Sosyal Adalet Hareketi’nin barış gündemiyle düzenlediği panelde konuşan Hakan Tahmaz, ‘Barışı destekliyorum yanlış bir söylemdir, barışın öznesi olmalıyız’ vurgusu yaptı
Sosyal Adalet Hareketi (SAHİ), hayatını kaybeden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili ve İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder anısına İstanbul’un Üsküdar ilçesinde bulunan Altunizade Kültür Merkezi’nde “Türkiye’nin Sahici Gündemi Barış” konulu panel düzenledi.
Moderatörlüğünü Mehmet Bekaroğlu’nun yaptığı panelde, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Akademisyen Fatma Bostan Ünsal, Türkiye Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz ve Akademisyen Ufuk Uras konuşmacı olarak yer aldı. Panelin gerçekleştiği salona Sırrı Süreyya Önder’in fotoğrafı ve fotoğrafın önünde zeytin ağaçları konuldu.
‘Defalarca ateşkes ilan edildi’
HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, bu süreçteki barışı kurma çabasının 50 senelik çatışmalı dönem içindeki ilk deneyim olmadığına dikkat çekerek, “Daha önce defalarca ateşkes ilan edildi, Türkiye’ye barış grupları gönderildi. 1993’ten bugüne kadar bu girişimler var. 1999’da Sayın Öcalan uluslararası bir komployla Türkiye’ye getirildi. O günden bugüne Öcalan’ın barış meselesinde ana aktör olduğunu hep söyledik. Türkiye’nin ateşkeslere yanıt verme süreçleri hep inişli çıkışlı oldu. 99’da gerillalar sınır ötesine geçti, ama o dönem yüzlerce militan katledildi. 2006’da TMK’da değişiklikler yapıldı ve taş atan çocukların tutuklandığı dönemleri hatırlarsınız. Oslo Görüşmeleri, 2013-2015 Barış Süreci gerçekleşti, 21 Mart 2013’te Öcalan’ın mektubu barışın yakın olduğunun müjdesiydi ve Diyarbakır’da milyonlar bu çağrıyı büyük bir mutlulukla karşıladı. Dolmabahçe sonrası süreç buzdolabına kaldırıldı. Bunun sonucu hala rehin olarak tutulan arkadaşlarımız var cezaevinde. Meseleyi bu kapsayıcılıkla tartışmalıyız, barışın kimseye kaybettirmeyeceğini anlatmalıyız. PKK kongre sonuçlarını açıkladı. Çözüm, barışa muhalefet etmekle olmaz. Kürt meselesinin siyasi ve demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini yeni söylemiyoruz. Türkiye; barışçıl, eşit haklar temelinde bir çözüm sunmalı. Kürt halkına barış isterken, Türkiye halkları için de bunun tersini istemiyoruz” dedi.
‘Güven inşa edecek adımlar atılmalı’
Fatma Bostan Ünsal, barış gündemin yakıcılığına ve buna dair çalışmaların önemine değinerek, ana akım medyanın barış gündemini görmezden gelen bir yayın politikası izlediğini kaydetti. Fatma Bostan Ünsal, “Ortaya bir talep çıktığında bunu hak, hukuk çerçevesinde çözmek yerine onu kriminalize etme, şiddetle çözme meselesi gündeme geliyor. Kürt meselesinde de böyle oldu. Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünde iki sorun vardı; birisi başörtüsü, diğeri Kürt sorunu. Güveni inşa edecek adımların atılması lazım. Müzakereye başlarsınız ve güven oluşturacak adımların atılmasını beklersiniz. Türkiye’de her zaman pek çok farklı etkenin etkisi altında sorunlar çözülüyor. Bu sorunun çözülmesini sağlayacak bölgesel nedenleri görmemiz lazım. Politika mümkün olanın sanatıdır. Bu süreçte biz hem Türkiye toplumunu hem dünyayı daha iyi anlayacağız diye düşünüyorum” diye belirtti.
‘Barışın öznesi olmalıyız’
Ardından konuşan Hakan Tahmaz, 2013-2015 sürecindeki deneyimlerle çok şey öğrendiklerini belirterek, “Türkiye’nin neden barışa ihtiyaç duyduğunu iyi anlamak lazım. Kürtlerin çocukları ölüyor; silahı ele böyle aldılar. Türkiye demokratik bir nefes alacaksa bu sorunun çözülmesi gerekir. Barış isteyenlerin çözmesi gereken en önemli mesele; bu sürecin sağlıklı ilerlemesi için eşit haklarda yaşamayı istemektir. Bir kutuplaşmayı seçersek muktedirlerin eli güçlenir. Barışa, silahların susmasına, eşit haklarda beraber yaşamasına hizmet eden bir yaklaşım olmalıdır. ‘Barışı destekliyorum’ yanlış bir söylemdir ‘barışın öznesi’ olmalıyız. Bizim hedefimiz, toplumda bir arada yaşamanın koşullarını oluşturan bir barıştır” diye konuştu.
Konuşmaların ardından panel soru-cevap bölümüyle sona erdi.
Kaynak: MA