Êlih Barış Anneleri Meclisi üyeleri, tek taraflı barışın olamayacağını belirterek, devletin de acil olarak adım atması gerektiğini söyledi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ve PKK’nin çağrıya uyarak fesih ve silahsızlanma kararı almasıyla Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yollarla çözüm beklentisini arttırdı. Ancak iktidarın çözüme yönelik adım atmakta ağır davranması, ortaya çıkabilecek gelişmelerin süreci olumsuz etkilemesinde duyulan kaygıları beraberinde getirdi. Patlak veren İsrail-İran savaşının sürece olası olumsuz etkilerinden kaygı duyan Êlih Barış Anneleri Meclisi üyeleri, devleti, bir an önce adım atmaya çağırdı.
‘Onurlu bir barış istiyoruz’
Barış Annesi Meclisi üyesi Sultan Azboy, Abdullah Öcalan’ın çağrısının ardından PKK’nin aldığı kararlara işaret ederek, devletin ise bu konuda herhangi bir adım atmadığını belirtti. 10’uncu Yargı Paketi’nin hasta tutsaklar sorununa kalıcı bir çözüm dahi getirmediğini dile getiren Sultan Azboy, “Kesinlikle devlet nezdinde tek bir adım atılmış değil. Adım atmadıkları gibi her gün uçak kaldırıp dağları bombalıyorlar. Kürt, Türk, Arap kim barışı istiyorsa tüm benliğini ortaya koysun. Savaşın yıkıcılığı büyüktür. Keşkeler ile yaşamayın. Gelin ses çıkarın. Onurlu barışa ses olun” ifadelerini kullandı.
Dünya savaşa sürükleniyor
Yeni başlayan savaşlara işaret eden Sultan Azboy, “Ortadoğu tekrardan kan gölüne çevrilmek isteniyor. Bunu Sayın Öcalan’ın paradigmasını hayata geçirerek önleyebiliriz. Dünya büyük bir savaşa sürükleniyor. Savaşın çıkaran erkek aklı kendi iktidarını sürdürmek için saldırıyor. Yeter artık bu kan dursun. Türk devleti acil bir şekilde adım atsın. Barış süreci başladığında beri gençler yaşamını yitirmeye devam ediyor. Tek taraflı barış olmaz. Türkiye aklını başına alsın. Ortadoğu’daki durum malum, yeter anneler göz yaşı dökmesin. Kan kanla temizlenmez. Tüm dünya hakları barış için adım atsın” diye konuştu.
‘Kimse ölsün istemiyoruz’
Kürtlerin barış ısrarına devletin saldırılarla karşılık verdiğini dile getiren Barış Annesi Meyaser Akdağ, “Barış için kanımızın son damlasına kadar direneceğiz. Daha geçen gün çocuklarımızın bulunduğu alana kimyasal atıldı. Kürt halkı barış istiyor. Ancak bu barış talebine saldırılıyor. Biz hep dedik. Kimsenin ölümünü istemiyoruz. Ciğerlerimiz yanıyor. Savaş istemiyoruz. Kan istemiyoruz. Tüm hakların annelerine sesleniyorum. Çıkın alana barışı haykırın. Onların yüreği yanmıyor mu? Emine Erdoğan da bir anne oda çıksın barış için mücadele versin” diye belirtti.
‘Tecrit kalkmalı, Öcalan özgür olmalı’
Sürecin başından beni devlet nezdinde sürekli provokasyonların gerçekleştiğine dikkat çeken Meyaser Akdağ, “Kürt halkına yaklaşımlarına dikkat etsinler. Kürt halkı direnişin adıdır. Kimse Kürt halkının sabrını sınamasın. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit halen devam ediyor. Sürecin sağlıklı yürümesi için Sayın Öcalan’ının fiziki özgürlüğünün sağlanması aciliyettir. Biz sonuna kadar barışı haykıracağız, sürecin öncüsü olmaya çalışacağız. Tüm anneler bu sürecin öncüsü olmalı. Çünkü savaşın yıkıcılığından en büyük yarayı anneler alıyor” şeklinde konuştu.
Adım atılmıyor, saldırılar sürüyor
Barış Annesi Şükran Dal ise İran ve İsrail arasında başlayan savaşa dikkat çekerek, devlete “Biz öğle yemeği isek siz akşam yemeği olursunuz” uyarısında bulundu.
Abdullah Öcalan tarafından tüm adımların atıldığını ancak devlet nezdinde ise adım atma yerine saldırıların sürdürüldüğünü kaydeden Şükran Dal, barışın şimdiye kadar tek taraflı yürütüldüğünü söyledi. Tek taraflı barışın olamayacağını kaydeden Şükran Dal, “Görüyorsunuz yanı başımızda başlayan bir savaş var. Devlet aklını başına alıp barış için acil bir şekilde adım atmalı. Sürecin gerekliliklerini yerine getirmeli. İsrail-İran savaşı barışın önemini bir kez daha ortaya koymuştur” dedi.
Haber: Fethi Balaman / MA