Amed’te, Figen Yüksekdağ’ın kaleme aldığı ‘Sınırsız Savunmalar’ kitabı için imza etkinliği ve söyleşi düzenlendi
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) tutsak eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın “Sınırsız Savunmalar” kitabı için Amed’de imza günü ve söyleşi düzenlendi. Çand Amed Kongre Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğe, Gülten Kışanak, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Yardımcısı Sezin Uçar, kentteki sivil toplum örgütü temsilcileri, siyasetçiler ile yurttaşlar katıldı.
Moderatörlüğünü ESP Parti Meclisi (PM) üyesi Beycan Taşkıran’ın yaptığı söyleşide ilk olarak konuşan Gültan Kışanak, bir insanı cezaevlerine kapatmayla fikir ve düşüncelerinin dört duvar arasına hapsedilemeyeceğini belirtti. Gültan Kışanak, “Bizi cezaevine koydular, hala siyasi rehine olarak cezaevinde tutulan arkadaşlarımız var. 30 yılını hapishanelerde geçirenler, hasta tutsaklar var. Kürt halkının ‘Siyasi gücümdür’ dediği Sayın Öcalan İmralı’da rehin tutuluyor. Tutsakların fiziki olarak tutulmasının işe yaramadığını, halkın mücadelesinin, fikrinin, çözüm iradesinin hala dışarıda canlı bir şeklide devam ettiğini görüyoruz. Kayyımlara karşı halkın seçme ve seçilme hakkına, iradesine sahip çıkmak için ayakta olduğu bir gün. Demek ki o dört duvar bir işe yaramamış” ifadelerini kullandı.
‘Faşizme boyun eğilmedi’
Kobanê Davası’nın DAİŞ’e karşı yürütülen insanlık mücadelesi ve barış için halkla birlikte yol almaya dönük bir müdahale olduğunu söyleyen Gültan Kışanak, “Bugün Suriye Şam’da bir HTŞ yönetimi kurmaya çalışıyorlar. Tıpkı 100 yıl önce cetvellerle sınırların çizildiği, kralların atandığı gibi Şam’da bir yönetim oluşturmaya çalışıyorlar. Ama Kuzey ve Doğu Suriye’de kendi kendini yönetme deneyimi var ve bununla mücadele içindeler. Halkın iradesinin karşısında hiçbir kaba güç duramamıştır. Kobanê Davası’nın amacı bizler şahsında halkın mücadele azmini kırmaktı. Ama ne içerideki arkadaşlarımız bu faşizme boyun eğdi ne de dışarıda halkımız” diye belirtti.
‘Çözüm konusunda ısrar var’
Kürt sorununun çözümü bağlamında yürütülen tartışmalara değinen Gültan Kışanak, şöyle devam etti: “Bugün yeniden çözümle ilgili bir imkan çıkabilir mi? Ortada bir çaba var ama bir taraftan da baskının daha da katmerlendiği, savaş ve kayyımların devam ettiği bir süreç var. Bu aslında halkın kafasını karıştırmaya yönelik bir durum. Bu yolu yürürken moral bozmak, gündemi değiştirmek, barışa, çözüme olan umutları sakatlamak ve böylece o yolun sonunda aslında demokratik kazanımların değil, bir boyun eğmenin çıkmasını arzulayan bir yaklaşım var. Onlar açısından nasıl hem bir süreç hem de olağanüstü baskı koşulları varsa; bizim açımızdan da barış, çözüm konusunda ısrar var. Bu mücadele bir şekilde tarihe not düşsün diye savunmalarımızı kitaplaştırdık. Figen başkanın kitabı da bu anlamda önemli bir kayıttır. Hem kumpasın ifşa edilmesi hem de ortak bir geleceği inşa etme açısından tarihe düşülmüş önemli kayıtlardır bunlar.”
‘Rojava devrimini savunmak gerekiyor’
Daha sonra konuşan ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar da, şunları belirtti: “Esasında Kobanê Davası Kürt özgürlük hareketi ile sosyalist hareketin birliğine dönük bir saldırıydı. O yüzden Figen başkan birleşik mücadeleyi savundu. Kürt hareketiyle solun hareketinin birliğini anlattı. Ortadoğu’daki zorlu koşullarda kadın özgürlükçü devrimi savunmak gerekiyor. Orada çeşitli halkların bir arada birlikte yaşıyor olmaları bakımından da tek örnek. Çeşitli uluslardan, inançlardan halkların kendi öz örgütlenmelerini kurduğu bir yönetim. Ortadoğu’nun gerici muhafazakar yapısı içinde yıldız gibi parlayan bir devrim. Bu devrim boğulmak isteniyor. 1 Ekim’den bu yana başlayan süreçte de bu hesaplanıyor. Filistin’de 7 Ekim’den bu yana başlayan Ortadoğu’daki gelişmeler, İran’ın harekete geçecek olması, Rojhilat’ta Rojava benzeri bir mekanizmanın kurulma imkanı… Bu tür koşullar, bu devrimi daha çok savunmamız gerektiğini söylüyor. Rojava devrimi boğulursa gerçekten nefes almakta zorlanacağız. Bunu anlatmamız gerekir. Tüm kazanımlarımız bu süreçlerle yok sayılmaya çalışılıyor. Ciddi bir tasfiye süreci içindeyiz. Dolayısıyla buna karşı gelebilmek, işgale karşı gelebilmek, barış talebini bu biçimde ilişkilendirebilmek gerekiyor.
‘Çözümü anlatmamız gerekiyor’
Yapılan görüşmeler elbette çok önemli. Sayın Öcalan’ın da dediği gibi tecrit hala devam ediyor, koşullar sağlanmış değil. Ama 2 görüşmenin sağlanmış olması bile son derece önemli. Bunu batıda emekçilere anlatmak gerekiyor. Batı da işçilerin, emekçilerin tüm toplumsal kesimlerin bu mücadeleyi büyütmesi gerekiyor. Bunu tek başına Kürtlerin sorumluluğunda görmüyoruz. Bu anlamada çözümü batıya anlatabilmek ve toplumsal tüm mücadeleyle buluşturmak istiyoruz. Sürecin bize yüklediği rol, misyon en azında sürecin risklerini görmek, buna hazırlık olmak ve toplumsal mücadeleyi yükseltmek olduğunu düşünüyoruz.”
Söyleşinin ardından Gülten Kışanak ve Sezin Uçar, katılımcıların kitaplarını imzaladı.
Kaynak: MA