Değerli arkadaşlar, hepinize saygılar.
Hakikat arayışında haksız, hukuksuz şekilde esir alınan 14 gazeteci arkadaşa da sevgiler.
Xerç ülke…
Gündem cacıx. İyice yani.
Sen çimento ol ben kum, karışıp xerç olalım diyen yürekler misali, her şey birbirine karıştı. Bu karışım içinde barış kelimesi ortalıkta dolanıyor. Su üstünde ama kaynıyor da bir yandan. Sonu xêr ola.
Değerli gündem mağduru dostlar;
Otoriterleşiyor muyuz diyenler iyice şaşkın, yeni kelime arıyorlar.
Toplumsal baskı arttı diyenler zaten ortada yok. Yeni Zelenda’dan çiftlik bakıyorlar.
AKP, rejimi hala tam kıvamına getiremediği için her şeyi darlama eşiği biraz yükseldi. Çünkü işler pek rayında değil. Ne küreselde ne yerelde…
Dünyada yükselen sağcı-faşizan dalga üzerinde sörf yapmaya niyetlenen herkese “ne vereyim abime?” diye seslenen vahşi kapitalizm; mutfakta “Hitler’in totalitarizmi, Franco’nun diktatörlüğü veya Saddam’ın tiranlığına” benzer tonlarda bir menü hazırlıyor sanki. Yani ancak böyle bir şey bu arzuyu kurtarabilir.
Lice Fantezi Dünyası
Haber şöyle:
[Lice Kaymakamlığı, Lice Belediyesinin meclis kararı ile ilçede bulunan kadın pazarına “Jiyan Kapalı Pazar Yeri” adı vermesini, “yabancı dil kurallarına göre teşkil etmiş bir kelime olduğu, anayasa ilkelerine ve genel ahlaka aykırı olduğu, ayrımcılığa ve bölücülüğe yol açabilecek nitelikte olduğu” gerekçesiyle onaylamadı.]
Jiyan Kapalı Pazar Yeri… Aranızda dilbilimci varsa lütfen hangisinin yabancı kelime olduğunu “siverekli_asi_prens_çavreş_72_65 @ cimeyil.kom” adlı mail adresime lütfen yollasın.
Bunu hallettiysek diğer kısımlara bakalım.
Anayasa ilkelerine aykırı demiş. Wila roka ve maydanoz satılan pazarın nesi anayasaya aykırı?
Xwedê qehr û bela xwe bide we…
Yetmiyor bir de genel ahlaka aykırı imiş.
Anlamadım pazara bakınca ne görüyor? Xalê Remezan’ın sattığı patatese bakınca çıplak mı gördün nedir qeymeqam? Derdin nedir yani…
O domates û xıyar dezgelerinden terör ve bölücülüğe nasıl vardın?
Özetle kaymakam diyor ki pazarın adı Yusuf, Eymen falan olsun, Jiyan olmasın.
Pazarın girişinde de Arapça yazılar olsun.
Pazarın başına da İran’dan transfer ahlak bekçileri yerleşsin.
Ahlaka, anayasaya aykırı bir Kürt işi daha!
Lice Kaymakamı sizi kesmediyse Muş ile devam edelim.
Saçma sapan haberimiz şöyle:
“Muş Alparslan Üniversitesi Kürt Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanlığı, okul kütüphanesi listesinde olan Kültür Bakanlığı onaylı şiir kitaplarını okuttuğu için öğretim üyesi hakkında soruşturma başlattı.”
Kürtçe bölümde öz Türkçe şiirini okutmadığı için hocanın ifadeye de çağrılması gerektiğini belirtmem gerekir. Bir kere bu elim hatayı yapması zaten kabul edilemez.
Ayrıca Kürt dili bölümünde bunca dil varken, mesela İngilizce, Almanca, Danca, Afrika dilleri varken Kürtçe şiir okutması MANİDAR!
Muş soğuk bir yer. Yazılan Kürtçe şiir ve diğer kitaplar da yakılıp, gürleşen ateş ile çay yapılıp içilmesi de önerimdir. Aklıma başka bir şey gelmiyor pek.
Aile yılı
Yaşanılan şart û şukul içinde iktidar 2025 yılını aile yılı ilan etti.
Geçen yılı emekliler yılı ilan etmişlerdir, başlarına neler getirildi gördünüz.
Demek ki bu yıl aileler topluca el atacaklar.
Ailelerin başına ne gelecek artık bakıp göreceğiz.
AKP’nin aileden anladığı sadece A Haber izleyip, Erdoğan’ı öven, ekonomi çok iyi diyen, Avrupa bizi kıskanıyor diyen, dünya lideriyiz diyen tipoloji değil.
Gayet ideolojik yerden, geçmişinden geleceğine el atılan, eğitim içinde şekillendirilen, üzerine kafa yorulan bir Sünni-pragmatist-Türkçü kafada aile dizaynı.
Bu konulara nerden girdim anlamadım.
Şimdiye kadar İletişim Yayınları’nın bu alanda üç beş doktora tezini basmamış olması da üzücü tabi.