• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Aralık 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

AKP Suriye’de taktik mi değiştiriyor?-Nihat Kaya

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
8 Şubat 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘alt düzeyde ve istihbari’ dese de Suriye’de Esad rejimiyle görüşme halinde olduklarını nihayet itiraf etti. Yıllardır ‘milyonlarca kişinin katili’ dediği Esad rejimiyle, Astana görüşmelerine başladıkları günden bu yana, ilişki içinde oldukları aslında tahmin ediliyordu. Ancak bu itiraf neden bu dönemde geldi? Daha doğrusu Erdoğan bu sefer neyin peşinde? Buna geçmeden önce Türkiye- ABD ilişkilerinin geldiği düzeye bakmak gerekir. Suriye Demokratik Meclisi (MSD) Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed, ABD Başkanı Danold Trump’la Trump İnternational’da düzenlenen bir resepsiyonda ayak üstü görüştükten sonra 6 Şubat’ta da Trump’ın Temsilciler Meclisi’nde yaptığı konuşmaya davet edildi.

Bu görüşme ve davet şimdiye kadar ABD ile Kuzey Suriye arasında devam eden askeri işbirliğinin siyasi bir boyuta da taşınması anlamına geliyor. Türk devleti bu durumdan ciddi şekilde rahatsız ve bu rahatsızlığını da ABD’den daha çok uzaklaşıp, Rusya’ya yakınlaşma şeklinde siyasete döküyor. Ancak Suriye rejimi ile çatışmalı bunca silahlı örgütü etrafında toplamışken, Rusya ile nasıl yakın bir siyaset izleyebilir?Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vilademir Putin arasında yapılan son görüşmeden sonra Putin’in Adana Protokolü’ne işaret etmesi bu siyasetin ilk sinyaliydi. Ki, Putin’in konuşması Türk devletine ‘Suriye rejimiyle diyalog kapılarını arala’ çağrısı şeklinde yorumlanmıştı. Putin’in söylemi sonrası Erdoğan’ın da Suriye rejimiyle ‘alt düzeyde ve istihbari’ görüşmelerin olduğu itirafında bulunması, Adana Mutabakatı’nın yenilenmesine yönelik çabaların olduğunu gösteriyor. Ki, Milli Savunma Bakanlığı’ndan bir heyetin geçtiğimiz hafta Rusya ziyareti bu çabanın bir ürünü.

Bu dönemde dikkat çeken bir diğer husus da Türk devletinin, hakkında idam kararı bulunan Müslüman Kardeşler (İhvan) üyesi Muhamed Abid El Hafiz’i geçtiğimiz günlerde Mısır’a teslim etmesiydi. Arap Baharı’nın başladığı günden bu yana Müslüman Kardeşleri destekleyerek Mısır ve Suriye’de Uluslararası Koalisyon’a ve bölge devletlerine karşı siyaset yapan AKP hükümetinin böyle bir şey yapması beklenmiyordu. Çünkü şu an Suriye’de bizzat denetiminde olan silahlı grupların çoğu Müslüman Kardeşler’le aynı ideolojiyi paylaşıyor. AKP Mısır’da da Müslüman Kardeşler’i ve lideri Muhammed Mursi’yi destekliyordu. Mursi’yi askeri darbeyle deviren Sisi yönetimiyle de bundan dolayı gergin. Ki, bu gerginlikten dolayı Mısır, Türkiye karşısında Arap devletlerinin tutum alabilmesi için bir süredir Arap Birliği’ni toparlama çabası içinde. Mısır’ın önemiyse, Adana Mutabakatı’na aracı ülke olmasından ileri geliyor.

Ancak AKP hükümeti şimdiye kadar desteklediği Müslüman Kardeşler ideolojisinden beslenen cihadist örgütlere sırtını dönebilecek mi? Yakın bir dönemde bunu yapması çok zor görünüyor. Çünkü AKP sadece cihadist örgütleri Türkiye dışında desteklemedi, kendi tabanını da bu ideolojiyle besledi. Yaklaşan 31 Mart yerel seçimleri göz önünde bulundurulduğunda, bu dönemde böylesi bir taktik değişikliğin AKP için ağır bedelleri olabilir. Bundan dolayı zamana oynuyor, hamlelerini daha çok seçim sonrasına saklıyor. Bunun sonucudur ki, Milli Savunma Bakanlığı heyetinin, Rusya ziyaretinden ciddi bir sonuç çıkmadı.

Moskova’daki görüşmede Rusya Türk heyetin önüne İdlib’e yönelik operasyon planını koydu. Ancak AKP hükümeti bu plana hiç hazır değil. Çünkü Türk devleti İdlib’de Rusya ve Suriye rejiminin yanında operasyon sahasına indiği zaman, cihadist guruplarla bu kadar iç içe geçmişken, neyle karşılacağını kestiremiyor. Yanında duran silahlı gurupların Heyet Tahrir El Şam safına geçme riski dahi bulunuyor. Sadece bu da değil, Türkiye içinde de bu kadar örgütlenmiş cihadistlerin harekete geçmesinden korkuyor. 31 Mart seçimlerine bir zafer senaryosuyla gitmeyi planlayan AKP’nin bu kadar kısa zamanda ve bu şekilde bir zafer senaryosu yazması mümkün görünmüyor. Bundan kaynaklı olarak Moskova’da önüne konulan tüm planları seçim sonrasına erteleme taktiği izledi. Ancak diğer yandan da Rusya ve Suriye rejimine de Erdoğan’ın açıklaması ve Müslüman Kardeşler üyesini Mısır’a teslim ederek göz kırptı.

AKP hükümetinin bu dönemde taktik değişiklik ihtiyacı duymasının esas nedeni ise yine Kürt fobisinden kaynaklanıyor. Özellikle ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin tampon bölge açıklamaları ve ABD’de İlham Ahmed’in üst düzeyde muhatap alınması, Türk devletinde kuzeyden kendi silahlı gurupları eliyle Kuzey Suriye’ye direkt müdahale edemeyeceği algısını oturttu. Ancak bu sefer de Suriye rejimini ve Arap milliyetçiliğini özellikle Kürtlere karşı örgütleyerek Kuzey Suriye oluşumuna Arap milliyetçiliği eliyle güneyden müdahale etme planı güdüyor.

Türk devletinden yeşil ışık alan Suriye rejimi de Suriye krizine ilişkin MSD’nin, basına da yansıyan, 11 maddelik çözüm metninde tüm maddeleri kabul etmesine rağmen bir tek Kuzey- Doğu Suriye’nin özerklik fikrine karşı çıkıyor. Kültürel hakları kabul ediyor, ancak siyasal hakları kabul etmiyor. Bu şekilde Kuzey Suriye’yi statüsüz bırakıp, saldırılara açık bir halde tutma noktasında Türk devletiyle ortaklaşıyor.

Ancak yeni bir sorun gündeme geliyor ki; Türk devleti İdlib, Afrin ve Cerablus’a yerleştirdiği cihatçılara sırtını bir anda dönebilecek mi? Dönmemesi durumunda da bu sefer Esad rejimi ile Esad rejiminin ‘terörist’ diye kabul ettiği bu silahlı grupları bir araya getirebilecek mi? Her ikisi de zor. Böylesi bir durum Türk devleti açısından Suriye’deki çatışmaların cihatçılar eliyle Türkiye’ye taşınması, Suriye rejimi açısından da ya Baas rejiminin yıkılması ya da Suriye’nin bölünmesi gibi yeni bir gündemin doğması riskini barındırıyor.

Erdoğan’ın neyin peşinde olduğunu şimdiden kestirmek zor, ama riskli bir işe girdiği kesin.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Türkiye kapitalizmi için 2001 krizi önemli bir moment oldu. Kriz kısa çevrimli bir kriz olarak dikkat çekti ve aynı yıl...

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Demokratik siyaseti ve siyasetin demokratikleştirilmesini tartışırken, yapısı itibariyle anti-demokratik, anti-toplumcu olan partilerin ve elit hatta bir tür aristokrasi olarak örgütlenen...

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

2026 için beklentiler

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Her yılın sonunda yeni bir yılın başlangıcında insanlar umut içinde isteklerini talep ederler. Yeni sene için de özlemini duyduğumuz konuları...

Sonraki Haber

Zamanımızın bir yazarı: John Berger-Elisa Wouk Almino*

SON HABERLER

Amed’de işçi minibüsü devrildi: 16 kişi yaralandı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Kiliseye de saldırmışlar: Humus’taki cami saldırısını Saraya Ansar al-Sunna üstlendi

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Mereş Katliamı’nın 47’nci yıldönümü açıklamasında Suriye’deki Aleviler için çağrı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Mêrdîn’de 3 kişilik ailenin öldürülmesine dair açıklama

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Îlham Ehmed’den Humus’taki saldırıya tepki: Kışkırtma ile beslenen bir iklimin sonucudur

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Yaşam Hakkı Savunucuları ‘katliam yasası’ için BM’ye başvuruyor

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Zelenski: Trump’la pazar günü görüşeceğiz, barış planı yüzde 90 hazır

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır