Almanya Sol Parti Hesen Eyalet Yöneticisi Jakob Migenda, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de sürdürdüğü saldırılara ilişkin, ‘Bu bir savaş suçu ve bunların yasal takibinin yapılması gerekiyor’ dedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşme için 3 Aralık’ta Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunan uluslararası heyette yer alan Almanya Sol Parti Hesen Eyalet Yöneticisi Jakob Migenda, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşme ve Kürt sorununun çözümüne dair başlayan tartışmaları değerlendirdi. Türkiye’nin PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik 25 yılı aşkın süredir tecrit uyguladığını belirten Jakob Migenda, hükümetin barış süreci için önemli olacak bir sesin duyulmasını engellemeye çalıştığını belirtti.
Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmeye işaret eden Jakob Migenda, “Türkiye’deki hükümete ve kendi hükümetlerimize barış sürecine bir yol bulmaları ve gerçek müzakerelere başlamaları için uluslararası baskı yapmamızın önemli olduğunu düşünüyorum. İnsanların gözünün bu konuya çevrilmesi önemli. Sayın Öcalan ile görüşmenin önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Baskı yapılmalı
Jakob Migenda, kamuoyunda Kürt sorununa yönelik farkındalığın artmaya başladığının iyi bir işaret olabileceğini belirtti. Bütün bu karmaşık durumlara karşı gerçek bir müzakere sürecinin yürütülmesi için baskı yapılması gerektiğini kaydeden Jakob Migenda, “Gerçek bir müzakere sürecine girilmesi için diğerlerinden daha fazla baskı yapmak hepimizin elinde olan bir şey. Türkiye Kürdistanı’nda sahip olduğunuz güce sahip olmasak da burada bu konu hakkında konuşabilir ve hükümete baskı yapabiliriz” diye belirtti.
‘Yaşananları göstermemiz gerekiyor’
Hükümete baskı yapmanın yanında, insanlara Kürdistan’da neler olduğunu göstermenin de önemli olduğunu ifade eden Jakob Migenda, heyetlerinin ziyareti ve başvurusunun ardından Abdullah Öcalan’ın Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyetiyle görüştürülmesinin önemli olduğunu dile getirdi. Görüşmenin kendisi için şaşırtıcı olduğunu söyleyen Jakob Migenda, “Benim için biraz şaşırtıcı oldu, çünkü biz oradayken Sayın Öcalan’ın avukatları ve DEM Partili yoldaşlarımızla görüştüğümüzde biraz daha kötümserdiler. ‘Bu, hükümetin gerçek müzakereler yapmak istemese de müzakere var gibi göstermek için yaptığı bir şov mu?’ diyorlardı” diye konuştu.
‘Gücümüze güvenmeliyiz’
Uzun sürenin ardından bir görüşmenin gerçekleştiği için iyimser olduğunu dile getiren Jakob Migenda, görüşmenin sağlanmasında, Suriye’deki karmaşık sürecin ve Türkiye’nin saldırılarına karşı QSD’nin direniş göstermesinin etkisi olduğunu vurguladı. Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına işaret eden Jakob Migenda, “Türkiye Kuzey Suriye’deki tüm bu güçle baş edemez. Bence tüm bunların Türk politikaları üzerinde bazı etkileri var, Erdoğan oyunu kendi kurallarına göre oynayamayacağını görüyor ve belki de daha istikrarlı durumlar için müzakere etmek zorunda kalıyor. Bence şu anda birçok şey çok belirsiz, her şey önümüzdeki haftadan itibaren gerçekleşecek etkilere de bağlı olacak. Ciddi bir hükümet nasıl gelişecek, ABD’nin Ortadoğu’daki angajmanı ve Trump yönetimi ile neler olacak gibi Siyasi etkilerin ne olacağı, yılın yarısında hangi rolleri oynayacakları tam olarak belli değil. Ve tabii ki ABD hükümeti gibi güvensiz müttefiklere güvenebileceğimizi düşünmüyorum. Kendi güçlerimize, dayanışmamıza ve hareketimize güvenmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki gibi Kürt halkının kendi kaderini tayin etme hakkının Ortadoğu’daki diğer bölgelerin istikrarına da yardımcı olacağını söyleyen Jakob Migenda, “Diğer halkların da kendi toplumlarını daha demokratik, daha sürdürülebilir ve daha barışçıl bir yaşam inşa etmelerine yardımcı olabilir” dedi.
Savaş suçu
Türkiye’nin NATO üyesi olması ve Ortadoğu’daki mültecilerin Avrupa’ya gidişinin önüne geçmesi gibi nedenlerle Avrupa ülkelerinin Türkiye’nin politikalarına sessiz kaldığını ifade eden Jakob Migenda, Türkiye ve ona bağlı Suriye Millî Ordusu’nun müdahaleleri ve Suriye’deki geçici hükümetin nasıl bir rol oynayacağına dair bir belirsizlik olduğunu kaydetti. Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de sürdürdüğü saldırılara ilişkin, “Bu bir savaş suçu ve bunların yasal takibinin yapılması gerekiyor” diyen Jakob Migenda, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) geçen yıl Putin, Netanyahu ve Hamas liderlerine dair kararlarını hatırlattı. Jakob Migenda, “Bence bu iyi bir gelişme ve bir gün Erdoğan gibi insanların da savaş suçları nedeniyle UCM’nin yasal takibine uğramaktan korkacakları konusunda beni iyimser kılıyor” dedi.
Haber: Hîvda Çelebi / MA