• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Mayıs 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Astana’da eksen kayması-Nihat Kaya

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
26 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Suriye’de 2011 yılından bu yana devam eden iç savaş boyunca çözüm tartışmaları ile çatışmalar iç içe yaşandı. İdlib başta olmak üzere Suriye’nin birçok yerinde hala ihtilaflı bölgeler sorunu ve çatışmalar devam ederken, çözüm adına yapılan görüşmelerin sonuncusu 25-26 Nisan tarihlerinde Astana’da gerçekleştiriliyor. Şimdiye kadar 11 kez gerçekleştirilen Astana Görüşmeleri’nin hiçbirinden sonuç alınamazken, 12’ncisinden ne sonuç alınması beklendiği irdelenmeye değer bir konu.

Suriye krizine ilişkin ilk çözüm tartışmaları, çatışmaların tüm şiddetiyle sürdüğü 2012 yılında BM öncülüğünde Rusya ve ABD’nin birlikte örgütlediği Cenevre Görüşmeleri adı altında başladı. Ancak 2016 yılına kadar 3 tur şeklinde yapılan görüşmelerin hiçbirinden herhangi bir sonuç elde edilemedi. Bunun temel nedeni olarak toplantılara Suriye topraklarında etkili siyaset yürüten Kürtlerin ve İran’ın dahil edilmemesi gösterildi.

Sık sık yapılan toplantı ve görüşmelere rağmen Cenevre Görüşmeleri’nden sonuç alınamaması taraflar arasında görüş ayrılıklarının artmasına ve su yüzüne çıkmasına neden oldu. ABD’nin öncülük ettiği Uluslararası Koalisyon Güçleri IŞİD’le mücadelede Türk devletinden uzaklaşıp, Kürtlerle hareket etmeye başladı.

Türk devleti de Rusya’ya yakınlaştı. İran ise ABD’yle yaşadığı tarihi gerginlikten dolayı Suriye rejimini uzlaşmaz bir tutuma çekti. Çözüm masasındaki uzlaşmaz yaklaşımlar Rusya için, Ortadoğu’da çıkar savaşı yürüttüğü ABD karşısında, bu güçleri kendi yanına çekme fırsatı doğurdu. Bunun sonucunda Türkiye, Rusya ve İran, Ocak 2017’de Astana sürecini başlattı.

Astana’nın tarafları görüşmelerin başladığı ilk günden itibaren, Astana’nın Cenevre’ye alternatif olmadığını ileri sürdüler, ama şimdiye kadar yapılan 11 görüşmenin hiçbirine Uluslararası Koalisyon ve Kürtleri dahil etmediler. Zaten Astana üçlüsünün bir araya gelmesindeki temel kaygı Suriye’deki iç savaşı durdurmaktan ziyade, Suriye savaşına müdahil olan dış güçlerin hesaplaşması temelinde olduğu için yapılan görüşmelerin hiçbirinden Suriye krizinin çözümüne dair ciddi bir sonuç çıkmadı.

Gelinen aşamada Astana Görüşmeleri’nin amacı Suriye iç savaşını sonlandırmaktan ziyade, dünyada kutuplaşan güçlerin bloklaşmasına dönüşmüş durumda. Bu konuda kilit rol NATO üyesi olmasına rağmen Rusya ve İran ile ortak hareket eden Türk devletinin elinde.

Bir taraftan Rusya onu NATO’dan uzaklaştırmaya çalışırken, diğer taraftan jeostratejik önemi ve müttefiklik ilişkilerinden dolayı ABD onu kaybetmek istemiyor. Tabi bu durum Astana Görüşmeleri’nde her daim Rusya ve İran’ın Türk devletine taviz vermesi şeklinde yansıyor. 25 Nisan tarihinde başlayan Astana Görüşmeleri’nin 12’nci turu da bu temel kaygı ve hesapla başladı.

Türk devleti, Suriye krizinde hala en kritik noktada durduğu için AKP hükümetine yine tavizkar yaklaşması bekleniyor. Ancak Türk devletinin pozisyonu netleştirilmeden Suriye krizine çözüm üretmek mümkün değil. Bundan kaynaklı olarak bir taraftan Afrin, Cerablus ve Bab’da ‘işgalci’ pozisyonda olan, diğer taraftan İdlib’de Soçi anlaşmasından doğan garantörlük yükümlülüklerini yerine getirmeyen Türk devletinin eleştirilerin odağında olması kaçınılmaz. Tabi diğer taraftan Türk devletini özellikle Rusya’ya daha çok yaklaştıracak, ABD ve NATO’ya ise daha fazla uzaklaştıracak olan S- 400 füzelerinin teslimatı sorunu var.

Bu teslimat gerçekleştirilmeden de ne Rusya’nın ne de İran’ın Suriye’de Türk devletini zor duruma sokacak ciddi bir adım atması beklenmiyor. Hele hele Temmuz ayında gerçekleştirilmesi beklenen S-400’lerin ilk partisinin teslimatının arifesinde bu hiç mümkün görünmüyor. Astana’nın 12’nci görüşmesinin en temel gündeminin İdlib sorunu olduğu biliniyor. Ancak İdlib sorunu Türkiye’nin iç sorunlarını da tetikleyecek bir sorun. Türk devleti her ne kadar Soçi anlaşmasından doğan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olsa da Rusya ve İran AKP hükümetini çok daha zor duruma sokmak istemeyecektir. Çünkü AKP’nin 31 Mart yerel seçimlerinde güç kaybettiği ve S- 400 füzelerini teslime hazırlandığı böylesi bir dönemde Türk devletini zor duruma sokmak, Türkiye’nin ABD ile tarihinin en gergin dönemini yaşadığı bu süreçte ABD’yle yeniden yakınlaşmasına neden olacaktır.

Bundan kaynaklı olarak da 25-26 Nisan’da gerçekleştirilen Astana Görüşmesi’nde Türk devleti her ne kadar eleştirilerin odağında olsa da İdlib’e yönelik ciddi bir karar alınmayarak AKP hükümeti zor duruma düşülmeyecektir. Dünya ve bölge genelinde yaşanan bu denge siyaseti 12’nci Astana Görüşmesi’nin de Suriye krizine çözümü aramaktan uzaklaşacağını gösteriyor.

Bu çerçevede Astana Görüşmesi’nde de öne çıkması muhtemel en önemli husus taraflar arasındaki ilişkinin daha fazla güçlendirilmesi noktası. Bu konuda zaten AKP hükümetinden Esad rejimini tanıması isteniyor. Ki, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Erdoğan ile Esad arasında arabuluculuk yaparak bunun ilk adımını atmıştı. Bu noktada Türk devletinin talebi ise Suriye rejiminin Kuzey- Doğu Suriye yönetimiyle diyalog kapısını tamamen kapatması. Ki, Esad rejiminin son aylarda ağız değiştirmesi bunun en önemli kanıtı. Görüşmelerin esas gayesi taraflar arasında güç kazanma mücadelesine dönüştüğü için Astana, Suriye krizine çözüm değil çözümsüzlük üretiyor.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Gözlerden kaçmasın… Sekiz yaşındaki çocuk…

Sırrı Süreyya’nın dediği gibi… ‘Çocukların gözlerine bakarak…’

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Sırrı Süreyya Önder, 11 Ocak günü, belli ki “yüreği elinde”, Selahattin Demirtaş’ın ardından Kocaeli Cezaevi’nde tutuklu bulunan Figen Yüksekdağ’ı, Pervin...

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

Keşmir’de savaş: Pakistan neden ‘dost ve kardeş’?

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

22 Nisan günü, Keşmir’de gerçekleşen bir cihatçı saldırıda 28 sivil öldürüldü. Hindistan yönetimi altındaki sınır bölgesinde gerçekleşen bu katliamda kurbanların...

Bir bilgeye vefa kitabı

‘Dil varlığın evidir’

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Bugün 'Kürt Dili Bayramı'. Celadet Ali Bedirhan’ın 1932'de çıkardığı Kürtçe Hawar (Çığlık) dergisinin yayına başladığı gün olan 15 Mayıs, 2006...

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Gönülleri birleyecek toplumsal sözleşme ve barış

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Türkiye’nin çok kültürlü ve çok kimlikli yapısı, tarihsel olarak hem bir zenginlik hem de siyasal çatışmaların kaynağı olmuştur. Özellikle Kürt...

Yalnız ekonomi mi?

Ektiğinizi biçersiniz

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Son on senede ektiği nefret söylemleriyle toplumu ayrıştırma noktasına getiren iktidar şimdi süslü vaatlerle iktidarını korumak istiyor. Özellikle de Kürtler...

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

Sen hiç gerilla gördün mü?

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Aslında bu haftaki yazının başlığı 12. Kongre ve Önder Apo olacaktı. Ancak aşağıdaki yazıya öncelik vermem gerektiğini düşündüm. Bu yazıyı...

Sonraki Haber

KHK ve ağır ceza mahkemesi kararları ile sabitlenen ‘suç’; özgürlük ve barış-Beyza Üstün

SON HABERLER

Rusya’da Wagner isyanı: Putin, bu bir darbedir

İstanbul’daki Rusya-Ukrayna görüşmesinde Putin yer almayacak

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Belucistan bağımsızlığını ilan etti

Belucistan bağımsızlığını ilan etti

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Gözlerden kaçmasın… Sekiz yaşındaki çocuk…

Sırrı Süreyya’nın dediği gibi… ‘Çocukların gözlerine bakarak…’

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

Keşmir’de savaş: Pakistan neden ‘dost ve kardeş’?

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Kürtçe nasıl yaşam dili olur?

Kürtçe nasıl yaşam dili olur?

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Bir bilgeye vefa kitabı

‘Dil varlığın evidir’

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Gönülleri birleyecek toplumsal sözleşme ve barış

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır