Geçen hafta bana ulaşan mektuplardan dördünün sahibi henüz gazetemizi cezaevinde okuyamayanlardan. Geçen hafta Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki son kararını burada verdim. Anayasa Mahkemesi, hakkında toplatma kararı yoksa bir gazete veya derginin cezaevine girip, oradaki mahpuslar tarafından okunmasında bir sakınca görmüyor.
Kimi cezaevi idareleri, bu konuda kendilerini mahkeme yerine koyuyor ve yayın politikalarını beğenmediği birkaç gazetenin cezaevine girişine engel oluyordu. Ancak böylesi bir uygulamanın Anayasa ve yasalara aykırı olduğuna bizzat Anayasa Mahkemesi karar vermiş bulunuyor. Şimdi içeride akrabası-arkadaşı olan görüşçülerin en öncelikli görevi bu kararı içeriye duyurmak olmalı. Cezaevi yönetimleri, Resmi Gazete’nin ya da Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesine girip, ilgili kararı inceleyebilirler.
Tüm vatandaşları ve hatta ve özellikle tüm mahkemeleri bağlayan söz konusu karar, Resmi Gazete’nin 21 Mayıs 2019 tarih ve 301780 sayılı nüshasında yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunuyor. Başvuru Numarası: 2016/12936 olan bu dosyanın Karar Tarihi: 27/3/2019. Yani dosya aslında 27 Mart 2019 günü karara bağlanmış. Resmi Gazete’de yayınlanmak için iki ay kadar sıra beklemiş!
*
Önceki hafta insanların memleketlerinden uzaktaki hapishanelere konulmalarının insan hakları ihlali olduğuna dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını yayınlamıştım. İşte böylesi bir başvuru İnsan Hakları Derneği’nin Ankara Şubesi’ne yapıldı. Manisa T Tipi Cezaevi’nde bulunan Murat Ceylan, ailesinin-annesinin bulunduğu Tarsus T Tipi Cezaevi’ne sevkini istedi. Sevk talebi kabul edildi; ancak yol parası olarak kendisinden istenen 2 bin lirayı bulamadığı için üç aydır, ailesinin yanına gidemiyor. Annesinin yaşlılık maaşından başka geliri yok ailenin. Akrabaları da yardım etmiyor. Aralarında kimi bakanlıklar da dahil devletin kimi kurumlarına bu konuda yazıp, yardım istedi; ancak şimdiye kadar herhangi bir cevap alamadı.
*
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde Elif Akkurt ve arkadaşları, hastane ve mahkemelere giderken, kapı altında onur kırıcı ve gereksiz gördükleri “parmak okutma” dayatmasını kabul etmemeye devam ediyorlar. Bu yüzden, ne hastaneye ne de -daha önemlisi- mahkemelere gidemiyorlar. Mahkemelerde sürmekte olan davalarına gidemedikleri için haklarındaki kararlar gıyabında veriliyor. Elif Akkurt ve aynı dosyadan yargılananlar, haftalık sohbet hakkını 6 saat olarak kullanmaktalar; ancak yönetmeliklerde yazdığı gibi bu sürenin 10 saate çıkarılması konusunda ısrarlılar.
*
Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Ergin Doğru, halen 2.5 yıldır yayınlanmakta olan aylık Dersim Gazetesi’nin yayın kurulu üyesi; ancak kendi dergisini içeride okuyamıyor. Dahası dışarıdan kendisine postayla gönderilen dergi ve gazete içeriye verilmiyor. Oysa bu konudaki Anayasa Mahkemesi kararından sonra böylesi yasaklama kararı alan idareler, Anayasa suçu işlemiş olacaklar. Burada tekrarlamaya gerek görmüyorum artık.
Bu cezaevindeki en büyük sıkıntı kitap konusunda. Başka cezaevlerinde okudukları kitapları, okurlarımız Ergin Doğru’ya gönderirlerse, bu konuda bir rahatlama olacaktır. Bu arada, Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde açık görüş haftası olmayan haftalarda 45 dakika ya sohbet ya da spora çıkılıyor. Mevcut yönetmeliklere göre, her hafta en az 10 saat olarak yapılması gereken ve böylece ayda 40 saatlik söz konusu sosyal hak, burada ancak 45×3’ten toplamda 135 dakika gerçekleşebiliyor.
*
Sahi, Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi’ndeki oda arkadaşlarımdan Haluk Bor’u yalnız bıraktık. Bıraktık diyorum; çünkü sadece ben değil, birkaç gün sonra da odamızdaki diğer arkadaşımız Beytullah Ekmekçi de benim yararlandığım Adalet Reformu maddeleri gereğince tahliye olmuş. Ancak ben ve Beytullah gibi pek çok kişi, “dosyaları bir de Yargıtay’da incelensin” diye tahliye edilmekle birlikte, bu dosyalardan tamamen kurtulmuş değiliz.
Yani bizimkisi geçici özgürlük. Eğer dosyalarımızı Yargıtay onaylayacak olursa, yeniden cezaevine girmemiz gerekecek. Hatta Yargıtay, cezamızı bozsa bile, yeniden yargılanacağımız ilk-yerel mahkeme, verdiği cezada direnebilir. Söz konusu Reform Paketi’ndeki “Haberlere haber, yorumlara eleştiri olarak bakılması gerektiği” şeklindeki yasa maddesinin uygulanmasına ise -son dosyasından beraat eden Fikret Başkaya’nın davasını saymazsak- henüz rastlayamadık. Umarız ileride böylesi örnekler de olur.
MEKTUBU GELENLER
Elif Akkurt – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
M. Aytunç Altay – Edirne F Tipi Cezaevi
Ergin Doğru – Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Murat Ceylan – Manisa T Tipi Cezaevi
Ayhan Kavak – Siverek T Tipi Cezaevi
Haluk Bor – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Hüseyin Güçlü – Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi
Orhan Çaçan – Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi
Posta Kutusu: 253 Yenişehir ANKARA e-mail: aykol267@gmail.com