Selefiler adlı çeteler, Sur’da halkın yaşam hakkına müdahalede bulunurken, çok sayıda esnaftan haraç kestiği de iddia ediliyor. Selefiler, Saraykapı’da yaşayan üç genç kadının evine baskın düzenlerken, yine yolda yürüyen bir kadına fiziki saldırıda bulundu
Selman Çiçek
Türkiye’de Daltonlar, RedKitler, Casperler gibi yeni nesil çeteler tartışılmaya devam ederken Kürdistan’da son dönemde artan çete hareketliliği gözle görülür düzeyde. Devletin özel savaş politikası sonucu Kürdistan’da geliştirilen uyuşturucu ve fuhuş daha çok bu ‘yeni nesil çeteler’ olarak adlandırılanlar üzerinden gerçekleştiriliyor. Çeteler, özellikle çocukları suça sürükleyerek kendilerine alan açmaya çalışıyor. Çeteleri ‘yeni nesil’ kılan özelliklerden biri de kontrolsüz olmaları ve daha çok çocukları kullanması.
Amed’de son dönemde artan cinayetler ve şiddet olayları, çetelerin varlığını gözler önüne seriyor. Halk arasında dolaşan iddialara göre; Sur bölgesinde Selefiler adı verilen bir grup faaliyette iken Eski Bağlar denilen Dörtyol, Kuruçeşme, Beş Nisan, İskanevleri ve Kaynartepe mahallelerinde ise çocukların suça sürüklediği bir çete hareketliliği var.
Kim bu Selefiler?
Selefiler adlı çeteler, Sur’da halkın yaşam hakkına müdahalede bulunurken, çok sayıda esnaftan haraç kestiği de iddia ediliyor. Selefiler, Saraykapı’da yaşayan üç genç kadının evine baskın düzenlerken, yine yolda yürüyen bir kadına fiziki saldırıda bulundu. Geçen yıl aynı grup Hewş ve Karga Cafe’ye saldırdı. Kim oldukları bilinmesine rağmen polis, son bir yıldır bu grubun çetevari hareketine sessiz kalıyor.
Esnaftan haraç topluyorlar
Üç kadına yapılan saldırının ardından halkın tepkisini çeken bu gruba polis operasyon yapmak zorunda kaldı. 7 Kasım’da yapılan ev baskınlarında çete mensubu 26 kişi gözaltına alındı. 13 şüpheli tutuklanırken 13’ü de serbest bırakıldı. Operasyonu yapan emniyet birimlerinin bilgilerine göre; Selefi grup, geçen yıl Starbucks ve Burger King’e saldırarak esnaftan haraç toplamış.
Kuyumculardan haraç toplanıyor
Selefi grupların yanı sıra Bağlar’da kim oldukları bilinmeyen bir grup ise özellikle kuyumculara dadanarak haraç istiyor. 2 Ekim’de Diyarbakır Kuyumcular ve Sarraflar Odası, son aylarda kentteki kuyumcu esnaflara yönelik art arda silahlı saldırılar, tehdit ve şantaj olayları yaşandığını duyurdu. Saldırıların hedeflerinden biri de İzol Kuyumculuk’tu. Çete mensupları, önce İzol Kuyumcu sahibinden koruma karşılığında para istedi. Kuyumcu, bu tehditlere boyun eğmeyince gece saatlerinde işyerine silahlı saldırı yapıldı. İzol Kuyumcu, 10 Nisan Polis Karakol’un dibinde olması ve mobeselerin gece-gündüz izlemesine rağmen saldırganlar elini kolunu sallayarak silahlı saldırı yaptıktan sonra olay yerinden ayrıldı.
100 bin dolar haraç
Saldırının ardından yabancı bir numaradan kuyumcuya mesaj atan çete üyeleri, “Gece tatsız olaylar oldu. 100 milyon dolar ödemenizi temenni ediyoruz. Ödediğiniz takdirde diğer meslektaşlarınız gibi sizi koruruz” sözleri ile fidye istedi. Tehditlere rağmen çetelere boyun eğmeyen kuyumcu, İzol aşiretinin de destek vermesi ile günlerce kuyumcu önünde çetelere karşı nöbet tuttu. Kuyumcunun özsavunmasının ardından çeteler geri adım atmak zorunda kaldı. Karakol dibinde yapılan iki saldırıya rağmen saldırganların yakalanmaması, saldırganların polis tarafından korunduğu yönünde algılara yol açtı.
‘Geceleri devlet biziz’
Bağlar’daki çetelerin haraç kesmenin yanında uyuşturucu işini de yaptığı iddia ediliyor. Burada mesken tutan çetelerin zaman zaman gece saatlerinde yüzleri maskeli bir şekilde ve ellerinde uzun namlulu silahlarla sokaklara çıkarak “Geceleri burada devlet biziz” diyerek halkı tehdit ettiği ortaya çıkmıştı. Görüntüleri dijital medyada paylaşan çetelere dönük hiçbir adli işlem başlatılmadı.
Saldırılar polis noktalarında
Tüm saldırıların polis noktalarında olması dikkat çekiyor. Çetelerin silahlı görüntü verdiği yer; Bağlar Dörtyol. Bu caddede sabit olarak her gün “Özel Hareket Polisi” olarak bilenen bir zırhlı araç bulunuyor. Çetelerin saldırdığı kuyumcunun bulunduğu yer ise, 10 Nisan Polis Karakolu’nun hemen dibi. Uyuşturucu trafiğinin döndüğü Kaynartepe’de ise Pazar’ın kurulduğu caddenin alt kısmında gün boyu üzerinde TEM yazan zırhlı bir araç mahalleyi kontrol ediyor.
On Gözlü Köprü Çetesi
Kentte yapılan saldırılardan biri de STK temsilcilerinin tehdit edilmesi oldu. Halkın ve yerel yönetimin tepkisini çeken On Gözlü Köprüsü’ndeki yapılaşmalar ile ilgili raporlar hazırlayan bazı STK’ler açık açık tehdit edildi. Bu olayın üstüne gidilmemesi üzerine tehditte bulunan çeteler, şikayetlere rağmen yakalanmadı. On Gözlü Köprüsü’nü işgal eden çeteler hem doğayı tahrip ediyor hem de fahiş fiyatlarla bir pazar oluşturmuş durumdalar. Yerel yöneticilerin tüm uyarılarına rağmen fiyat değişikliğine gitmeyen çeteler, bu konuda çalışma yürüten STK’leri de tehdit etti.
Surlara dadandılar
Son dönemde UNESCO gözetimindeki Surları da hedef seçen çeteler, Sur’un bir kapısına normal kapı takarak etrafını da tel örgülerle kapatarak kafe yapmaya çalıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın koruması gereken Surlarda bu işgallere hiçbir ses çıkarılmazken, Sur Belediyesi müdahalede bulunarak kapı ve telleri söktü.
Silahlı saldırıların sık sık yaşandığı kentte son olarak havalimanı kavşağında seyir halinde olan bir araca silahlı saldırı oldu. Plakası belli olmayan başka bir araçta ışıkta bekleyen ve içinde iki kişinin bulunduğu araca ateş açıldı. Ateş açılması ile birlikte, araç içinde bulunan iki kişi yaralandı. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda 112 ve polis ekipleri sevk edildi. İlk müdahalenin ardından yaralılar hastaneye kaldırılırken, durumu ağır olan ve 45 yaşlarında olduğu öğrenilen Y.A. isimli yurttaş yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Kiralık katiller mi var?
Yaptığımız araştırmalara göre; yaşamını yitiren Y.A., kentte saygın bir iş insanıydı. Yaşamını yitiren kişi ile saldırgan arasında hiçbir husumet bulunmazken, saldırının detayları cinayetin profesyonelce işlendiğini gösteriyor. Saldırgan önce bir araç kiralıyor, aracın plakasını değiştirerek sahte bir plaka takıyor. Günlerce keşif yaptıktan sonra havalimanı kavşağında kar maskesi ile aracın yanına yaklaşarak camı kırdıktan sonra silahlı saldırıyı gerçekleştiriyor. Bu saldırı da diğer saldırılarla benzerlik gösterirken, saldırının çete saldırısı olduğu iddia ediliyor.
Kasap cinayeti
Kentteki bir diğer cinayet ise; kasap dükkanına saldırı oldu. 4 Kasım’da Peyas ilçesi Talaytepe Mahallesi Diclekent Bulvarı üzerinde bulunan bir kasap dükkanında meydana gelen tartışmada silahlar konuştu. İddiaya göre, işyerine gelen kişiler ile içeride bulunanlar arasında henüz bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen gerginlik silahlı çatışmaya dönüştü. Çatışmada Zülfü Coşan ve Ensari Coşan yaşamını yitirdi. Bu olay da diğer olaylar gibi aydınlatılmayarak kamuoyu bilgilendirilmedi.
Fuhuş iddiasındaki kafe
Kentte yapılan saldırılardan biri de Roj- Dem adlı kafeye oldu. Amed’in Yenişehir ilçesine bağlı Ofis semtinde bulunan “S.M Sanatçılar Derneği İktisadi İşletmesi” isimli dernek binasına Ekim ayında silahlı saldırı düzenlendi. Bu dernek binası aynı zamanda Roj-Dem Kafe olarak işletiliyor. Üç katlı olduğu belirtilen binanın bir katının kahvehane, diğerinin kafe, üst katının ise kumarhane olarak işletildiği iddia edildi. Binada faaliyet gösteren “Roj-Dem” adlı kafenin işletmecisi R.G. isimli bir kadın. R.G.’nin kendisini “eski PKK’li” olarak tanıtarak genç kadınları kafesine çektiği, burada çalıştırarak fuhuşa sürüklediği öne sürülüyor. Amed’de özellikle kafe, merdiven altı güzellik salonları ve masaj salonlarının fuhuş yerleri olarak kullanıldığı iddia ediliyor.
Çetelere karşı özsavunma çağrısı
Kentte tüm bu saldırılar olurken, halkın tepkisi de büyüyor. Halk ile konuştuğumuzda bu saldırıların örgütsel tepki ile yok edilebileceğine inanıyor. Son dönemlerde artan asayiş olaylarına ve uyuşturucu kullanımına dikkati çekmek amacıyla “Demokratik Kurumlar Platformu” öncülüğünde 5 Ekim’de basın açıklaması düzenlendi. Yine aynı platform ile Uyuşturucu ve Fuhuş’a Karşı Şiyar Be Platformu, 4 Kasım’da fuhuş iddialarının olduğu kafe önünde açıklama yaparak özsavunma çağrısında bulundu. Aynı gün Selefilerin saldırılarına maruz kalan kadınlarla dayanışmak amacıyla Sur Nebi Cami önünde de bir basın açıklaması yapıldı.
Hem Demokratik Kurumlar Platformu hem Şiyar Be Platformu hem de Diyarbakır Kent Konseyi’nin temel konularından biri kentte son dönemde artan çeteler. Kentte bu çetelere karşı halk ile birlikte güçlü eylemler planlanıyor.









