücadelesine olan katılımı ve Kürtlere içten dostluğu; ayrıca toplumsal sorunlara duyarlı bir sinemacı olması, onu önemli ve dikkat çekici bir figür kılan unsurlardan.

2006’da çektiği Beynelmilel’i sanıyorum on beş yıl kadar önce, o zamanlar DVD kiralanan dükkânlardan birinden alıp izlemiştim. Henüz bir şeyleri yavaş yavaş anlamlandırmaya başladığım yaşlardaydım. Birkaç gün önce, çok yönlü kişiliği ve farklılıkları kucaklayan duruşunun izlerini filmin birçok karesinde görerek, Önder’i yeniden anmak istedim.

Bu yazı, Sırrı Süreyya’nın yaşamı, fikirleri ya da politik duruşu üzerine değil; Türkiye sinemasına kazandırdığı Beynelmilel’e odaklanmayı amaçlıyor.

Baharı Karşılayan Enternasyonal

Enternasyonal anlamına gelen Beynelmilel Sırrı Süreyya Önder’in 2006 yılında yazıp yönettiği 12 Eylül darbesinin etkilerini Adıyaman’ın bir kasabasında olup bitenler üzerinden anlattığı filmidir. Film darbeden iki yıl sonra, 1982 yılında geçmektedir.

İki temel aksa sahip filmin konusuna kısaca bakalım. Düğünlerde ve özel etkinliklerde çalgıcılık yaparak geçimlerini sürdüren Abuzer ve amatör müzik grubu, askeri yönetim tarafından belediye bandosuna alınır. Pek gönüllü olmayarak, görece zorunluluk sebebiyle kendilerini askeri formalar içinde bulan ekipten, kısa bir süre sonra şehri ziyaret edecek askeri konseyin karşılanma törenleri için çağdaş ve modern eserler hazırlamaları istenir. Hem makam farklılığı, hem de nota bilmemeleri onları zorlayacaksa da, bir yolunu bulacaklardır. Aksın ikinci kısmında ise Abuzer’in kızı Gülendam ve aşık olduğu devrimci Haydar vardır. Haydar faşist cuntaya karşı kendi yöntemlerince bir protesta gösterisi organize etme telaşındayken, üniversiteye hazırlanan Gülendam onu etkileyebilmek için verdiği yasaklı marksist kitapları okumaya başlar.

Beynelmilel, pek çok 12 Eylül filminden farklı olarak, insan ilişkilerindeki değişimlere, militarizme ve cuntacıların yarattığı ahlaki yozlaşmaya, en çok da darbe sonrası gündelik yaşamda gerçekleşen değişimlere esprili bir ciddiyetle yaklaşır. 12 Eylül öncesinde var olan halkevlerinin pavyona dönüşmesi, toplum içinde muhbirciliğin tüm alanlara sızması, rütbenin her koşulda en büyük güç olması…

Askeri diktatörlük rejimi altında, zorunlu belediye bandosu olma durumu, militarizmin sıradan hayatları ne kadar biçimlendirdiğinin etkili bir mikro örneği.

Abuzer, ekibiyle birlikte komutanların kendilerine verdikleri repertuarı kendi yöntemleriyle çözümlemeye çalışıp bu işten kazasız belasız sıyrılmanın derdindeyken; cuntaya karşı öfkeli olan Haydar, askeri konseyin karşılanma anında hoparlörlerden yasaklı müzikler listesinde olan Enternasyonal’in çalınmasını sağlayarak bu müzikli eylemle protestosunu gerçekleştirmek ister.

Onun derdi, en azından gelecek kuşaklara bir eylem bırakabilmiş olmaktır. Yapılması gereken Enternasyonal’in kayıtlı olduğu eski bir plak üzerinden marşı bir kasete aktarmaktır. Bu görevi ise Gülendam üstlenir. Gülendam’ın yapması gereken, evde orijinal plağı çalarken aynı anda bir kasetle bu sesi kaydetmektir. Gülendam evin bir odasında bunu yaparken babası Abuzer bu müziği duyar ve ona bu müziğin ne olduğunu sorar. Gülendam gerçeği söyleyemeyeceğinden, ona bu müziğin “baharı karşılama müziği” olduğunu söyler. Böylece Abuzer ve diğer çalgıcılar enternasyonal’i, konseyi karşılama müziği yapmaya karar verir ve onun üzerine çalışmaya başlarlar.

Bu noktadan itibaren, sadece bir taşra komedisi olmadığını anladığımız film, bize daha katmanlı bir anlatı sunacağını iyiden iyi sezdirir.

Unutanlar İçin Bir Marş

Gülendam’ın babasına söylediği yalan, enternasyonaneli ne yerli halkın ne de askeri mensubun bilmemesi, darbe sonrası toplumsal hafızanın nasıl bastırıldığını gösteren güçlü bir imgeye dönüşür. Her ne kadar Türkiye’de darbe öncesi hiç bir şeyin güllük gülistanlık olmadığını biliyor olsak da, toplumsal muhalefet ve hafızaya inen balyozu biliyoruz. Abuzer ve arkadaşları Enternasyonal’i çalarken onu hâlâ baharı karşılama marşı zanneder. “Bahar gelecek, kuş sesleri, çocuk falan… öyle, beynelmilel bi şey”.

Ne olduğu unutulmuş marş, yalnızca mizahi bir etki yaratmaz, aynı zamanda toplumsal travmanın üstünün nasıl örtüldüğüne, politik hafızanın nasıl silindiğine de işaret eder. Ancak işin ironisi burada başlar: anlamı silinmiş bir marş, beklenmedik bir şekilde geri döner; hem de tam da iktidarın kendi sahnesinde, kendi ritüeli içinde yankılanarak. Film, politik bilinç ile hafızasızlığın, irade ile tesadüfün iç içe geçtiği bir alanda geçer. Silinmiş gibi görünen şey, bir şekilde geri döner: tam da bastırıldığı yerden, bir kasaba meydanında, askeri konseyin karşılanmasında.

Film, iktidarın ritüellerini onun kendi diliyle sabote eder. Askeri tören, otoritenin en steril ve disiplinli sahnesidir. Ama o sahneye bir hata, bir “müzikal yanlışlık” sızar ve bütün gösteri dağılır. Tüm kasabanın hayatına dışarıdan dayatılan bu ciddiyetin içinin boşluğu açığa çıkar. Müzik burada hem bir protesto aracına dönüşür, hem de toplumsal belleğin suskunluk perdesini yırtar.
Beynelmilel’in belki de en değerli yönü, insanı gülümseten o ‘yanlışlık’ anında, fark ettirmeden güçlü bir politik duyarlılık yaratmasıdır. Gündelik olanın içinden, ciddiyetin çatlağından sızan bu hafıza, seyircinin aklında sadece bir mizah unsuru olarak değil, güçlü bir politik hatırlama pratiği olarak yer eder.

Sırrı Süreyya Önder sinemada da bunu yaptı; gündeliğin içine sızana bakıp, çentikler attı.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bu yaşadığımız cehennem değilse nedir?

Sonraki Haber

Ruşen Seydaoğlu: Barış kadınlar için önemli bir eşik

Sonraki Haber
Ruşen Seydaoğlu: Barış kadınlar için önemli bir eşik

Ruşen Seydaoğlu: Barış kadınlar için önemli bir eşik

SON HABERLER

Pervin Buldan: Meclis üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeli

Pervin Buldan: Meclis üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeli

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Neçirvan Barzani: Yeni dönemin kapılarını aralayacak tarihi bir gelişme

Neçirvan Barzani: Yeni dönemin kapılarını aralayacak tarihi bir gelişme

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

SOLDEP: Asıl mücadele şimdi başlıyor

SOLDEP: Asıl mücadele şimdi başlıyor

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

PKK’nin açıklamasının ardından ASELSAN hisseleri çakıldı

PKK’nin açıklamasının ardından ASELSAN hisseleri çakıldı

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Gazetecilerin davasında 1 beraat, 3 ceza istemi

Gazetecilerin davasında 1 beraat, 3 ceza istemi

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Ali Haydar Kaytan: Hakikat savaşçısı olarak ömür boyu yürüdü

Ali Haydar Kaytan: Hakikat savaşçısı olarak ömür boyu yürüdü

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Nuri El Maliki’den Şara’ya: Irak’ta istemiyoruz

Nuri El Maliki’den Şara’ya: Irak’ta istemiyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır