Devletin bir an önce somut adımlar atması gerektiğini belirten Amedliler, ‘Artık vaktimiz yok. Ortadoğu’da ülkeler birbiri ile savaş halinde. Böyle giderse İsrail-İran savaşı buraya da sıçrar’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ve PKK’nin fesih ve silahsızlanma kararıyla Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünün yolunu açmasına karşı iktidarın süreci zamana yayması olası yol kazası kaygılarını da beraberinde getiriyor. Sürecin tartışıldığı yerlerin başında gelen Amed’de yurttaşlar, İsrail-İran savaşına işaret ederek Türkiye’ye sıçramaması için bir an önce adım atması konusunda uyardı.
Kürt sorunu çözülmeli
Süreçle herkesin dilini özgürce konuşabildiği, düşüncesini ifade edebildiği bir yaşamın inşa edilmesi gerektiğini dile getiren yurttaşlardan Fuat Aksal, daha önce de benzer sürecin yaşandığına işaret ederek, “Umarım bu defa istenen seviyeye ulaşılır ve bir aldatmaca olmaz. Çünkü insanlar artık huzur içinde yaşamak istiyor. Şu an Türkiye’ye bakınca Avrupa ülkelerinden 150-200 yıl geride yaşıyor. Daha önce 15 yıllık öğretmenlik yaptım. Ama üyesi olduğum sendikadan dolayı ihraç edildim. Daha kaliteli bir yaşam istiyorsak, mutlaka bu Kürt sorunu çözülmeli. Bu savaş ekonomik olarak herkesi bir şekilde etkiliyor” ifadelerini kullandı.
‘Adım atılmalı’
İktidarın bir yandan barış dilini kullanıp diğer yandan saldırılara devam etmesinin “iyi yüzlü bir politika” olarak yorumlayan Fuat Aksal, “Bu sürecin bir an önce gerçek bir barışa evrilmesi gerekiyor. Bu da ancak anayasal güvenceyle mümkündür. Çünkü sözde 6 aydır bir süreç başlamış, ama hiçbir somut adım göremedik. İktidar kendi çıkarları için değil de gerçek barışın olmasını istiyorsa bu barış sürecini inşa etmesi lazım. Artık vaktimiz yok Ortadoğu’da ülkeler birbiri ile savaş halinde. Böyle giderse İsrail-İran savaşı buraya da sıçrar” uyarısı yaptı.
Barış sürecinin devamı gelmeli
Savaş yerine barışçıl bir yaşamın inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Fatih Sipçik, “Umut ediyoruz ki bu barış sürecinin devamı gelir. Biz artık kendimizi özgürce ifade etmek istiyoruz. Kendi anadilimizde konuşmak eğitim görmek istiyoruz. Ama ne yazık ki devlet, barış konusunda çok samimi değil. Eğer barış gelecekse iki taraf da adım atmalı. Bu kapsamda Sayın Abdullah Öcalan barışa katkı sağlamak için elinden ne geliyorsa yapıyor. Umut ediyorum ki daha güzel bir ülkeye sahip olacağız” diye konuştu.
Barışın bir an önce sağlanması gerektiğini ifade eden Serbülent Çulcu, barış olmadan ülkenin kalkınamayacağını ifade ederek “Savaşı isteyen iyi niyetli biri değildir” dedi.
‘Devlet pratik adım atmalı’
“Devlet biraz daha pratik bir adım atmalı” diyen Eşref Taşkıran, “Çünkü teorik olarak her şey hal olmuş görünüyor, ama aslında öyle değil. Olumlu bakmama rağmen içim rahat değil. Belirli adımlar atılsaydı biraz daha güven oluşturdu. Siyasi tutsaklar bırakılırsa biraz daha inanırım. Ama açıkçası onun dışında devlete çok bir inancım yok. Tatmin edici süreç başlamadığı sürece benim için bir anlam ifade etmiyor. Ben devlete ezelden beri güvenmiyorum, ama Abdullah Öcalan’ın mesajından sonra sürece biraz güvendik. Ama devamlılık esastır. Bu tek taraflı yürüyecek bir şey değildir. Kürt halkını tatmin edecek şekilde hareket etmeli. Biz yıllardır barış için zaten mücadele ediyoruz. Ama artık devletin bir adım atması lazım. Zulüm ve hakaret gören biz, ama barışı isteyen yine biz… Biz tarih boyunca netiz. Kimsenin toprağına el koymadık. Kendi toprağımızdayız, onlar bizim toprağa el koymaya çalışıyor” dedi.
‘Abdullah Öcalan özgür olmalı’
Savaş değil barışı istediklerini belirten Miyase Şeker, “Biz herkesle kardeş içinde yaşamak istiyoruz. Bugüne kadar Kürtlerin hakkı verilmedi inşallah bu günden sonra hakları verilecek. Ama devlet eğer barış istiyorsa savaşı durdurmalı. Ama Abdullah Öcalan da özgür olmalı o şekilde kardeş olunmalı. Barışı bekliyoruz, ama inancımız yok” ifadelerini kullandı.
‘Herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli’
Herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirip bu barış sürecinin sahiplenmesi gerektiğini belirten Hamdi Üçgül ise şunları söyledi: “40 yıldır süren bu mücadele olumlu sonuç almalıdır. Bizi süreç kapsamındaki taleplerimizden ilki Önderliğimizin özgürlüğüdür. Önderlik özgür olmadan sürece güvenmeyiz. Onlar önderlikle irtibat halinde olma. Nasıl ki Önderlik ve PKK adım attı, devlet de adım atmalı.”
Haber: Heval Önkol / MA