Demokratik Kurumlar Platformu yaptığı basın toplantısı ile Kürt Özgürlük Hareketi’nin hamlesine destek verirken, ‘Her kesimin sürecin ruhuna uygun pozitif ve kapsayıcı bir dil kullanması yürütülen sürecin müzakereye ve demokratik entegrasyona evrilmesi açısından oldukça önemlidir’ vurgusu yaptı
Kürt Özgürlük Hareketi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Süreci” ne dair 26 Ekim’de yaptığı açıklama ile geri çekildiğini duyurmasının ardından toplumdan destek ve adım atılması açıklamaları sürüyor.
Demokratik Kurumlar Platformu da son gelişmelere ilişkin Amed’in Sûr ilçesinde İskender Paşa Hanı’nda basın toplantısı düzenledi. Basın metninin Türkçesini Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Hülya Alökmen, Kürtçesini de Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Mehmet Emin Ay okudu.
Yeni bir dönemin kapısı açıldı
Bir yılı aşkın süredir devam eden “Barış ve Demokratik Toplum Süreci” olduğunu söyleyen Hülya Alökmen, “Halklarımızın geleceği açısından tarihi bir dönemeç olarak görüyoruz. Sayın Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrılar doğrultusunda, Kürt Özgürlük Hareketi barışa ve çözüme olan iradesini açıkça ortaya koymuş; örgütsel olarak kongresini toplayarak fesih kararı almış ve bu kararın devamında silah yakma töreni düzenlemiştir. Bu adımlar, yalnızca bir örgütsel dönüşümü değil, aynı zamanda demokratik siyasetin, toplumsal çözümün ve demokratik uzlaşmanın öncelendiği yeni bir dönemin kapısını aralamıştır” dedi.
Demokratik uzlaşma yöntemi olamlı
27 Şubat’ta gerçekleştirilen İmralı görüşmesi ve ardından yapılan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısına” dikkat çeken Hülya Alökmen, “Bu çağrıda Sayın Öcalan’ın ifade ettiği ‘Demokratik uzlaşma temel yöntemdir’ sözü, geleceğe dair en gerçekçi yönelimi ifade etmektedir. Sayın Öcalan’ın 9 Temmuz’daki görüntülü açıklamasında dile getirdiği, ‘Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum’ ifadesi ise hem Kürt halkı hem de tüm Türkiye toplumu için kalıcı barışın yol haritasını göstermektedir. Bu sürecin en kritik ve ileri adımlarından biri hiç kuşkusuz yakın zamanda yani 26 Ekim 2025 tarihinde Kürt Özgürlük Hareketi güçlerinin Türkiye topraklarından geri çekilmesi kararı olmuştur. Bu karar, sürecin samimiyetini, barışa ve demokratik çözüme olan inancı bir kez daha ortaya koymuştur” sözlerine yer verdi.
Baş müzakereci ile görüşülmeli
Sürecin kurumsal zemini açısından da önemli adımlar atıldığını kaydeden Hülya Alökmen, “Meclis’te, tüm partilerin katılımıyla Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kurulmuş, toplumsal barışın siyasal zeminini güçlendiren bir irade ortaya konmuştur. Ancak oluşturulan komisyonun sürecin baş müzakerecisi, çözüm perspektifiyle Barış ve Demokratik Toplumun inşasının öncüsü Sayın Öcalan ile şu ana kadar görüşmemiş olması, Kürt halkı ve diğer halklar açısından kabul edilemezdir. Bu temelde; Sayın Abdullah Öcalan’ın, toplumun tüm kesimleriyle sürece dair sağlıklı tartışmalar yürütmesi, fiziksel özgürlüğüne yapılacak yasal düzenlemelerle kavuşması, bizler açısından da sürecin demokratik entegrasyona evrilebilmesi açısından da öncelikli koşuldur” şeklinde konuştu.
Gerekli adımlar atılmalı
Hülya Alökmen açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı:“Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin başarıya ulaşması yalnızca Kürt halkının değil; tüm inanç ve kimliklerin, kısacası bütün bölge halklarının başarısı olacaktır. Bu haliyle süreç, aydınlık bir geleceğin, gerçek anlamda halkların kardeşliğinin ve ortak yaşamı kalıcılaştıracaktır. Sürecin ikinci ve belki de en zor aşaması olan barışın kurumsallaşması, demokratik siyasetin güçlenmesi ve eşit yurttaşlık temelinde yeni bir dönemin inşası için devletin gerekli hukuki, yasal ve idari düzenlemeleri yapması elzemdir.
Herkes destek olmalı
Demokratik Kurumlar Platformu olarak, bugüne kadar atılan her adımı değerli, kıymetli ve önemli buluyor, bundan sonra da atılacak yapıcı adımların destekleyicisi olacağımızı yineliyoruz. Bu doğrultuda; tüm Türkiye ve Ortadoğu halklarını, inançlarını, demokrasi güçlerini, sivil toplum örgütlerini, sendikaları, meslek odalarını, siyasi partileri ve toplumsal kesimleri bu sürece destek olmaya, bu tarihi fırsata sahip çıkmaya çağırıyoruz.”
Kaynak: JINNEWS








