Sekiz yıl aradan sonra yeniden izleyiciyle buluşan 3. Uluslararası Amed Film Festivali, uluslararası konuklarını da etkiledi. Kosova’dan Dokufest ekibi ile Slovenya’dan gelen sinemacılar, hem festivalin programını hem de Kürt Sineması’nın anlatı gücünü övgüyle anlattı. Konuklar, Kürt filmlerinin Balkanlar ve Orta Avrupa’da daha görünür olması gerektiğini vurguladı
Şirin Bayık
Sekiz yıl sonra kapılarını yeniden açan 3.Uluslararası Amed Film Festivali, sadece yerel izleyicinin değil, uluslararası sinemacıların da yakın ilgisini çekti. Bu yıl doğa, kadın mücadelesi, toplumsal hafıza ve direniş temasını merkeze alan geniş bir seçki sunan festival, Balkanlar ve Orta Avrupa’dan misafirlerini ağırlayarak sinemalar arası yeni ortaklıkların kapısını da aralayabilir. Festival salonlarında yoğun ilgi dikkat çekerken, yabancı konuklar hem izledikleri filmlerden hem de şehirde karşılaştıkları ilgi ve misafirperverlikten duydukları memnuniyeti dile getirdi.
‘Kürt sinemasına ulaşmak zor’
Festivalin uluslararası film seçkisinde yer alan ve Jacop Krese’nin yönetmenliğini yaptığı Ceasefire filminin senaristi Meta Krese, festivalin niteliğinden etkilendiğini belirterek, “Festival bence gerçekten harika. Ne yazık ki ne Kürtçe ne Türkçe biliyorum, bu yüzden filmleri anlamakta zorlanıyorum. Ama buna rağmen seçki gerçekten iyi ve merak uyandırıcı. Bizim için Kürt filmlerine ulaşmak kolay değil, Slovenya’ya nadiren geliyorlar. Bu nedenle burada olmak benim için çok değerli” diye konuştu.
Aynı zamanda bir gazeteci olarak filmlere her zaman sosyal ve politik bir mercekten baktığını söyleyen Krese, Kürt sinemasının kendi ilgi alanıyla doğrudan örtüştüğünü ifade ederek, “Kürt halkını daha yakından anlamak istiyorum. Başkalarının anlattıkları üzerinden değil, doğrudan Kürt hikâyelerinden… Bundan 20 yıl önce kız kardeşimle birlikte buraya gelmiş, diasporaya dair bir çalışma yürütmüştük. Bölge bana tamamen yabancı değil ama bu festival çok daha derin bir bakış açısı sundu” dedi.
Krese, Slovenya’daki festivallerle Amed Film Festivali arasında bir işbirliği kurulmasının hem Kürt filmlerinin görünürlüğünü artıracağını hem de kültürel alışverişi güçlendireceğini belirterek şu çağrıda bulundu: “Slovenya’da küçük ama çok iyi festivaller var. Umarım bir yol bulunur ve bu festivalle aramızda kalıcı bir bağ kurulur. Kürt filmlerinin bizim izleyicimizle buluşması gerçekten önemli.”
‘Bu kadar güçlü bir program beklemiyordum’
Kosova’nın önemli festivallerinden Dokufest ile Slovenya’dan belgesel ve araştırma sinemacıları, Amed’e ilk kez gelmelerine rağmen festivalin hem içerik gücüne hem de bölgenin hikâyelerine yaklaşımına dair güçlü bir izlenim edindiklerini ifade etti. Kürt filmlerinin, özellikle Balkan coğrafyasıyla benzer meseleleri ve ortak duyguları taşıdığına dikkat çeken konuklar, bu filmlerin uluslararası dolaşıma daha fazla girmesi gerektiğini belirtti.
Kosova’nın Prizren kentinde düzenlenen Dokufest’ten Amed Film Festivali’ne katılan İdriz Morina, ilk kez Amed’de bulunduğunu belirterek festival programından duyduğu memnuniyetini dile getirdi. Morina, “Buraya geleceğimi duyduğumda aklıma ilk olarak iyi yemek gelmişti. Ama açık söyleyeyim, bu kadar iyi filmler izleyeceğimi hiç beklemiyordum. Program gerçekten çok güçlü. Kadınlar ve doğa temalı özel bir seçki hazırladık ve bu yıl festivale yedi film getirdik” dedi.
Morina, festivalin kendilerini çok iyi karşıladığını belirterek, Kürt filmlerine dair izlenimlerini ise şöyle aktardı: “Kürtçe filmlerin çoğunu izledim ve büyük kısmını gerçekten çok beğendim. Daha önce hiç karşılaşmadığım hikâyeler vardı ama duygusal bağ hemen oluştu. Balkanlarla arasında ciddi ortaklıklar var; benzer sorunlar, benzer deneyimler… Bizi bu kadar yakın hissettiren bir şey var o hikâyelerde.”
Festivalin 8 yıl aradan sonra geri dönmesini “umut verici” olarak nitelendiren Morina, “Umarım artık hiç durmaz. Daha çok salon, daha çok film ve daha çok insanla büyür” şeklinde konuştu.









