İstanbul’da hezimet yaşayan AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçmenin mesajını almadığı belirtiliyor. ‘Tek adam sistemi’ni makyajlama ve yenilgiye yol açan politikaları ‘daha iyi anlatma’ eğilimi baskın çıkıyor
İstanbul’da tekrar edilen seçimde 800 binin üzerinde fark yiyerek ağır bir hezimet yaşayan AKP ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sonuçlara nasıl yaklaşacağına dair ipuçları ortaya çıkmaya devam ediyor. HDP’nin belirleyici rol oynadığı 31 Mart seçimlerinde başta İstanbul olmak üzere Ankara, Mersin, Antalya ve Adana başta olmak üzere büyükşehirleri kaybeden AKP, İstanbul’da seçimi tekrar ettirerek yenilgiyi tersine çevirme hamlesi yapmıştı. İstanbul’da tekrar seçimde 800 binin üzerinde fark yiyerek ağır hezimete uğrayan AKP ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim değerlendirmelerine ilişkin ortaya çıkan kulisler, seçmen mesajının alınmadığı yorumlarına yol açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin, 1 yılda çöken “tek adam sistemi”ni makyajlama; kutuplaştırma, baskılama, Kürtlere ve demokratik güçlere yönelik kriminalize etme politikasını daha iyi anlatma eğilimin ağır bastığı belirtiliyor. MHP’nin de bu politikayı destekleyerek Cumhur İttifakı’ndaki gücünü artırmayı hedeflediği yorumları yapılıyor.
Halka anlatılamamış
Tek adam sistemi olarak da tanımlanan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin birinci yılı geride kalırken, sisteme ilişkin tartışmalar İstanbul seçimlerinde AKP-MHP’nin aldığı hezimetle derinleşiyor. Mevcut sistemin AKP içinde de rahatsızlık yarattığı ifade edilirken, AKP Grup Başkanı Naci Bostancı “sistemin rehabilite edilmesi” gerektiğini söylerken; AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan ise “yeni sistemde revize her zaman mümkün” dedi. Ancak Turan, yeni bir sisteme ve demokratik parlamenter sisteme de kapıları kapattı. Bu açıklamalar, AKP’nin seçmen mesajını anlamadığı, iktidarda kalmak için ülkeyi krize sürükleyen politikalardan vazgeçmeyeceğinin işareti olarak okundu.
Makyaj yapacaklar
Anayasa Profesörleri Sibel İnceoğlu, Ergun Özbudun ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun konuyu BirGün’den Mehmet Emin Kurnaz’a değerlendirdi. İnceoğlu, yeni sistemdeki ‘rehabilite’nin daha çok makyaj niteliğinde değişiklikler olacağını belirtti. Profesör İnceoğlu, “Şimdi yeniden Anayasa değiştirilmek isteniyor, demek ki doğru yapılmamış. Yapılması gereken öncelikle yasama organını, yasama organının içinde de muhalefetin etkinliğini ve denetleme mekanizmalarını güçlendirmektir. Diğer vazgeçilmez husus, yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanmasıdır” dedi.
‘Bu yama tutmaz’
Profesör Özbudun ise, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde bazı değişiklikler yapılsa bile tıpkı Yargı Reformu’nda olduğu üzere bunun daha çok makyaj niteliğinde değişiklikler olabileceğini düşünüyorum. AKP’nin öncülük edeceği reformun ciddi bir reform olacağına inanmıyorum” diye konuştu. “Bu sistem, yamalarla ayakta kalmaz” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Türkiye tek adam yönetimiyle yönetilemez. Palyatif çözümlerle yama yaparak olacak iş değil” dedi. Güçlendirilmiş demokratik parlamenter bir sisteme ihtiyaç olduğunu dile getiren Torun, şöyle dedi: “Tabii ki önceki yapının da eksikleri olabilir ama bunu tamamlamak mümkün.”
‘Anlatamadık’ politikası
AKP kulislerine dair ortaya çıkanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi altındaki kadroları suçladığı, politikalarında bir hata görmediği, kendi medyasının ve ekibinin belirlediği politikayı seçmene iyi anlatamadığı görüşünde olduğu belirtiliyor. Erdoğan’ın seçim sonrası daha ilk MYK toplantısında Ekrem İmamoğlu’nu görevden almayı gündeme getirdiği; AKP Genel Balkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’yı bu nedenle fırçaladığı; Ordu Valisi’ni savunduğu; YSK’nin kararını savunan bir pozisyon aldığı; “parti kararlarının parti içinde görüşülmediği” şeklinde MYK’de dile getirilen eleştirilere sert çıkarak “Şahsıma hakaret kabul ederim” yanıtı verdiği kaydediliyor. AKP’nin seçim hezimetinin ana nedeni olarak gösterilen Kürtlere, demokratik güçlere ve tüm muhalefete dönün baskı politikası, kutuplaştırma siyasetinde de eleştiriler ‘dil ve uslüp’ yanlışlığıyla sınırlı.
Parti girişimine karşı havuç ve sopa
AKP ve Erdoğan’ın hezimeti yeni sistemi makyajlama, görevlerde değişim ile karşılamaya çalışırken, yeni parti arayışlarına da havuç ve sopa ile yaklaşacağı belirtiliyor. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun önceki gün ayrıldıktan sonraki AKP’yi topa tutması ve çetelerin yönetime getirildiğini söylemesi, yeni parti tartışmasını alevlendirdi. Erdoğan’ı tekçilik, ülke makamlarını aile ile birlikte yönetmekle eleştiren Davutoğlu’nun AKP’de etkin olacağı bir görev istediği, olmazsa parti kuracağı belirtiliyor. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Ali Babacan’ın da ayrı parti arayışı hız kazandı. Babacan’ın Meclis’ten milletvekili transferi yerine güçlü il teşkilatlanması yapacağı öne sürüldü Erdoğan’ın yeni parti arayışlarını akamete uğratmak için havuç ve sopa siyasetini kullanacağı, kimilerine etkin olmayan cumhurbaşkanlığı kurullarında görev teklif edeceği, olmazsa sopa siyasetini kullanacağı belirtiliyor.
HABER MERKEZİ