Kürt sorununun çözümünde hükümetin samimi adımlar atmadığını belirten Sûr’daki yurttaşlar, kalıcı barış için Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğini ifade etti
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti 28 Aralık’ta bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmeden sonra Abdullah Öcalan’ın 7 maddelik çözüm deklarasyonu kamuoyuyla paylaşıldı.
Amed’in Sûr ilçesinde yaşayan yurttaşlara deklarasyona dair konuştu.
‘Halk Öcalan’ın arkasında’
Onurlu bir barışın olabilmesi için öncelikle PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğini söyleyen Hacı Döndü, “Barışı ne Erdoğan ne de Bahçeli sağlayabilir. Ancak Önderlik (Abdullah Öcalan) barışı sağlayabilir. Halkların özgürlüğü, Önderliğin özgürlüğüne bağlıdır. Ancak Önderlik özgür olursa halklar özgür olabilir. Ama devlet barış söylemlerinde dürüst değil. O dürüst olursa biz zaten buna hazırız. Bundan kaynaklı onlara inanmıyoruz. Halk Abdullah Öcalan’ı benimsiyor ve onun arkasında” dedi.
‘Kirli politikalar’
Çözüm söylemlerine rağmen Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecride tepki gösteren Ferman Nergiz, “Bugün ceberut sistem çok kirli politikalar yürütüyor. Tüm halkalara çağrımızdır; Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tecrit altında olduğu sürece tüm mazlum halklar tecrit altındadır. Bu tecrit halkların birliği ile kırılabilir. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz” diye belirtti.
Nesir Ertuğrul, “Önder Apo özgür olmayana kadar ve halkı ile iç içe olmadığı sürece bir barış söz konusu olamaz. Aksi takdirde bu adımlar samimi ve inandırıcı değildir” diye konuştu.
‘Barış tecridin kaldırılmasından geçer’
Tecridin sürdüğüne işaret eden Cengiz Yakut, barışın yolunun tecridin kaldırılmasından geçtiğini vurguladı. İktidara inançları olmadığını da kaydeden Yakut, “Önderliğimiz 4 duvar arasında bile bunu sağlayacak. Onun için onun söylemleri bizim için çok anlamlı ve kıymetlidir. Ama bu savaşların da son bulması lazım” ifadelerini kullandı.
‘Gazeteciler, siyasetçiler cezaevinde’
İktidarın “Çözüm süreci” pratiğini hatırlatan Esmanur Baykuşak, Amed’te faili meçhul cinayetlere kurban giden ailelerinin verdiği mücadeleye işaret etti. Esmanur Baykuşak, “Bu kadar acının yaşandığı bir ülkede barış öyle kolay mı sağlanır? Bu kadar acı çeken bir toplum tabi ki de savaş istemez. Savaşı isteyen kapitalist sistem ve devlettir. Onun için adımları çok samimi değil. 6 yaşındaki çocuğun siyaseti yorumladığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu kadar saçma ve kötü bir durum olabilir mi? Çünkü AKP’nin yönettiği bir ülkede yaşıyoruz. Şuan o kadar büyük suçlar işliyorlar ki; Her geçen gün annelerin ve babaların yükselen feryatlarını dinliyoruz. Yıllardır bu ülkede kendi dilimizi bile özgürce konuşamadık ve hala düşüncelerimizi özgürce ifade edemiyoruz” şeklinde konuştu.
Esmanur Baykuşak, “Gazetecilerin, devletle karşı görüşte olanların ve siyasetçilerin cezaevine atıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Bir barış ortamının yaratılabilmesi için öncelikle Abdullah Öcalan’ın ve bu tutsakların serbest bırakılması gerekir. Bunlar oldu mu ancak huzurlu bir ortam olur” dedi.
‘Öcalan özgür olmadan barış olmaz’
Barış ve birlikteliği istediklerini ifade eden Yusuf Önger, devleti samimi bulmadıklarını söyledi. Barışın karşılıklı uzlaşıyla mümkün olabileceğine vurgu yapan Yusuf Önger, “Öcalan da serbest bırakılmalı ki karşılıklı masaya oturulup çözüm bulunsun. Cezaevlerindeki bütün tutsakların serbest bırakılması gerekiyor” diye belirtti.
Devletin barış için “PKK’den koşulsuz şartsız silahları bırakma” şartının kabul edilir bir şey olmadığını söyleyen Devran Karakaş, “Barış istiyoruz ama Abdullah Öcalan özgür olmadan bir barış olmaz. Bir de bunun yanı sıra ötekileştirilmek istemiyoruz ve eşit şartlara sahip olmak istiyoruz” dedi.
İnsanların düşüncelerini özgürce ifade edemediğini söyleyen Aysel, “Barışın olmasını ve insanların düşüncelerini özgürce ifade etmesini istiyoruz. Ama mevcut iktidara inanmıyoruz. Buna inanmamız için tüm tutsakların özgürleşmesi gerekir” diye kaydetti.
HABER MERKEZİ
