2013 Newroz’una Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın manifestosu damga vurdu. Milyonların sel olup aktığı Diyarbakır Newroz’unda Kürt inkarı, 29. Kürt isyanının lideri tarafından tarihe gömülüyordu, milyonlar da şahitlik ediyordu
Serdar Altan
Kürdün ateşle imtihanıdır Newroz. Ateşi zapt eden güneşin çocukları, her Newroz’da ateşle adeta dans eder. İşte bu yüzdendir ki, her Newroz bir direniştir, her Newroz bir başkaldırıdır, her Newroz bir serhildandır, bir zaferdir. Her Newroz’da Kürtler biraz daha bilenmiştir zalime karşı. Her Newroz’da öfkesi daha da artmıştır. Bu nedenle her Newroz’u ayrı bir güzellikte kutlamaktadır Kürt. Öfkesini bileyerek ve kendisine yapılan zulmü unutmayarak…
Newroz’da Kürtler direndikçe zalim iktidarlar da zulmünü arttırmıştır. Newroz ateşi harlandıkça, devlet daha kindar bir yönelimle saldırmıştır. 90’lı yıllar bunun en somut örneğidir. Ama artık Kürt uyanmıştır ve bayramını kutlamaktadır.
Dört bölüm halinde yayınladığımız dosya haberimizin üçüncü bölümünde 2008 Van Newroz’u, yasaklanan 2012 yılı Newroz’u, 2013’teki Öcalan’ın tarihi barış çağrısının okunduğu Newroz ve sonrasını okuyacaksınız. Ayrıca sonraki yıllarda kutlanan Newrozlar ve yaşanan tarihi olaylar bu bölümde yer alacak.
2000’li yıllar birçok açıdan önemlidir Newroz tarihinde. Milyonların alanlara akmasının yarattığı özgüven Kürtlerin dört elle mücadeleye sarılmalarına ve Önderliğinin özgürlüğü talebini daha somut ortaya koymalarını beraberinde getirmişti. Ancak bu durum ciddi bir rahatsızlık uyandırıyordu devlet cephesinde. Özgürce kutlanan Newrozlar bir şekilde yeniden engellenmeliydi.
Bu durumun en iyi örneklerden biri 2008 yılı Newrozu’nda yaşandı. Türk devletinin büyük hezimetiyle sonuçlanan Zap operasyonunun hemen ardından gelen Newroz’da devlet güçleri adeta intikam alırcasına bir saldırının içerisine girdi. Başta Van olmak üzere Hakkari, Yüksekova ve Siirt gibi merkezlerde faşist rejim Newroz’u kutlamak isteyenlere saldırdı. 3 kişi katledildi, onlarca kişi yaralandı.
2008 yılında “Êdî Bes e” hamlesiyle imha ve inkâra artık yeter diyerek başlayan Kürtlerin bu çığlığı, Newroz günü yine Newroz alanlarından haykırılıyordu. Amed başta olmak üzere birçok merkezde Newroz büyük halk kitlelerinin katılımıyla serhildan havasında kutlandı.
Ancak, Newroz’un yasak olduğu kentler vardı… Bunların başında da Van geliyordu.
Van Newrozlaştı
Van’da 22 Mart’ta kutlanması planlanan Newroz, İçişleri Bakanlığı’nın talimatı üzerine Van Valiliği’nin kararıyla yasaklanmıştı. Kentte tam bir sıkıyönetim havası hakimdi. Tüm giriş çıkışlar polis tarafından kapatılırken, kent merkezinde her köşe başında zırhlı araçlar eşliğindeki polisler adeta kuş uçurtmuyordu. Buna rağmen Newroz’u kutlamak amacıyla binlerce kişi DTP il binası önünde toplanmaya başladı. Parti önüne gelmek isteyen halk birçok noktada polisin engeline takıldı. İl binasına varmayı başaran kitle ateşler yakarak Newroz’u kutluyordu.
Kutlamaların başlamasıyla birlikte polis bir anda kitleye saldırmaya başladı. Polis saldırısıyla birlikte kentin dört bir yanına yayılan sert çatışmalar başladı. Devamında kentin birçok mahallesinde halk adeta serhildana kalktı.
Gösterileri kontrol etmekte zorlanan polis, kent merkezinde adeta terör estirdi. Özellikle kadınlara yönelik sokak ortasında yapılan işkenceler unutulmaz kareler arasına girdi. Yoğun gaz bombası, tazyikli su ve plastik mermiler kullanan polis, daha sonra gerçek mermilerle halka saldırmaya başladı.
Van’da 2008 Newroz’unda polisin saldırısı sonucu Ramazan Dal ve Zeki Erinç adlı yurttaşlar polis tarafından katledildi. Ayrıca onlarca kişi de yaralandı.
Çocuklara işkence
Van’da yaşanan vahşetin bir benzeri Hakkari ve Yüksekova’da da yaşandı. Yüksekova’da polisin halka yönelik saldırısı sonucu İkbal Yaşar adlı yurttaş katledildi. Yine onlarca kişi yaralandı. Hastaneleri ve evleri basan polis vahşette sınır tanımadı. Hakkari’de ise yapılan saldırılar sonucu 50’yi aşkın kişi yaralanırken, yüzü aşkın kişi gözaltına alındı, 28 kişi ise tutuklandı.
Hakkari’de kameralara yansıyan bir görüntü ise devletin zulmünün boyutlarını bir kez daha gözler önüne seriyordu. Polis sokak ortasında 15 yaşındaki Cüneyt Ertuş adlı çocuğun kolunu tarifsiz bir canilikle ve soğukkanlılıkla dirseğinden kırdı. Kolun kırılma sesi ve görüntüsü tüm açıklığı ile kameralara yansıdı.
Kürdün Newrozlarda haykırdığı barış sesine, iktidar işkence, zulüm ve inkârla yanıt veriyordu. Her dönem farklı bir özgünlüğüyle ortaya çıkan Newroz, bu kez rejimin çaresizliğini ve işkenceci yüzünü ortaya çıkarıyordu.
2012 Newroz’u
Yakın tarihin en konuşulan ve döneme damgasını vuran 2012 Newroz’u Türk devletinin inkar politikalarını alaşağı eden ve Kürdün direniş tarihini özetleyecek bir Newroz olarak tarih sayfalarına girdi. 2012 Newroz’u öylesine görkemli bir direnişti ki, Kürdü baskı cenderesinde yok etmeye çalışan baskıcı rejime Demirci Kawa’nın gürzüyle adeta meydan okumaydı.
Kürt halkı “Kimliğin tanınması”, “Anadilde eğitim hakkı”, “Siyasi statü” ve “Kürtlerin örgütlenme hakkının sağlanması” gibi 4 temel talep etrafında imza kampanyası başlatmış, “Êdî bes e, an azadî an azadî” şiarıyla Newroz’a hazırlanıyordu.
Kürt sorununda demokratik çözümü konusunda PKK ve devlet yetkilileri arasında yürütülen Oslo görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlanmış, 2011 yılından itibaren ortam sertleşmeye başlamıştı. Çatışmaların daha da sertleşmesini tetikleyen ise Newroz’a getirilen yasaklar oldu.
AKP hükümeti, merkezi bir kararla Türkiye çapında tüm Newrozlara yasak getirdi. Hükümet, kutlama yapmak isteyen kentlere 21 Mart şartı getirmişti. Ancak, halk belirledikleri günlerde Newroz’u kutlamakta kararlıydı. Bu kararla birlikte bölgenin birçok yerinde yoğun çatışmaların yaşandığı kutlamalar gerçekleşti.
Bunların en büyüğü ise, şüphesiz Amed’deydi. 18 Mart’ta kutlanacak olan Amed Newroz’u günler öncesinden yasaklanmış, kent adeta ablukaya alınmıştı. Valilik kutlamaya izin vermemekte ısrarcıydı ancak, halk da Newroz’u kutlamakta kararlıydı. Bu gergin ortama uyandı Amed.
Kutlamanın yapılacağı Newroz Parkı polis tarafından dört bir yandan sarılmış, sahne kurulmasına izin verilmemişti. Güneşin doğuşuyla birlikte Amed’de hareketlilik başladı. Milyonluk kentin dört bir yanından, köylerden, ilçelerden ve mahallelerden halk akın akın Newroz alanına yürüyordu.
Bir anda kentin dört bir yanında polis ile Newroz’a yürüyenler arasında sert çatışmalar başladı. Halk barikatları yıka yıka Newroz alanına ilerliyordu. Polisin yaptığı tüm müdahaleler yetersiz kalıyordu. Polis yer yer gerçek mermilerle halkı durdurmaya çalışıyordu. Ancak, Diyarbakırlılar sel gibi Newroz alanına akıyordu.
Polis, halkın ısrarlı Newroz yürüyüşüne daha fazla mani olmadı ve yüzbinler Newroz alanına giriş yaptı. Kazanılan bu zafer sonrası Newroz büyük ve coşkulu bir kutlamaya sahne oldu.
Newroz’la simgeleşen Amed, 2012 Newroz’undaki direnişiyle bir kez daha tarihe geçerken, kutlama yüzbinlerin “Özgürlük yürüyüşü” ile taçlanıyordu.
İstanbul’daki yasaklı kutlamanın adresi ise Kazlıçeşme Meydanı’ydı. Sıkıyönetim dönemlerini aratmayan önlemlerin alındığı meydanın çevresi binlerce polisin oluşturduğu barikatlarla ablukaya alındı. Kutlamanın gerçekleştirileceği alana yürüyen onbinlerce kişiye polis sert bir şekilde müdahale etmesiyle başlayan olaylar İstanbul’un büyük kesimine yayıldı.
Polisin saldırısı sonucu BDP Arnavutköy ilçe yöneticisi Hacı Zengin, gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu katledildi.
Batman’da 20 Mart’ta yapılacak kutlamaya da devlet güçlerinin saldırısı gerçekleşti. Newroz alanına girmek isteyen Ahmet Türk’e ve çok sayıda BDP vekilinin olduğu otobüse gaz sıkılırken, Ahmet Türk bir polis tarafından saldırıya uğradı.
Newroz’un sert çatışmalara sahne olduğu yerlerden biri de Cizre’ydi. Cizre’de 20 Mart günü kutlama yapmak isteyen halka polis tarafından saldırı düzenlendi. Yaşanan tüm baskı ve zulme rağmen, 2012 Newroz’u tarihin en büyük Newroz direnişlerinden biri olarak tarih sayfasındaki yerini aldı.
Öcalan’ın manifestosu
Newroz ateşi harlandıkça özgürlüğe yürüyen Kürtler, daha da büyük bir coşkuyla direnişlerini büyüttü, zulme karşı hep ayakta kalmayı başardı. İşte bu yüzdendir ki özgürlük mücadelesi ve bu mücadelenin önderi; büyük bedellerle de olsa, her zaman büyük kazanımların yaratıcısı oldu. Tıpkı 2013 yılında olduğu gibi.
2013 yılında farklı bir Newroz vardı. 2012’de Öcalan’ın İmralı’da sergilediği direniş, PKK’nin “devrimci operasyon” adı verdiği yeni eylem biçimi ile PKK’li ve PAJK’lı tutsakların açlık grevi direnişi demokratik çözümün kapısını araladı. “Öcalan’a özgürlük, Kürtlere statü” şiarıyla kutlanan 2013 Newroz’una Öcalan’ın manifestosu damga vurdu.
Milyonların sel olup aktığı Diyarbakır Newroz’unda Kürt inkarı, 29. Kürt isyanının lideri tarafından tarihe gömülüyordu. Tarihin en kalabalık Newroz kutlamasının yapıldığı 21 Mart 2013’te, yaklaşık iki milyon kişi tarihi güne tanıklık ediyordu. Öcalan, Newroz’da yaptığı tarihi açıklamayla, yeni bir mücadele döneminin başladığını ilan etti.
Öcalan’ın mektubu dönemin HDP Grup başkanvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan tarafından Kürtçe ve Türkçe okundu. Kürt siyasal hareketi ve Türkiye açısından önemli bir dönüm noktası olan bu Newroz’da alandaki milyonlar da sloganlarıyla, pankartlarıyla taleplerini dile getirdi.
Dönüm noktaları
2014 yılı da müzakere sürecinin devam ettiği bir yıldı ve Diyarbakır’daki Newroz alanı yine milyonlara evsahipliği yaptı.
2015 yılı ise barış umutlarının azaldığı, ancak toplumsal muhalefetin yükseldiği bir yıldı. 7 Haziran seçimlerinin arifesinde kutlanacak Newroz büyük anlam taşıyordu. Yine, Kobanê direnişi büyük bir zaferle sonuçlanmış, Rojava’da IŞİD’e büyük darbeler vurulmaya başlandığı bir yıla dönüşmüştü. Ayrıca Kürt meselesinde Öcalan ile yürütülen müzakerelerin dönüm noktası yaşanıyordu. 28 Şubat’ta Dolmabahçe’de bir mutabakat açıklanmıştı ancak AKP ve Erdoğan bu durumdan rahatsızdı.
Böylesi bir atmosferde “Artık yeter; Öcalan’a özgürlük” sloganıyla kutlanan Amed Newroz alanı günün ilk ışıklarıyla yağış ve soğuk havaya rağmen, doldu taştı.
Öte yandan Öcalan’ın özgürlüğü için başlatılan kampanya çerçevesinde Cizre’den Amed’e büyük bir yürüyüş başlatılmıştı. 14 Mart’ta “Öcalan’a Özgürlük” sloganıyla yüzlerce kişinin katılımıyla Cizre’den başlatılan yürüyüş, 21 Mart günü Amed Newroz alanında son buldu. Üzerlerindeki Öcalan görselli tişörtlerle 280 kilometrelik yolu bir haftada kat ederek Amed’e ulaşan özgürlük yürüyüşçüleri alanda büyük bir coşkuyla karşılandı.
Türkiye’den ve dünyadan bir milyonu aşkın kişinin katıldığı 2015 Amed Newroz mitinginde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajı okundu. Öcalan mesajında Dolmabahçe’de HDP heyetiyle hükümetin ortaklaşa açıkladığı 10 maddelik deklarasyona atıfta bulundu, çözümün gelişmesi için beklentilerini sıraladı.
Ancak, 7 Haziran’da HDP’nin büyük bir başarıyla seçimden çıkması, AKP’nin ise hükümet kuramayacak kadar düşük oy alması işleri farklı bir noktaya götürdü. Erdoğan ve AKP yetkilileri seçim sonuçlarını tanımadı. Bunun için de savaşın tırmandırılması kararı alındı. 24 Temmuz’da Kandil’e yoğun bir hava bombardımanı yapıldı. Daha sonra ise savaş tüm Türkiye’ye yayılarak, büyük emekle kurulan müzakere masası dağıldı.
Ancak 2013’ten 2015’e üç yıllık süreçte yürütülen müzakereler ve Kürt halkının barış talepleri Newroz’lara damgasını vurmuştu. Bu açıdan 2013-2015 Newrozları tarihi Newrozlar arasında yerini aldı.
Direniş ve yeni yasaklar
2016 yılı Newrozu ise, sokağa çıkma yasaklarının uygulanarak, yıkılan kentler, yıkıma karşı yükselen direniş ve bodrumlarda yakılarak yok edilmeye çalışılan insanlığın yaşadığı derin trajedinin gölgesinde girildi. Ayrıca Rojava’da ortaya çıkan Kürt statüsü ete kemiğe bürünmeye başlıyordu. Artık Kürtler hem süper güçler, hem demokratik dünya ülkeleri tarafından kabul edilen, öncü görülen, mücadelelerine saygı gösterilen bir halk haline gelmişlerdi.
Bu yıl yine birçok kentte uygulanmaya çalışılan yasaklar damgasını vurdu Newroz’a. Amed’de yasak yoktu ancak, Van ve Batman gibi önemli merkezlerde kutlamalar valilik kararıyla yasaklandı. Yasaklar nedeniyle birçok yerde olaylar çıktı ancak, bu da Newrozların coşkusuna gölge düşürmedi.
Kırılmayan irade
2017 Newroz’u Kürdistan halkının yanı sıra Türkiye halklarının da yakın takip ettiği bir Newroz oldu. Bunun temel sebebi ise 15 Temmuz askeri darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL yasakları ve bir ay sonrasında yani 16 Nisan’da gerçekleşecek olan anayasa değişikliği referandumu idi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi rejimini güvence altına almak için “evet” oyları ile hazırlandığı referandum öncesi, tüm gözler Kürtlere çevrilmişti. Kürtler referandumu boykot mu edeceklerdi yoksa “hayır” mı diyecekti. Ve şüphesiz bu sorunun cevabı için en belirgin adres de Newroz alanları olacaktı.
Öyle de oldu… Newroz kutlamalarına katılan yüzbinler “HAYIR” ve “NA” flamaları tutumunu ortaya koydu.
Bu Newroz, aynı zamanda Kürt halkının temsilcilerinin rehin tutulduğu bir dönemde yapıldı. HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile DBP Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel’in mesajları, alanda büyük coşkuyla karşılandı.
Özgürlük ısrarı
Sonraki yıllarda Newroz alanları hep gündemi belirleyen konumunu sürdürdü. 2018 yılındaki kutlamalara Efrîn’e yönelik saldırılar damga vururken, 2019 yılında Leyla Güven tarafından tecride karşı başlatılan ve tüm cezaevlerine yayılan açlık grevlerinde ön plana çıkan taleplerle kutlandı. 2020 yılında KOVID-19 pandemisi nedeniyle kutlamalar iptal edilirken, 2021 Newrozu HDP’nin kapatılmasına yönelik tepkileri doruğa çıkardı. 2022 yılında “Şimdi Özgürlük Zamanı” şiarıyla kutlanan Newroz, 72 merkezde organize edilen kutlamalarla devasa bir bayram havasına büründü. 2023 yılı Newroz’u Maraş merkezli depremlerin gölgesinde yas havasında geçerken, 2024 Newroz’u ise “Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm” kampanyasının alanlarda ifadesini bulduğu kutlamalara dönüştü.
YARIN:
- ‘Nevruz’laştırılmak istenen Newroz!
- Kutlamalar tamam ama ‘W’ yasak!
- Kamyon kasalı sahnelerden milyonluk profesyonel Newrozlara
- Ateşin sırrına erenler: Newroz şehitleri