Davutpaşa’da 21 kişinin yaşamını yitirdiği atölye patlamasının üzerinden 12 yıl geçti. Gazetemize konuşan aileler ve avukatlar, tapusuz ve ruhsatsız işyerine dikkat çekerek‘12 yıldır adalet arıyoruz’ diyor
Yadigar Aygün/ İstanbul
İstanbul Esenler Davutpaşa’da 1994’te açılan Emek İş Hanı’nda onlarca atölye üretim yapıyordu. Turgut Özal döneminde açılan binlerce ruhsatsız iş yeri ve tapusuz gecekondu örneğinde olduğu gibi bu iş hanının da inşaat ruhsatı yoktu ve yıkılma riski taşıyordu. İş hanının üst katında izinsiz maytap ve havai fişek üretiliyordu. Alt katta ise işçiler paketleme yapıyordu. Birçok işçi ne paketlediğini dahi bilmiyordu. 31 Ocak 2008 saat 09.30’da han büyük bir patlama sesiyle sarsıldı. Birkaç dakika sonra ikinci bir patlama yaşandı. Kaçak maytap atölyesindeki bu patlamada 20 işçi, bir de atölye sahibi öldü. 117 yurttaş ise yaralandı. Davutpaşa Patlaması’nın yıl dönümünde yakınlarını kaybeden aileler ve davanın avukatı ile görüştük.
Cezasızlık hüküm sürüyor
Patlamada hayatını kaybeden Gülhan Çabuk’un eşi İdris Çabuk yıllardır adalet aradıklarını dile getirdi. Asıl sorumluların hâlâ yargılanmadığının altını çizen Çabuk, “12 yıldır adalet arayışımız devam ediyor. Ruhsatsız iş yerine izin veren herkes suçlu. Asıl suçlular hâlâ yargılanmıyor. Denetim ve önlem alınmadığı için her yıl ortalama 1800 işçi yaşamını kaybediyor. Bu ülkede Soma, Kozla Maden Faciası, Ostim-İvedik Patlaması gibi pek çok iş cinayeti yaşandı. Hiçbirinde patronlar ve devlet yetkilileri yargılanmadı. Cezasızlık hüküm sürüyor. Adaleti sağlaması gereken kurumlar adil davranmadığı için 12 yıldır adalet arıyoruz” dedi.
Adalet aramaya devam
Çabuk, iş cinayetlerinin önlenmesi için mücadele ettiklerine dikkat çekerek adalet arayışlarını sürdüreceklerini belirtti. Çabuk, “Bu ülkede işçinin canının hiç kıymeti yok. En basit önlemler bile alınmıyor. Patronların kâr hırsına yargı da göz yumduğu için iş cinayetleri her yıl giderek artıyor. Adalet arayan aileler olarak başka insanlar da hayatını kaybetmesin, başka kimsenin canı yanmasın, diye mücadele ediyoruz. Biz davamızın peşini asla bırakmayacağız” diye konuştu.
Buz dağının görünen kısmı
Davanın Avukatı Berrin Demir, AKP’nin işçiyi değil patronları koruduğunun altını çizdi. Cezasızlığın ve denetimsizliğin iş cinayetlerinin en büyük nedeni olduğuna dikkat çeken Demir, “2008’den bu yana patlamada yakınlarını kaybeden aileler adalet mücadelesi veriyor. Yargı ise iş cinayetlerinde ödül gibi cezalar veriyor. İş cinayetleri davasında uzun yıllardır mücadele ediyoruz. Tam olumlu bir karar çıkacakken bir şekilde patronlar cezalandırılmıyor. Aileler bu kadar dirençli olmasa bu cezaları bile vermezler. İş cinayetleri tamamen siyasi bir tutum. İşçiler göz göre göre öldürülüyor. İşçi ölmüş mü ölmemiş mi iktidarın umurunda değil. AKP döneminde 25 bin iş cinayeti yaşandı. Bu rakam buz dağının görünen kısmı” dedi.
Vahşi iş cinayetleri
Cezasızlık devam ettiği sürece iş cinayetlerinin artacağına dikkat çeken Demir, “Türkiye’de vahşi şekilde iş cinayetleri yaşanıyor. İş cinayetlerinde ölen mülteci işçileri patronlar kapının önüne atıp kaçıyor. 20 yıl hapis yatan patron görmüyoruz. İş cinayetleri paraya çevriliyor. Patronlar 3-5 kuruş verip davayı kapatırız gözüyle bakıyor. Yargı, adil yargılama yapılmadığı için ailelerin dava sürecinde canı çok yandı. İş cinayetleri yaşanmaması için herkesin elini taşın altına koyması lazım. İş cinayetlerine karşı susmamamız gerekiyor” diye konuştu.
Dava süreci ve adaletsizlik
Zeytinburnu Belediyesi Ruhsat ve Denetleme Müdürü Rüstem Tekin ile Zabıta Müdürü Feruz Kutsal 7 yıl 6 ay, bina sahipleri Remzi ve Resul Koçyiğit kardeşler de 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Dönemin İmar ve Şehircilik Müdürleri Şevket Yıldırım ve Servet Kırna’ya verilen 4 yıl 2 ay hapis cezası 30 bin 400 TL para cezasına çevrildi. İmar ve Şehircilik Müdürü Hatice Küçükakyüz’e verilen 2 yıl 6 ay hapis cezası 18 bin 200 TL para cezasına çevrildi. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Atakan Tanış, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ve atölye çalışanlarından Hasan Altay beraat etti.
Yakınları ölen aileler dosyayı temyiz etti. Yargıtay 12. Ceza Dairesi; Murat Aydın, Atakan Tanış ve Hasan Altay hakkında verilen beraat kararları ile Remzi Koçyiğit ve Resul Koçyiğit’in 5 yıllık hapis cezasını onadı. Taksirle ölüme neden olma suçundan para cezasına çarptırılan Servet Kırna, Şevket Yıldırım ve Hatice Küçükakyüz suçlarının “İhmal suretiyle görevi kötüye kullanmak” suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Servet Kırna hakkında 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu belirtilerek davanın düşmesine karar verilmesi istendi. “Taksirle ölüme neden olma” suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen sanıklar Rüstem Tekin ve Feruz Kutsal hakkındaki suçun “görevi kötüye kullanmak” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek bu karar da bozuldu. Dava hâlâ devam ediyor.