Alman Genelkurmayı çok bozulmuştu bu işe. Düzenli ordu birlikleriyle karşılaşıp kayıp vermek neyse de, işin içine halk karışıp kazma kürekle 3. Reich’in süper ordusunu darmadağın edince Kondomari Köyü’nü hedef almak şart olmuştu
Arif Mostarlı
“Propagandacılık” denilen ‘meslek’ (!) iyi şeydir, işler iyi giderken keyiflidir de. Muazzam bir Nazi ordusuna iliştirilmiş halde geziyorsan ve tetiğe değil de deklanşöre basarak ‘vazifeni’ yapıyorsan, fazla riski de yoktur. Ancak, kader öyledir ki, o eğlenceli fotoğraf çekimleri bir gün suç delilleri haline gelir; seni de yakar, efendilerini de.
Alman ordusunun savaş propagandacısı muhabiri Franz-Peter Weixler’in başına gelen de böyle bir şeydi işte. 2 Haziran 1941’de Kondomari köyünde çektiği fotoğraflar, 39 yıl sonra bir Yunan gazeteci tarafından Federal Alman arşivlerinde bulunması can sıkıcı olmuştu. “Can sıkıcı” derken, kimseye ekstra bir ceza filan getirmedi fotoğraflar ama insanlık tarihine kazındı.
Büyük direniş
Kondomari’nin onurlu ama sonu itibarıyla talihsiz öyküsü, II. Dünya Savaşı’nda Almanların kafasına “Girit’i işgal etme” fikri takıldığında başlamıştı.
Girit’in kuzey kıyısına yakın, Hanya şehrinin yakınında olan Kondomari köyünün olup bitenlerdeki rolünü sağlayan ise Maleme uçak pistinin 3 kilometre yakınında olmasıydı. Girit işgal harekâtı, 20 Mayıs 1941’de adanın stratejik noktalarını ele geçirmeyi amaçlayan büyük çaplı bir hava harekâtıyla başladı. Ve tabii harekâttaki en önemli yerlerden biri Maleme Havaalanı ve çevresiydi. Bu bölgenin ele geçirilmesi, Luftwaffe’nin adaya büyük çaplı asker ve malzeme takviyeleri göndermesine olanak sağlayacak ve savaşın sonucunu belirleyecekti. Dolayısıyla 20 Mayıs 1941 sabahı adaya inen Alman paraşütçülerinin iniş alanları Kondomari’yi de içeriyordu. İşgalciler, burada İngiliz ordusuna bağlı zayıf Yeni Zelanda birlikleriyle karşılaştı. Ancak bu arada direnişe ilkel silahlar, baltalar ve kazmalarla köylüler de katılınca tablo değişti. Böylece Komutan Binbaşı Otto Scherber de dahil olmak üzere 600 Alman askerinden 400’ü imha edildi.
Çapulculara yenilmek
Sonuçta Girit işgal edildi edilmesine ama Wehrmacht ağır can kaybına uğratmıştı ve bu durum, Nazi mantalitesi açısından tahammül edilemez bir şeydi. Raporlarda Giritli sivillerin paraşütçüleri vurduğu veya onlara bıçak, balta ve tırpanlarla saldırdığı belirtiliyor ve durum giderek efsaneye dönüşüyordu. Eşi benzeri görülmemiş bu durum, Prusya askeri düzen anlayışını çileden çıkardı. Mesele ta Hermann Göring’e, hatta daha yukarı, Hitler’e kadar gitmişti. Asker askeri öldürebilirdi ama baldırı çıplak köylülerin ‘kahraman’ Reich ordusunu perperişan etmesi düşünülemezdi. Birliklere misilleme emri hemen verildi ve doğaçlama infazlar başladı. Ama asıl büyük emir Göring’den geldi. Geçici komutan General Kurt Student’a halka karşı bir misilleme dalgası başlatma yetkisi verildi.
2 Haziran 1941’de, ateşli bir Nazi olan üsteğmen Horst Trebes komutasındaki dört kamyon asker, Kondomari’yi kuşattı. Erkekler, kadınlar ve çocuklar köy meydanına toplandı. Sonra seçmeler yapıldı ve rehineler zeytinliklere götürülerek kurşuna dizildi. Yerel halka göre o gün öldürülenlerin sayısı 60’tan fazlaydı.
Fotoğrafların kaderi
Üsteğmen Horst Trebes, bu büyük ‘görev’ nedeniyle Temmuz 1941’de Şövalye Haçı ile ödüllendirildi ama madalyayı uzun süre taşıyamadı! Üç yıl sonra Normandiya’da öldürüldü. 1945’ten sonra İngilizlerin yakaladığı Kurt Student ise askeri mahkemeye çıkarıldı ama bütün taleplere rağmen Yunanistan’a iade edilmedi, küçük bir ceza verilip sağlık nedenleriyle serbest bırakıldı.
Fotoğrafçı Franz-Peter Weixler’in yaşadıkları ise ibretlikti. Önce ordudan ihraç edildi. Daha sonra, katliama ilişkin materyalleri sızdırdığı suçlamasıyla vatana ihanetle suçlanıp Gestapo tarafından tutuklandı ve hapsi boyladı. Kasım 1945’te, tümden saf değiştirerek Göring’in Nürnberg’deki duruşması sırasında, Kondomari katliamı hakkında tanıklık yaptı.
Sonra bir ara Weixler, 1955’te Kondomari’ye döndü; köylülere yana yakıla ’emir kulu’ olduğunu anlatıp özür dilediyse de Kondomarililer, ‘misafirlik buraya kadar’ deyip onu kovdu. Gerçek negatifler ise 1980 yılında Yunan gazeteci Vassos Mathiopoulos tarafından federal Alman arşivlerinde keşfedildi ve Kondomari’ye ait oldukları belirlendi.
Kondomari halkı ise bugün hâlâ 2 Haziran’ı hatırlıyor. Hüzünle ve onurla…