‘Doğu Raporu’nun 30. Yılında: Dünden Bugüne’ konulu panelde konuşan gazeteci Mümtazer Türköne, devlet aklının ‘Yüz yıldır denedik olmadı’ mantığıyla barış sürecini başlattığına dikkat çekerek, devletin Abdullah Öcalan’ın ‘Ortak yaşam’ vizyonuna geldiğini söyledi
Amed Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), “Doğu Raporu’nun 30. Yılında: Dünden Bugüne” konulu panel düzenledi. Panele Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
DTSO’da düzenlenen panelin moderatörlüğünü Gazeteci Ruşen Çakır yaparken, Siyaset Sosyoloğu, Prof. Dr. Doğu Ergil, Yazar Mümtazer Türkönü ve SAMER Araştırma Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç konuşmacı olarak katıldı.
Raporun yazılma sürecine değinen Doğu Ergil, “Rapor için Elazığ’a gittim. Pilli kasetlerden enternasyonalist şarkılar söyleniyordu. Doçentlik tezi için gitmiştim aslında. Kürt halkını yok sayıldığı bu coğrafyadan tezimi bitirip geldim. Yıl 1990, kan gövdeyi götürüyor. Mülkiye de profesördüm o zaman. Sürekli ölüm haberlerini izliyorduk. Bir vatandaş olarak buna katlanamadım. Çatışmaların olduğu 3 ilde ne olduğunu öğrenmek için devlet nezdinde girişimlerim oldu. Ancak uzun bir süre izin alamadım. Tehditler ile karşı karşıya kaldım. ‘Kürtler uzaydan geldiler’ denilip inkar edildiler. O süreçte bu kitabı yazdık. O günden bugüne gelişen bir şey var; oda barış talebi. 1995’de bu rapor hazırlandı. Siyasi irade bundan yararlanmadı” dedi.
‘Tükendiler ve süreci başlattılar’
Gazeteci yazar Mümtazer Türköne, şöyle konuştu:
“Devlet mekanizması misyonerlik ve bölücülük faaliyetlerini büyük tehlike olarak görüyor. Bu 100 yıldır bu şekilde devam ediyor. Devlet buna göre kendini dizayn etmiş. 1989 yıllında Türk Ocaklarında Kürtleri konu alan bir panel düzenlendi. Devletin istihbarat birimleri gelip notlar veriyordu. Devlet aklı her türlü tecrübeyi yaşadı. Bugün geldiğimiz noktanın avantajı bundan kaynaklanıyor. Akla gelebilecek her şeyi kullandılar, tükendiler ve süreci başlattılar. Devlet Bahçeli’nin açıklamalarının arkasında devlet var. Burada olan şey şu; Yüz yıldır denedik olmadı. Devlet Bahçeli’nin arkasındaki vizyon, Öcalan’ın vizyonunu seçme konumuna geldi. Böyle bir süreçte, Kürtler ile barışmak değil ortak bir gelecek kurma vizyonları var. Barış denilen şey gerçekleştirildi. Bundan sonrası ortak bir yaşamı inşa etmek.”
‘Rapor şiddet dışı çözümleri öneriyordu’
Yüksel Genç ise şunları söyledi:
“Raporun yazıldığı yıl gerillaya katıldım. O dönemde binlerce genç katıldı. Rapor daha çok şiddet dışı çözümleri öneriyordu. O dönem için önemliydi. 1999 yıllında barış için geldiğimizde halen ‘Kart kurt’ zihniyeti yoğun bir şekilde vardı. Kürt meselesinin çözüm muhatapları değişme yoluna gitmiş durumda. 12 yıla yakındır saha çalışması yapıyorum. Daha önceki barış süreçlerine baktığımızda hiçbiri bu zamanki gibi güvenli bir şekilde geçmedi. Diğerlerinde güvencesiz bir durum vardı. Saha çalışmalarında Kürtlerin yoğun bir ihtiyatlı durumu var. Bunun kırılması için beli adımların atılması talebi var. Sürecin başarılı olması için güçlü bir iradenin devrede olduğu görülüyor. Güvensizliğin ana odağında sürecin yürüten siyasi iradenin muğlaklığı, inkar söylemi ve güvenlik merkezli adımların öne çıkarılması var. İkincisi ise siyasi iradenin sürece katkı sunmaması var. Üçüncüsü devleti cesaretli görülmemesi var. Yani devlete güvenin olmaması. Bunun ortadan kaldırılması gerekiyor.”
Panel soru-cevap bölümüyle sona erdi.
AMED









