Aysel Tuğluk’un yakın dönem ve isim hafızasının kaybolduğunu söyleyen HDP Milletvekili Oya Ersoy, Tuğluk’un kendisine gönderilen dayanışma mektuplarından mutlu olduğunu aktardı
Kandıra Cezaevi’nde tutulan Aysel Tuğluk’u 6 Nisan tarihinde ziyaret edenlerden biri olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Oya Ersoy Tuğluk’un sağlık duru ile ilgili açıklamalarda bulundu. Cezaevlerinin bu ülke için her zaman “kanayan yara” olduğunu söyleyen Ersoy, 98 yılından bu yana ülkede hayata geçirilen cezaevlerinin birer “tecrit odası” sistemiyle yapıldığını ve tutukluların çok ağır koşullarda kaldığını belirtti. Cezaevlerindeki baskı ve saldırıların tutukluların yaşamını yitirmesine ya da ağır hasta olmasına zemin hazırladığını kaydeden Ersoy: “Biz dışarıda nefes alamıyorsak, en ufak bir hak mücadelesi polis, jandarma müdahalesiyle sonuçlanıyorsa, bunun bir de cezaevindeki hali daha da ağır oluyor. Pandemi de bahane edilerek tecrit üstüne tecrit yaşatılıyor. Tutsakların sahip olduğu haklar pandemi gerekçesiyle gasp ediliyor. Tutsaklar ortak etkinlik alanlarına çıkarılmıyor, tek kişilik hücrelere konuluyor, aile görüşleri sağlanmıyor, açık görüşlerde tutsaklar ince aramalara tabi tutulmaya çalışılıyor ve tutsaklar buna karşı çıkınca da görüşe çıkarılmıyorlar” diye konuştu.
Vicdanı yaşananları kaldıramadı
Tüm bu ihlaller ve baskılar ışığından Tuğluk’a da değinilmesi gerektiğini belirten Ersoy, Aysel Tuğluk’un bir hak savunucusu ve hukuk mücadelesi yürüten biri olduğunu ifade etti. Ersoy, AKP iktidarının siyasetle yenemediği, baş edemediğini bahanelerde cezaevine koyduğunu dile getirerek, “Aysel Tuğluk da AKP’nin yenemediği onlarca kişiden biridir. Düşüncelerinden ve yürüttüğü siyasetten dolayı şu an cezaevinde tutuluyor. Tutukluluğunun ilk yılında annesini kaybetti ve annesinin mezarına, cenazesine yapılanları vicdanı kaldırmadı. Aklı, kalbi yaşananları kabul etmedi ve sonucunda da Demans hastalığına yakalandı. Hem tecrit hem de pandemi koşulları Aysel’in hastalığının ilerlemesine neden oldu. Meclis Başkan Vekilimiz Meral Danış Beştaş ile birlikte Kandıra Cezaevi’nde kendisini ziyaret ettiğimizde bunu çok daha net gözlemleyebildik. Hastalık Aysel Tuğluk’un hareketlerini fiziki olarak zayıflatıyor ve cezaevi idaresi de bunun farkında. Adli Tıp Kurumu da farkında ama saraydan gelen talimatla cezaevinde tutuluyor. Bizim mücadelemiz başta Aysel Tuğluk olmak üzere cezaevlerindeki tüm hasta tutsakların serbest bırakılması içindir. Tüm kurumlarla beraber bu mücadeleyi büyütmeliyiz” sözlerine yer verdi.
Mücadele etmeliyiz
En çok da kadınların Tuğluk’u hiç yalnız bırakmadığına işaret eden Ersoy, Aysel Tuğluk’un kadın dayanışmasıyla özgürleştireceklerini vurguladı. Ersoy: “Aysel Tuğluk’un en büyük şanslarından biri de arkadaşlarıyla birlikte kalıyor olması. Şu an Gültan Kışanak ile aynı koğuşta kalıyor, bu ayın sonunda Figen Yüksekdağ’ın koğuşuna götürülecek. Günlük temizliğini yapma ve yemek yeme alışkanlığını kaybetmiş. Tüm bunları beraber kaldığı arkadaşları hatırlatarak yaptırıyor. Arkadaşlarıyla yaptığımız görüşmede Aysel için ‘aynı soruya günden 20 kere de sorsa, aynı şeyi 20 kere de anlatsa ilk defa duyuyormuş gibi cevaplıyor ve sohbet ediyoruz. Hastalığını ona hissettirmemeye çalışıyoruz’ diye anlattılar. İçerde Aysel Tuğluk gibi yüzlerce tutuklu var. Bu nedenle hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor” diye ifade etti.
‘Direnenlerin tarihi’
“Kimse ‘ülkenin sahibi biziz, istediğimizi yaparız’ diye düşünmesin” diyen Oya Ersoy, tüm bu hukuksuzluklara karşı topyekün mücadele edeceklerini söyledi. AKP’nin hak ihlalleri ve baskı konseptine karşı tutukluların can güvenliği, sağlığı ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için tüm çabayı göstereceklerini ekleyen Ersoy: “Bu ülkenin tarihi faşizme karşı direnenlerin tarihidir. Ne içeride ne dışarıda tutukluların yaşamını hiçe sayacak hiçbir girişime göz yummayacak ve izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
Aysel’e mektup yazın
Oya Ersoy, Aysel Tuğluk için dünyanın ve ülkenin dört bir yanında dayanışma gösterildiğini söyleyerek, Tuğluk’un kendisine yapılan ziyaretlerden ve gönderilen dayanışma mektuplarından da mutlu olduğunu kaydetti. Ersoy: “İsim olarak hatırlamakta zorlansa da mektupları ve ziyaretlerin olduğunun farkında ve bunu söylerken gözlerinin içi parlıyor. Yalnız kalmadığını hissediyor. Bu nedenle aslından buradan çağrıda da bulunmak istiyorum. İlla belli bir tarih, önemli bir gün olmasına gerek yok, her aklınıza geldiğinde iki satır bir yazı dahi yazıp gönderirseniz ya da bir kartpostal, Yalnız bırakmamış olursunuz. Tecrit dayatılarak arkadaşlarımız yalnızlaştırılmaya çalışıyor. Biz sosyal bir dayanışma ağı ile buna karşı mücadele edebiliriz. Aysel’i ve arkadaşlarımızı bu şekilde yalnız bırakmamış oluruz” dedi.
VAN/JİNNEWS