27 Şubat’tan bu yana devam eden müzakere sürecine dair konuşan Barış Anneleri, ‘Silahlar devre dışı kaldıysa, şimdi sıra cezaevlerinin kapılarını açmakta’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrının ardından Kürt cephesinden peş peşe gelen adımlar sürecin ilerlemesini sağlarken, hükümet kanadından hâlâ somut bir adım atılmış değil.
PKK’nin ateşkes ilan edip 12. Kongresi ile kendini feshettiğini duyurmasına rağmen, operasyonların sürmesi kafalarda ciddi soru işaretleri doğuruyor. Sürecin son önemli gelişmesi ise Temmuz ayında Abdullah Öcalan’ın 26 yıl sonra ilk kez görüntülü olarak kamuoyuna seslenmesi oldu. Bu açıklama, tüm belirsizliklere rağmen halkta barışa dair umutları yeniden yeşertti.
Abdullah Öcalan’ın mesajının ardından 30 PKK’li Güney Kürdistan’ın Silemanî kentinde, silahlarını imha etti. Hem Abdullah Öcalan’dan gelen mesaj hemde PKK’nin silahları yakması sadece siyasi yankılar değil, toplumsal düzeyde de bir moral etkisi yarattı. Yıllardır barış talebinden vazgeçmeyen Tetwan’daki Barış Anneleri de sürece dair konuştu.
‘Herkes için barış diyoruz’
Azize Coşkun, barış ve özgürlük talebini yineleyerek, “Özgürlük olsun Türk Kürt kardeş olsun biz barış diyoruz. Herkes için barış diyoruz. Oğlum 13 yıldır cezaevinde tutsaktır. Cezaevinde işkence var. Biz bu kadar cezaevleri kapılarına gidip geldik. Önderlikte diyor; özgürlük olsun barış olsun. Barış olmadan kimse huzura kavuşamaz bu süreçten umutluyuz barış umudu içimizde yeşerdi” dedi.
‘Bütün tutsaklar serbest bırakılmalıdır’
Süreç için ilk adımların atıldığını belirten Gülperi Yılmaz, gerekli diğer adımlarında hızlı bir şekilde atılması gerektiğine değindi. Gülperi Yılmaz, “Bu adımı ise devletin atması gerekiyor. Bizim kendimize inancımız var, devlete de inanmak istiyoruz ama bu konuda içimiz rahat değil. Bazıları ‘şehitlerimiz var’ diyor. Eğer devlet ve bazı kesimler böyle yaklaşırsa, biz de deriz ki ‘bizim de şehitlerimiz var’ ve böylece birçok gencimizi kaybederiz. Meclis tatile girecek. Biz, meclis tatile girmeden önce çözüm için adım atılmasını bekliyorduk. Daha önce iki barış grubu geldi ama her iki grup da tutuklandı, yıllarca hapiste kaldılar. Bu yüzden devlete inanamıyoruz. Acaba ‘ciddiler mi, yoksa tekrar eskisi gibi mi olacak?’ diye endişeliyiz. Bu konuda hükümete güvenimiz yok. Artık silahlar devre dışı kaldıysa, cezaevlerinin kapılarının da açılması gerekiyor. Bütün tutsaklar serbest bırakılmalıdır” şeklinde konuştu.
‘Devletin sürece yönelik net ve ciddi bir duruşu yok’
Gülperi Yılmaz, Barış Anneleri olarak meclise gitmek istediklerini ifade ederek, “Meclise gidip net ve ciddi bir şekilde konuşmak istiyoruz. Umut ediyoruz ki devlet de artık bir adım atar. Biz kendimizden eminiz. Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı bizde büyük bir güven ve umut yarattı. Ancak devlet içinde bu sürece dair ciddi çelişkiler var. Süreci bozmak isteyen kesimler mevcut. Devletin bu sürece yönelik net ve ciddi bir duruşu yok. Bazıları çıkıp ‘şu kadar ölümüz var’ diyor. Biz çocuklarımızın kemiklerinin yerini bile bilmiyoruz. Cenazeleri yok, nerede olduklarını bilmiyoruz. Kürt halkından birçok siyasetçi, aydın ve sanatçı katledildi. Apê Musa, Mehmet Sincar, Tahir Elçi, Roboski Katliamı, Uğur Kaymaz, Vedat Aydın… Bunları düşünüp intikam peşine düşsek, çok daha fazla kan akar ve bu böyle devam eder” sözlerini kaydetti.
‘Bu sürece halkımıza ve kendimize olan inançla bakıyoruz’
Barış istediklerini söyleyen Raife Orak, artık ölümlere şahit olmak istemediklerine dikkat çekerek, “Devlet bir adım atıyorsa biz iki adım atıyoruz. Bizim kendimize güvenimiz var. Artık savaş istemiyoruz. Bu sürece halkımıza ve kendimize olan inançla bakıyoruz. Ancak biliyoruz ki devlet içinde bu süreci bozmak isteyenler var. Biz anneler olarak artık ağlamak istemiyoruz. Barış istiyoruz. Cezaevlerinin kapıları açılsın. Onlar bir adım atarsa, biz üç adım atarız. Kürtler devletten bir şey istemiyor; sadece kendi haklarını talep ediyorlar. Biz Kürt halkı olarak artık ezilmek istemiyoruz. Sabah uyanıyoruz, akşama kadar gözyaşı döküyoruz. Her iki taraf da çocuklarını kaybetti. Artık yeter, barış olsun istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
‘Bir an önce adım atılmalı’
Meryem Korkmaz, Türk ve Kürt annelerine seslenerek, “El ele versinler, bu sürece destek versinler. Bir an önce barış olsun, kalıcı bir barış olmasını istiyoruz artık. Annelerin yüreği yanmasın. Artık tabutları annelerin omuzlarında taşısın istemiyoruz. Bu barışı herkes için, bütün halklar için istiyoruz. Türk devleti bir an önce adım atmalı. 27 Şubat’ta başlayan süreçte şimdiye kadar devlet tarafından hiçbir adım atılmadı. PKK kongresini yaptı, fesih kararını verdi, silahların devreden çıkarılması çağrısı yapıldı ve silahlar devreden çıktı. Ancak buna rağmen devlet tarafından herhangi bir adım atılmadı. Türk devleti adım atmadığı sürece çelişki yaşıyoruz ve güvenemiyoruz. Bir an önce adım atılmalı. Aksi halde 2015’te yaşananların tekrar etmesinden kaygı duyuyoruz” sözlerini kullandı.
‘Kürt özgürlük hareketine güveniyoruz’
Meryem Korkmaz, cezaevlerinin kapılarının açılması gerektiğine işaret ederek, “Bu adımlar atılmadığı sürece kaygılıyız, güvenemeyiz. Bizim güvenimiz sadece önderliğimize var, devlete güvenimiz yok. Aylardır süreç başlamış olmasına rağmen hâlâ bombalamalar ve saldırılar devam ediyor. Çocuklarımız şehit düşüyor. Bu durumda biz nasıl inanalım? Biz sadece kendi önderliğimize ve Kürt özgürlük hareketine güveniyoruz. Bir an önce adımlar atılmalı. Biz de bu adımları bekliyoruz” diye konuştu.
Kaynak: JINNEWS
