Bu yıl 10.’su gerçekleştirilen Türkiye Enerji Zirvesi; sektör temsilcileri, Türkiye ve bölge ülkelerin kamu yetkilileri ile 400’ü yabancı toplam bin 360 kayıtlı delege katılımıyla Antalya Regnum Carya Otel’de düzenlendi.
Zirvede 80’e yakın yerli ve yabancı konuşmacı, düzenlenen 20 farklı oturumda enerjiyi konuştu. “Geleceği İnşa Etmek” teması ile gerçekleştirilen zirvede Akdeniz gazının ticarileştirilmesi, yabancı yatırımcı gözünden Türkiye enerji piyasası, Türkiye’de termik santrallerin geleceği, akaryakıt piyasalarında regülasyonlar ve serbest piyasa, ticaret savaşları ve jeopolitik gelişmelerin etkileri dahil 20 konuda oturum düzenlendi. 10. Türkiye Enerji Zirvesi, gelecek yıl yine Ekim ayında ‘Nice On Senelere’ temennisi ile son buldu.
Akdeniz doğalgazı!
Türkiye, ABD, Rusya, Kıbrıs, İsrail, Fransa, İtalya gibi ülkeler Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz çıkarma işine girişirken, devletler arasında siyasi gerilimler yaşanıyor. Bölgeyi abluka altına alan ülkeler, Akdeniz’i enerji üretim merkezlerinden biri haline getirmek ve bu yolla sermaye kesimlerine yeni bir birikim yolu açmak istemeleri, ükeler arasında gerilimleri arttırırken, bu yağma dalaşının ülkeler arasında savaşlara yol açabileceği belirtiliyor. Türkiye’nin ise hem Ortadoğu ve hem de Doğu Akdeniz stratejisi sorunlarla dolu. Türkiye, 2019’da tek taraflı girişimlerle ve deniz hukukunu kendi açısından yorumlayarak bölgeye sondaj gemilerini göndermesi gerilimi arttırmış durumda. Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yaptırım uygulama kararının ardından Türkiye, Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisini ve Haziran 2019’da da Yavuz gemisini Akdeniz’e yolladı.
Akdeniz tehdit altında
Akdeniz bölgesinin küresel iklim değişikliğine karşı yerkürenin en hassas bölgelerinden birisi olduğu unutturulmak isteniyor. Akdeniz’de yaklaşık 350 endemik deniz canlı türü olduğu ve yüzde 28’lik endemizm (yerel, yalnızca o yere ait olan tür) oranıyla küresel biyolojik çeşitlilik içinde en sıcak noktalardan biri olduğu raporlarda yer alıyor. Yarı kapalı bir deniz olan Akdeniz’de suyun yenilenme süresi 80 yıl ve bu durum bölgenin yağma kuşatması altına sokularak yok edileceğine işaret ediyor.
Elektrik üretimi
Zirvede, Türkiye’de sermayenin gözünün halen enerji üretimlerinde olduğunu gösteren gelişmeler yaşandı. Arz fazlası nediyle şirketlere üretmedikleri enerji için kilowat başına enerji üretiyormuş gibi para ödeyen iktidarın uygulamaları şirketlerin iştahını kabartıyor. Üstüne üstlük bankalara olan borçlarının silinmesinin istenmesi şirketlerin fazlaca arzusunu kamçılıyor. Ancak bu kadar enerji kapasitesinin neye yarayacağı ve nasıl tüketileceğine henüz bir cevap oluşturulmuş değil. Kamu gelirlerinden enerji şirketlerine geçtiğimiz Ağustos ayında 1.1 milyar lira nakit ödeme yapılmış olması büyük bir kamu zararını ortaya koyuyor. Bir yandan bu yatırımlarla doğal yaşam ve sular kirletilirken diğer yandan kamu gelirlerinin peşkeş çekilmesi tepkileri arttırıyor.
EKOLOJİ SERVİSİ