• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
30 Haziran 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Aklın kötümserliği-Musa Piroğlu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Nikbinlik, her şeyi iyi yanından gören, her durumda iyi bir çıkış yolu uman dünya görüşüdür. Nazım’ın “güzel günler göreceğiz çocuklar” dizesiyle başlayan şiirinin adı Nikbinlik’tir. En net ifadesini ise kötümserin boş tarafını gördüğü bardakta dolu yana bakmasıyla bulur. İyimserlik; iradi bir tavır, bir tercihtir. Meselenin eksileriyle değil pozitif yönleriyle ilgilenir ve bu pozitif yönden hareketle eksikliklerin kapatılacağını varsayar.

İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi sonrası sokağa çıkan muhalefet, “Erdoğan istifa” sloganından hızla “güzel günler göreceğiz” sloganına dönerken, bu slogan kısa sürede saray karşıtlığının ifadesi haline geldi. Yazar, sanatçı, aydın toplumun her kesimi tribünlerde, ödül törenlerinde, sosyal medyada, eylemlerde ve sokakta, seçimlere dair tavrını bu sloganlaşan dize üzerinden tarif etmeye başladı. Bu haliyle bir cesaret gösterisi niteliğine bürünerek sloganlaşan dize, toplumsal açıdan umut veren bir gelişme olarak okunmaya başlandı. Korku kadar cesaret de bulaşıcıydı ve cesurca tavır alışlar hızla yaygınlaşmaya başladı. 7 Haziran sonrası ortalığı etkisine alan kan ikliminin yol açtığı ağır suskunluğun kırılması doğrudan açık taraf oluşların sergilenmesi, sokağa yayılan iyimserlik havası ve umut dalgası toplumsal muhalefet açısından önemli bir kazanımdır. Zaten iktidar bu tavır alışın toplumsal boyutlarını doğru okuduğu için bu cesur çıkışların önünü tehdit yoluyla kesmeye, etkisini kırmaya çalıştı, çalışıyor. Kitlelerin iyimserlik hali siyasal açıdan çok önemlidir, zira verili durumun değişeceğine dair bir inancı taşır ama aynı nikbin duruşun siyasal hareketler tarafından sergilenmesi kötüdür çünkü kendiliğindenliği ve edilgenliği besler. “Pessimismo dell’intelligenza, ottimismo della volontà / Aklin bedbinliği, iradenin nikbinliğini tercih ederim.” (Antonio Gramsci)

Kelimelerle ifade edilen sloganlar siyasal hareketler açısından konjonktürel durumun analizinin, yapılması gerekenin en basit ve özlü tarifinin yani yaşananlar karşısında nerede nasıl durulduğunun göstergesidir. Bu zaviyeden bakıldığında “güzel günler göreceğiz” sloganlaştırması doğrusal bir şekilde mücadeleyi yine, yeniden sandığa kilitlemek anlamına geldiği gibi sandığın istenilen sonucu vereceği inancının büyütülmesi anlamına gelmektedir. Siyaseti sandığa kilitlemek bir yandan sistem içerisine sıkışıp iktidar perspektifinden, devletin sınıfsal karakterinden ve ortaya çıkış haliyle bir baskı aygıtı olduğu gerçeğinden kopmak anlamına gelir. Bu kopuş verili toplumsal yapı içerisinde herkesin mutlu olacağı bir dünya tasavvuru demektir ki tüm sınıfsal çelişkilerin üstünün örtülmesi demektir. Seçim yoluyla amaca ulaşılacağı tespiti normal bir sürecin tarifi anlamına gelir ki seçimlerin iptal edilmiş olması tek başına bu tezi geçersiz hale getirir. YSK kararı ile, iktidarın asla seçimdeki yenilgiyi kabul ederek geri çekilmeyeceği iddiası bir şekilde doğrulanmış oldu. Buradan hareketle iktidarın kaybedeceği bir seçime girmeyeceği fikri ve kazanmak için her yolu deneyeceği görüşü de doğrulanmış oldu. Bu tespit, 23 Haziran’da gerçekleşecek seçimin hangi şartlar altında cereyan edeceğini göstermesi açısından da anlamlıdır. Kitleleri saran iyimserlik karşısında devrimci hareketler aklın kötümserliğini tercih etmelidir. Saraya karşı mücadeleyi sandığa bağlamak ve sandık zaferini büyük bir umut haline getirmek, sandıktan galip çıkmayı temel hedef haline getirmiş ve her şeyi göze almış bir iktidar gerçekliği varken tehlikelidir. Zira her yenilgi entelektüel ve moral düzensizliği beraberinde getirir.

Sokağa hâkim havaya bakıldığında kitlenin kazandığı fakat elinden hile ve zorla geri alındığı bir tekrar seçime değil, her şeyin normal işlediği, kurumsal yapıların en azından sistem içerisinde cereyan eden mücadelelerde tarafsız kaldığı, hükümetin seçim yoluyla değiştiği normal koşullarda normal bir seçime hazırlandığı izlenimi edinilebilir. İradesi zor yoluyla elinden alınmış ve tekrar alınabilecek bir kitlenin öfkesinden çok verili öfkeyi söndürüp tüm koruma tedbirlerinden kopuk nikbin bir umut, eylemlerin ve açıklamaların üzerinde etkili oluyor. CHP yönetimi için bir düzeyde meşru görülebilecek bu tavır alışın devrimci hareket ve bireyler için kabul edilebilir bir yanının olmadığı görülmelidir. Devrimciler nikbin umudu değil karamsar öfkeyi, sandığı değil sokağı örgütlemelidir. Bunun içinse sürece müdahale edebilecekleri gücü yan yana getirmeli, yani ortak bir mücadelede birlikte yürümelidirler.

Benzer şekilde sandığa kilitlenen bakışın, sandık başarısında büyük payı olan Kürt halkı ve onun yaşadığı ağır saldırı karşısında da görmezlik, duymazlık çizgisini izlediği, bu durumun ciddi kırılmaları tetiklemeye aday olduğu da görülmelidir. Bu köşede söylendiği şekliyle “Açlık grevleri karşısındaki sessizlik, anneleri hedef alan devlet saldırıları karşısında da devam etmekte ve artık yaralayıcı olmaktan öte sarsıcı sonuçlar üretmeye başlamaktadır. Sosyalist hareketler ve toplumsal muhalefet, açlık grevleri ile kuramadıkları yakınlaşmayı anneleri hedef alan saldırılar dolayımıyla kurmak imkânını doğru değerlendirmelidir. Tutsak annelerine yönelen devlet gaddarlığı herhangi bir politik duruşu aşan insani öfkeleri depreştirmektedir.” Annelere ses vermek saraya karşı birlikte yürümenin gereklerinden birisidir.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Cizîr’de 32 yıldır yasaklı olan iki köy barajla suya gömülmek isteniyor

Çığırından çıkmış bir dünya

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Savaş şimdilik bitti. Ancak savaşta aşılan eşikler ve savaş sonrasındaki gelişmeler, savaşın bitişinde bir rahatlamadan ziyade daha yüksek düzeyde gerilim...

Zulme Karşı Direnmek

İran neden çöküşün eşiğine geldi

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Orta Doğu yine yanıyor; eski haritalar üzerinde yeni savaş senaryoları çiziliyor. İsrail’in son dönemde ardı ardına gerçekleştirdiği ölümcül hava saldırıları;...

İpin ucu kaçıyor

Lozan’ı aşmak

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Önder APO’nun ‘Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu’ hepimize esas olarak düşünce biçimimizi değiştirme çağrısı yapan bir manifestodur. Ancak esnek düşünebilenlerin...

Kürt aklı ve Kürt ideolojisi

Kürt aklı ve Kürt ideolojisi

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Her bir Kürt birey kendini bilmeye çalışırken , kendisindeki tikel Kürt’ü ve evrensel insanı tanımak, bilmek durumundadır. Aksi taktirde tüm...

İmkâna mekân

Sarsılan hiza

Yazar: Yeni Yaşam
29 Haziran 2025

Hikâyenin nerede ve ne zaman başladığı bir merak konusu. Zamanın sarkacında gidip gelmek, gidip dönmek ve gidip dönmemek; bildiğimiz hayatı...

Barış bir mücadele sorunudur

Süreç neden yavaş ilerliyor?

Yazar: Yeni Yaşam
29 Haziran 2025

Bütün önemine ve değerli olmasına rağmen barış ve demokratik toplum süreci yavaş ilerliyor. Başlarken çok hızlı hareket edilmesi gerektiği ısrarla...

Sonraki Haber

Karıştır dip tutmasın-Ömer Ağın

SON HABERLER

Şirnex’teki cinsel saldırı failinin Antalya’da da bir çocuğu hedef aldığı ortaya çıktı

Şirnex’teki cinsel saldırı failinin Antalya’da da bir çocuğu hedef aldığı ortaya çıktı

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

‘Tek hedefimiz Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü’

Abdullah Öcalan ile görüşmek isteyenler Türkiye’ye geliyor

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Xêro Abbas’tan sürece destek çağrısı

Xêro Abbas’tan sürece destek çağrısı

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Çınar Altan: Demokratik dönüşüm için vesile olmalıyız

Çınar Altan: Demokratik dönüşüm için vesile olmalıyız

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Sara Glynn: Süreç AKP’nin siyasi hesaplarına sıkışmamalı

Sara Glynn: Süreç AKP’nin siyasi hesaplarına sıkışmamalı

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyor

Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyor

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Bülent Kaya: Komisyon ilk adımdır, iyi atılırsa gerisi gelir

Bülent Kaya: Komisyon ilk adımdır, iyi atılırsa gerisi gelir

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır