Sürgünde yaşayan Kürt siyasetçiler, PKK’nin silahlı mücadeleye son vermesinin ardından barışın heba olmaması için Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini söyledi
Avrupa’da sürgünde yaşayan Demokratik Kürt Toplum Merkezi (NAV) Berlin Eşbaşkanı Hüseyin Yılmaz, Kürt Siyasetçi Abdullah Demirbaş, Şeyh Said’in torunu ve siyasetçi Hasan Basri Fırat ve Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) İngiltere üyesi Akademisyen Mithat İshak, sürece ilişkin ANF’ye konuştu.
Hüseyin Yılmaz, sürecin sağlıklı yürütülebilmesi için ve Kürt halkıyla birlikte yaşamın kalıcı olarak inşa edilmesi için en temel adımın, Abdullah Öcalan’ın özgür bir şekilde süreci yönetmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
50 yıllık mücadele
“Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve sürece doğrudan katılması önemlidir. Çünkü örgütü var eden Sayın Öcalan’dır. Onun çağrısıyla PKK, tarihi bir kararla kendini feshetmiş, silahlı mücadeleye son verme iradesini ortaya koymuştur. Bu, sıradan bir gelişme değil; 50 yıllık bir mücadelede yeni bir dönemin ilanıdır.
Bu tarihi adımın kalıcı barışa dönüşebilmesi için devletin sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Barışa karşılık savaş politikalar izlenirse, halkın güveni yeniden kırılır. Türk halkı da barışın gereğini yerine getirmelidir. Kürt halkının siyasal, kültürel ve hukuki hakları tanınmalıdır. Kürt halkı, örgütlü demokratik mücadelesini sürdürmeli; bu süreci ulusal birliğe ve toplumsal dayanışmaya dönüştürmelidir.
Abdullah Öcalan özgür olmalı
Artık mesele sadece Kürtler açısından değil, tüm Ortadoğu halkları için ortak bir gelecek kurma meselesidir. Sayın Öcalan’ın bu süreçte sadece fikirsel değil, aynı zamanda pratik yürütücü olarak yer alması, barışın samimiyeti açısından vazgeçilmezdir.
Halklar barış içinde yaşayabilir
Bugünden yarına köklü çözümlerin gelmeyeceğinin farkındayız. Ancak Sayın Öcalan’ın süreci yürüttüğüne ve bu çalışmaların sürdüğüne inanıyoruz. Bu inançla hareket ediyor, halkların barış içinde birlikte yaşayabileceğine inanıyoruz. Sayın Öcalan’ın tarihi çağrısı sonrasında atılan adımlar karşılıksız kalmamalıdır. Fiziki özgürlüğü sağlanmazsa, sürecin samimiyeti sorgulanır hale gelir. Kürt sorunun çözümü ancak diyalog, demokratikleşme ve birlikte yaşam iradesiyle mümkündür.”
Devletin elindeki argüman alındı
Kürt Siyasetçi Abdullah Demirbaş ise şunları söyledi: “Özelikle Sayın Öcalan’ın çağrısı sonucu PKK’nin feshi, tarihi bir adımdır. Şimdiye kadar devlet, silahlar susmadığı sürece adım atmayacağını söylüyordu. Sayın Öcalan ve PKK, bu devletin elinden bu argümanı alarak üstlerine düşen sorumluluğu yerine getirdi. Bundan sonra sorumluluk devlettedir. Devletin artık rolünü oynaması gerekiyor.
Acil olarak hasta ve siyasi tutsakları bırakması lazım ki, bu sürece iyi bir niyet göstergesi olarak başlanabilsin. İkincisi, Meclis’te bir komisyon kurulmalı ve bu komisyonun rolünü oynamasına olanak tanınmalı ve barış için adımlar atılmalıdır.
Abdullah Öcalan’ın koşulları değişmeli
Her şeyden önce, baş müzakereci ve süreci yöneten birinci dereceden kişi Sayın Öcalan’dır. Hem Kürt halkı hem de PKK, bu süreci Sayın Öcalan’ın yöneteceğini deklare etmiştir. Sayın Öcalan’ın rolünü oynaması için koşullarının değişmesi lazım.
Hem fiziki özgürlüğünün sağlanması hem de bu süreci yönetmesi için bir sekretarya oluşturulması gerekiyor. Bunun için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bu süreç için atılan tüm adımların şeffaf olması gerekiyor.”
Devlet için bahane kalmadı
Şeyh Said’in torunu ve siyasetçi Hasan Basri Fırat, yeni başlayan süreçte Abdullah Öcalan’ın rolünün önemine değinerek, “Kürt tarafı üstüne düşeni yaptı. Sayın Öcalan’ın çağrısıyla PKK, gerekli adımları attı ve silahlı mücadeleyi sonlandırdı. Kürt halkının atması gereken adımlar atıldı ve devlet için ortada olan bahaneler artık yok.
Fiziki özgürlük şart
Kürt tarafı, Sayın Öcalan’ı dinledi ve gereğini yaptı. Artık bu mesele tümüyle devletin sahasındadır. AKP/MHP hükümetinin verdikleri sözleri yerine getirmelerini bekliyoruz. Bizim talebimiz, Sayın Öcalan’ın özgürleşmesidir ki bu süreç kazasız belasız bir şekilde sonuçlansın. Eğer Sayın Öcalan serbest olursa, halkı ikna noktasında ve ortaya koyacağı siyasi perspektifle bu sorun daha çabuk çözüme kavuşur ve sonuç alınır. Bu sürecin sürdürülebilmesi için fiziki özürlüğü şarttır.”
Çağrı Kürt birliği için de önemli
KNK İngiltere üyesi Akademisyen Mithat İshak, Abdullah Öcalan’ın çağrısının Kürtlerin birliği için önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Artık dünyada yeni platformlar oluşuyor. Bu anlamda dijital dünyası önemli bir imkân sunuyor. Mamoste Hasan’ın deyimiyle ‘Artık gökyüzünde de Kürtler birbirine kavuşacak.’ Neden böyle söylüyor? Çünkü artık sosyal medya, Kürt basını ve televizyonlar sayesinde, dijital dünyanın yarattığı imkânlarla Kürt halkı yan yana gelebiliyor.
Bu anlamda, yeni yüzyılın dayattığı bir yaşam ve planlama yapabilirler. Eğer devlet olmasa bile devletsiz bir çözüm mümkündür. Sayın Öcalan’ın dediği gibi, devletsiz bir model ile de Kürt halkının birliği ve Kürt sorunun çözümü mümkündür.
Diasporadaki Kürtler de bir araya gelmeli
Sayın Öcalan’ın çağrısı hem dört parçada hem de diasporada yaşayan Kürtlere yeni bir fırsat veriyor. Bu paradigmayı nasıl uygulayabiliriz; bence bu önemli tartışmadır ve bunun sonucu da önemlidir.
Özelikle diasporada yaşayan Kürtler, bu tarz platformlarla bir araya gelirse, yüzyıl yıl önce oluşan hem fiziki hem psikolojik sınırlar yıkılır ve bu sayede birlikte hareket etme ihtiyaçları daha da belirginleşir.
Bu şekilde, diasporadaki Kürtler yeniden bir araya gelir, birbirleriyle daha iyi kaynaşır ve bu şekilde birliklerini de sağlarlar. Sayın Öcalan’ın mesajı da bize bunu söylüyor ve birlik çağrısının gereklerini de bu şekilde yerine getirebiliriz.”
HABER MERKEZİ