• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
28 Ekim 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Kültür

‘Amed’de konser bir rüyaydı’

28 Ekim 2025 Salı - 00:00
Kategori: Kültür, Manşet
‘Amed’de konser bir rüyaydı’

Amed’de sahne alan Koma Amed, yıllar süren yasaklar ve sürgünlerin ardından kendi topraklarında yüzbinlerce insanla buluştu. Konser, sadece bir müzik etkinliği değil; Kürt müziğinin direniş tarihine, yasaklara, sürgünlere ve umuda tanıklık eden bir buluşma oldu

Şirin Bayık

Duyurusu yapıldığından beri büyük bir heyecan yaratan Koma Amed’in Amed’de vereceği konser büyük bir coşkuyla geçti. Kürdistan’ın birçok kentinden ve Türkiye’den yüzbinlerce yurttaşın katıldığı konserde duygusal anlar, heyecan, mutluluk ve umut bir aradaydı. 1990’larda Kürt müziğine özgün bir yorum katan Koma Amed, sürgün yıllarının ardından kendi toprağında dinleyicisi ile hasret giderdi.

Sürgünden Amed’e dönüş

Konserin başlangıcında ise herkesi Kürt müziğinin nostalji yıllarına götürdü. Sürgündeki sanatçıların mesajları konser alanındaki kitle için sürpriz oldu. Xelîl Xemgîn, Gulîstan, Şiwan Perwer, Hozan Şemdin, Hesen Şerif.. Kürt müziğinin yakın zamanda hafızalara kazınan isimleri, sürgündeki sanatçıların hasreti ve coşkusu mesajlarında paylaştı. Öte yandan Koma Amed’in ismini veren cezaevinde tutsak bulunan Dr. Selçuk Mızraklı ve yine cezaevinde tutsak olan Selahattin Demirtaş’ın mesajları da paylaşıldı. Koma Amed konseri bir yandan baskı ve yasaklamaların sonuçlarını hatırlatırken bir yandan yeni açılan sayfa arasında köprü oldu. Mesaj ve konuşmaların ardından sahne Koma Amed’in ‘Amediye’ şarkısına bırakıldı. Ardından Kürt müziğinin kült şarkıları haline gelen şarkıları (Îro Dîsa, Teşî, Rindê, Kulîlka Azadiyê, Êvare, Çume Cizîrê..) peş peşe söylendi. Newroz alanından da konser boyunca coşku eksik olmadı.

7’den 70’e katılımın olduğu konserde genç dinleyicilerin olması da dikkat çekti. Gençler, en eski Koma Amed şarkılarına da eşlik etti. Öte yandan konserde sık sık Rojin Kabaiş hatırlatılması yapılarak Rojin için adalet istendi. Rojin’in kız kardeşinin hazırladığı pankart ise dev ekrana yansıtıldı.

‘Çok şanslıyız’

Konser öncesinde gazetemize konuşan Koma Amed grubundan Süleyman Çarnewa, “Biz Koma Amed olarak Amed’de daha önce hiç konser vermedik. Bu kadroyla aslında Kürdistan’ın hiçbir şehrinde konser verme olanağımız yoktu” diyerek geçmişte karşı karşıya kaldıkları yasaklamaları hatırlattı. Bu yasakçı sistem sebebiyle sürgün edildiklerini söyleyen Çarnewa, “Amed’de konser vermek bizim için bir hayalde öte bir şey. Rüyası bile bizim için zorken şimdi burada özgürlük meydanına dönüşen Newroz alanında bunu kutlamak gerçekten çok az sanat grubuna nasip olan bir şey” dedi.

Duygularını ve heyecanını dile getirerek, “Biz kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Bu grup günlerdir sosyal medyada da çok yer aldı. Yani gözyaşlarımıza hakim olamıyoruz. Halkın bizi sahiplenmesi, gerekse kurumların bizim şahsımızda Kürt sanatçılara, Kürt müziğine sevgisinin, kucaklamasının çok güzel bir örneği. İster 10 kişi katılsın hiç fark etmez. Biz kendi topraklarımızdayız. Grup üyelerinden Serhat, Serap bir şekilde geldi ama ben ve Memo için aslında yeniden dünyaya gelmek gibi. Çok mutluyuz o yüzden. Yani duygularımızı cümlelerle tarif edemiyoruz” dedi.

‘Kürtlerin direnişi bizi getirdi’

Yasaklarla geçen yılların ardından Amed’de konser verme şartlarını oluşturan zeminin ne olduğu sorusuna ise “Kesinlikle Kürtlerin direnişi” yanıtını verdi. “Biz Kürtlerin direnişleri, asimilasyona karşı, baskıya karşı, yasağa karşı ve Kürtlerin özgürlük mücadelesi sürerken biz hiçbir zaman geri adım atmadık. Biz gözümüzü kırpmadan Türkiye metropollerinde gerek kurumların oluşumunda, gerekse kurumların çalışmalarında yer aldık ve müziğimizi, şarkılarımızı o ruhla okuyan bugün akademisyen olanlar başka bir meslek edinenler bizi dinliyorlardı. Biz üniversitelere gidip şarkılarımızı söylüyorduk. Karşılıklı birbirimize moral veriyorduk, güç veriyorduk. Yani o mücadele ve geri adım atmamız yani belki insanlara çok kolay gelir ama biz 30 yıl kendi topraklarında şarkılarını söyleyemeyen ama üreten ve dünyanın yarısından fazlasına gidip müzik yapan bizler kendi topraklarımızda yapamadık. Ancak hepsinin bir mücadele olduğunu, Kürtlerin direnişinin, güçlü olmasının bir sonucudur. Ancak bence en önemlisi Kürtlerin her alanda örgütlü bir mücadele yürütmeleri, kültür sanat alanında da taviz vermemeleri bizi bu noktaya getirdi. İnsanlar şöyle düşünebilir: biraz daha sisteme angaje olup bunu devam ettirebilirdiniz ama o zaman bizim ardıllarımız bunu yapamazlardı.”

‘Kürt müziğini asimile edilemez’

Kürt müziğinin bir direniş biçimi olduğunu belirten Süleyman Çarnewa, “Kürtlere özel bir durum var: Kürtler tarihini yazılı olarak okumadılar, Kürtler tarihini şarkılarla, dengbêjlerle bugüne getirdiler. O yüzden müzik biraz daha ön planda. O yüzden Kürtlerin müzikleri çok güçlü ve hiçbir sistemin gücü bunu asimile etmeye yetmez” şeklinde konuştu.

‘Biz de geleceğiz’

Son olarak sürgündeki sanatçıların heyecanlarına ilişkin de konuşarak, Ardılı olduğumuz ve sürgünde olan sanatçılar bizim buraya geleceğimizi duyduğunda biz şu duygularını ifade ettiler: ‘Siz gidin, biz de geleceğiz.’ Bu çok güzel bir duygu ve onlardan bunu duymak çok güzel bir şey. Çünkü bir önyargı da var ve bunu bir şekilde kırıyoruz. Barış için üzerimize düşen görevler var. Barışta sanatın, sanatçının sesi yükselir ve ömrünü kendi topraklarının dışında geçiren sanatçı için en büyük özlem kendi toprağında barış için, barış içinde bunun mücadelesini vermektir. Bence bizim de sanatçılar olarak barışa çok büyük bir katkımız olacak. Sürgündeki sanatçılarımızın da gelmesi çok kıymetli olacak ve onlara da şimdiden selam gönderiyoruz ve bekliyoruz” dedi.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

‘Aile Yılı’ kuşatmasına Rojava’dan bir bakış

Sonraki Haber

Tarihi ‘fedakârlık ve samimiyet’ adımı

Sonraki Haber
Tam zamanında yapılan uyarı

Tarihi 'fedakârlık ve samimiyet' adımı

SON HABERLER

Sıra devlette!

Sıra devlette!

Yazar: Heval Elçi
28 Ekim 2025

Tam zamanında yapılan uyarı

Tarihi ‘fedakârlık ve samimiyet’ adımı

Yazar: Bedri Adanır
28 Ekim 2025

‘Amed’de konser bir rüyaydı’

‘Amed’de konser bir rüyaydı’

Yazar: Aziz Oruç
28 Ekim 2025

‘Aile Yılı’ kuşatmasına Rojava’dan bir bakış

‘Aile Yılı’ kuşatmasına Rojava’dan bir bakış

Yazar: Heval Elçi
28 Ekim 2025

Tarım ‘vize’ kriteri (mi?)

Küçük aile çiftçiliği dedikleri

Yazar: Heval Elçi
28 Ekim 2025

Bir yolcu

Bir yolcu

Yazar: Bedri Adanır
28 Ekim 2025

Avrupa’nın yeni savunma mimarisi ve Türkiye

Avrupa’nın yeni savunma mimarisi ve Türkiye

Yazar: Heval Elçi
28 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır