• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
30 Haziran 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Hakan Öztürk

Basra harap olmadan önce

17 Şubat 2023 Cuma - 00:00
Kategori: Hakan Öztürk, Yazarlar
Görev zamanı

Büyük olaylar olmazsa, haftaya Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni değerlendirmeye devam edeceğim demiştim. Maalesef ona imkân kalmadı. Maraş merkezli olarak 10 ilimizde büyük bir deprem gerçekleşti. Şu an itibarıyla 30 binden fazla yurttaşımızı kaybettik. Acılarımızı sarmak için bütün ülkede el birliği içinde çalışıyoruz. Hâlâ enkazdan kurtarılması gereken insanlarımız var. Acilen üşümesini engellememiz gereken, gıda ulaştırmamız gereken, barınmasını sağlamamız gereken milyonlarca insanımız var.

Bütün bunlar depremden sonra yapmamız gerekenler. Acil olarak yapmamız gerekenler. Fakat deprem olmadan önce yapmamız gerekenler de vardı. Çünkü asıl insan hayatı depremden önce yaptıklarımızla kurtarılır. Bir toplumun medeniyet düzeyini depremden önce yaptıkları gösterir. Binalar depremde yıkılırsa yıkılır, biz sonra o yıkıntıların arasından depremzedeleri kurtarırız diye bir mantık olamaz. Binalar yıkılmamalıdır ve insanlar onlarca ton enkazın altında kalmamalıdır. İnsanları o tuz buz olmuş enkazların arasından çıkarmak kolay değil. Enkazın altında kalanların çoğunu çıkaramıyoruz bulunduğu yerden.

“Basra harap olduktan sonra” diye eski bir söz vardı.

Maraş, Hatay, Antep, Diyarbakır, Malatya, İskenderun, Kilis, Urfa, Adıyaman, Osmaniye, Adana harap olduktan sonra neyin ne anlamı var? Betonların altında ezilmiş insanları geri getirmek mümkün değil. Sağ kalan insanları iyileştirmek çok zor. Harap olmuş şehirleri geri getirmek çok zor. Doğanın tahribini önlemek çok zor. Depremin ardından gelen ekonomik yıkımı göğüslemek çok zor.

Büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Bu son deprem olmayacak ne yazık ki. Bizim ülkemiz fay hatlarının üzerinde. Evet, deprem olacak ama depremin bir faciaya dönüşmesi kader değildir. Depremden ötürü ölmek kader değildir.

Eğer deprem sonrasında ölüm ve yıkım varsa o ülkede yasaya, yönetmeliklere uymamak vardır. O ülkede rant için çürük binalarla halkımızın göz göre göre kurban edilişi vardır. O ülkede binalar yapılırken yolsuzluk ve rüşvet mekanizması işliyordur. AKP hükümeti bu ülkede iktidara geldikten sonra inşaat sektörünü coşturmak için bütün yasa ve yönetmelikleri ayaklar altına aldı. Hiçbir kan emici müteahhit denetlenmedi. Rüşvetini veriyorsa her istediğini yaptı.

AKP, kan emici müteahhitlerle birlikte ülkede korkunç bir rant sistemi yarattı. Yapılan her inşaat işinin bir komisyonu var ve bunu AKP’nin aldığı anlatılıyor. Bu rastlantısal ya da münferit değil, bir adli vaka değil, bir sistem. Bu tabloda binaların deprem esnasında yıkılmasını bile göze alıyorlar. Eğer toplam pasta 500 milyar dolarsa ve bundan alınan pay 100 milyar dolarsa mekanizmanın gayet iyi işleyeceğini bilelim. Bu durumda tanıdığımız bir kesimin vicdanının devreye girmeyeceğini tahmin edebiliriz. Şimdi yepyeni yapılmış binalar yıkılmış durumda ve altında can veriyor insanlarımız.

Halk deprem enkazının altından insanların çıkarılması için oradan oraya koşup çırpınıyordu. Yetkililer tutup Halk Bankası’nın para kasalarını molozların arasından çıkarıp pırıl pırıl dizdiler sırayla. Burada sermaye düzeninin tercihi nedir, belli oluyordu.

Ders çıkarmalıyız, çözüm bulmak için konuşmalıyız ve önemli kararlar vermeliyiz. Böyle kara düzen olmaz. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir denilemez.

Kıyaslamalar yapmalıyız. Japonya, Kaliforniya ve Meksika’da depremler olmuyor değil, oluyor ama yıkıma uğramıyorlar. Halk molozların arasında ezilip ölmüyor. Onların yaptıkları iş enkazdan insan çıkarmak değil, yıkılmayacak kentler inşa etmek.

Biz bu ülkede ebediyen yaşayacaksak bizim asıl görevimiz depremde yıkılmayacak, insan kaybı vermeyeceğimiz depreme dirençli kentler yaratmaktır.

Bu ülkenin sanayisi nerede olmalı, nerede yoğunlaşmalı?

Bilim insanları diyorlar ki: “Sanayinin İstanbul’a, Marmara Bölgesi’ne yoğunlaşması doğru değil. Bu bölge fay hattında. Sanayi ve ona bağlı olarak nüfus Anadolu’ya yönlendirilmeli. 20-25 milyon olmuş İstanbul’da halk depremden korunamaz.”

Bu ülkenin bir deprem politikası olmalı.

Şehirlerin ve binaların inşa edilmesiyle ilgili ihlal edilmesi teklif dahi edilemez yasalar ve yönetmelikler oluşturulmalı.

Hedefe kilitlenmiş bir Deprem Konseyi ve Deprem Bakanlığı kurulmalı.

Bu ülkenin deprem konusundaki halktan yana bilim insanları gelmeli, meslek odaları gelmeli, halk temsilcileri gelmeli ve Türkiye Deprem Kongresi’ni hayata geçirmelidir. Bu kongre ülkenin deprem direnci konusunda yönünü çizmelidir.

Bunların gerçekleşebilmesi için büyük bir mücadele vereceğiz.

Bütün bu deprem ve yıkımların acısını çekmiş halkımızla birlikte.

Söz veriyoruz.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Nerede bu devlet?

Sonraki Haber

Halkların dayanışmasına kayyum, Kürt halkının iradesine komplo!

Sonraki Haber
Bırakın gelsin, gel hele gel gel…

Halkların dayanışmasına kayyum, Kürt halkının iradesine komplo!

SON HABERLER

Sınıf yerine komün ve sınıfsızlaşma

Sınıf yerine komün ve sınıfsızlaşma

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Adıyaman’da sessiz bir çığlık: Mutenâ Dergisi

Adıyaman’da sessiz bir çığlık: Mutenâ Dergisi

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Yazarlar

Doğru söz eğri insanın kulağına girmez

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Yazarlar

Demokratik toplum; kadının toplumu ve sistemidir

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Halklar artık aldanmaz

Bir analiz denemesi

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Agirî’de Demokratik Toplum Buluşmaları sürüyor

Agirî’de Demokratik Toplum Buluşmaları sürüyor

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Kadın festivali Xecê ve Beser Şahin konseriyle sona erdi

Kadın festivali Xecê ve Beser Şahin konseriyle sona erdi

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır