DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, 31 Mart seçim sonuçlarına dair ,“AKP ya toplumun verdiği mesajı doğru değerlendirerek politika yürütür ya da şimdiye kadar izlediği baskı ve tehdit politikasını sürdürerek çöküşe gider” dedi. Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini vurgulayan Arslan, “AKP, daha fazla Kürtlerle ve toplumla inatlaşmamalıdır” dedi. 31 Mart Yerel Seçimleri’ne dair başta İstanbul olmak kimi merkezlerde sandıktan çıkan sonuçlara dair itirazlar sürerken, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, sandıktan çıkan sonuçları Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. Türkiye’nin ekonomi, turizm, sanayi ve nüfus bakımından önemli merkezleri olan İstanbul, Ankara, Adana gibi kentlerin yönetiminin AKP’den muhalefete geçmesi üzerinde duran Arslan, bu sonuçların AKP ve özellikle Erdoğan’ın halkla inatlaşmasından kaynaklı olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
‘Dün kayyum bugün hile’
Arslan, Kürt illerindeki seçim sonuçları ile ilgili şunları söyledi: “AKP, bölgede vali, kaymakam, asker ve polis teşkilatlarıyla el birliği yapıp Kürtleri korkutarak ve tehdit ederek toplumu baskı altına almaya çalıştı. Özellikle Botan hattında seçim öncesi önemli bir oranda polis ve asker seçmen kaydırma durumu oldu. Bu oranlar, seçimlerin kaderini değiştirebilecek oranlardı. Örneğin; Beytüşşebap’ın nüfusu 5 bin ama 5 bin 500 seçmeni var. Uludere’de nüfus çok az olmasına rağmen 2 veya 3 bin seçmen getirildi. Yine Şırnak’ta 12 bin seçmen getirildi. AKP, Şırnak ve ilçelerinin genelinde oyu 42 bindir. HDP’nin ise 168 bin civarıdır. Bu durum, belediyeleri elimizden almak için nasıl bir hukuksuzluk ortamı oluşturulduğunu gözler önüne seriyor.”
‘Bu özeleştiri sürecidir’
Buna rağmen kazanılamayan merkezlerin sonuçlarını tek tek masaya yatırarak sorgulayacaklarını söyleyen Arslan, “Bizden kaynaklanan eksiklik ve yetersizliklerden kaynaklı hiç kuşkusuz bunun özeleştirisini halkımıza vermek zorundayız. Bu süreci, özeleştiri süreci olarak ele alacağız ama Kürdistan’da çok normal şartlarda bir seçim yaşanmadı” dedi. Aslan, seçim ittifakının ulusal birlik açısından önemli olduğunu ve sürdürülmesi gerektiğini belirtti. “AKP, Türkiye’yi kaybetmiştir. Türkiye halkı, AKP’nin politikalarını onaylamadı, cezalandırdı. Erdoğan’ın yenilmezlik imajı yerle bir oldu” diyen Arslan, “AKP ya toplumun verdiği mesajı doğru değerlendirerek politika yürütür ya da şimdiye kadar izlediği baskı ve tehdit politikasını sürdürerek çöküşe gider” dedi.
‘Tecrit Türkiye’yi daraltıyor’
Türkiye’nin hem ekonomik hem de toplumsal alanda daralmasının nedeninin Öcalan’a uygulanan tecrit olduğunun altını çizen Arslan, “Türkiye’de siyasetin normalleşmesini istiyorsak, bir an önce açlık grevcilerinin talepleri yerine getirilmelidir. Normalleşme, tecridin kaldırılmasıyla başlar. AKP, şiddet ve gerilimli dili bırakmalıdır” dedi. Bundan sonraki öncelikli gündemlerinin açlık grevleri ile daha fazla can kaybı olmadan Öcalan üzrindeki tecridin sonlandırılması olacağını belirten Arslan, hükümeti, “AKP, daha fazla Kürtlerle ve toplumla inatlaşmamalıdır. Halkla inatlaşmanın zararı vardır ve bunun da örneği 31 Mart seçimleridir” sözleriyle uyardı.
Mehmet Şah Oruç-Özgür Paksoy/Diyarbakır-MA