Orman Bakanlığı, İBB kontrolünde olan Belgrad Ormanı’na 200 polisle adeta harekât düzenleyip İBB’yi yaka paça ormandan attı. Bu gelişme Orman Bakanlığı’nın orman düşmanı ‘olur’ kararlarını gündeme getirdi
Yusuf Gürsucu
Tarım ve Orman Bakanlığı 1. Bölge Müdürlüğü sorumluluk alanında ve Sarıyer sınırlarında bulunan Bentler, Neşetsuyu, Kömürcübent ve Fatih Çeşmesi Tabiat Parkı’nı işletmek üzere 14 Haziran 2013 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne verilmişti. AKP’li Kadir Topbaş’ın İBB Başkanı olduğu dönemde 10 yıllık bir sözleşme imzalanmıştı. 2019 yılında Ekrem İmamoğlu’nun Belediye Başkanı seçilmesi sonrası geçtiğimiz güne kadar imza gereği devam eden sözleşmenin Bölge Müdürlüğü tarafından uzatılmayacağı bildirildi. Bu nedenle İBB idari mahkemeye dava açtı ancak mahkeme davayı reddetti. Mahkemenin ret ve tahliye kararı vermesiyle birlikte geçen hafta cuma günü mesai bitimine bir saat kala İBB’ye bildirim yapıldı. 23 Aralık günü sabah saat 6’da ise 200 çevik kuvvet polisi ile Belgrad ormanı işgal edilip belediyeye ait tabelalar söküldü.
43 kuruluştan açıklama
Bundan 2 hafta önce, İstanbul’un oksijen deposu ve önemli su kaynağı olan 5 bin 237 hektarlık tarihi Belgrad Ormanlarının 1150 hektarlık alanı ‘milli park’ adı altında yapılaşmaya açılmak için adım atıldı. Milli Park statüsüne göre en üst koruma statüsü altında olan, ‘Muhafaza Ormanı’ statüsüyle korunan Belgrad Ormanlarının milli park statüsüne düşürülmesi yapılaşmanın önünü açacak özellik barındırmakta. Bu nedenle İstanbul’da 43 kuruluş imza kampanyası başlatarak, “Belgrad Ormanları sahipsiz değildir” başlığıyla açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada, “Belgrad Ormanlarını koruma yerine park haline dönüştürecek milli park yapma girişimi, kadim Belgrad Ormanlarındaki yaklaşan yağmanın sinyallerini vermektedir” denildi.
Belgrad planları yeni değil
2014 yılında Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın başında bulunan Veysel Eroğlu İBB ile yapılan sözleşme sonrası yaptığı bir açıklamada, “1- İstanbul’un su sorunu yoktur, 2- İstanbul’a 2 adet şehir ormanı kazandıracağız, 3- İstanbul’un yüzde 49’u ormandır” sözleri dikkat çekmişti. Eroğlu yaptığı açıklamada, İstanbul’un 2 yarısında Kent Ormanı kuracağız derken, bu alanlardan birisinin Belgrad Ormanı olacağı iddia edilmişti. Eroğlu, Belgrad ormanları için UNESCO’ya müracaat edileceğini açıklayarak, “Belgrad ormanı muhafaza ormanıdır, kati surette burada madencilik faaliyetleri olamaz. Kimse heveslenmesin” sözleri ise garipsenerek, ‘düğün değil dernek değil nerden çıktı madencilik’ sorularını gündeme getirdi. İstanbul ormanlarında her türden madenciliğin önü geçtiğimiz yaz Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıldı.
Ormanlar ve su havzaları
İstanbul’un Kuzey Ormanları Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu Projesi’yle birlikte katliamlara uğrarken katliam kolaylaştırıcısı yine Orman Bakanlığı idi. Sadece İstanbul Havalimanı’na bağlanan Kuzey Marmara Otoyolu’nun bağlantı yolları kapsamında 1850 hektar alanda 5 milyon ağaç katledildi. Kuzey Ormanları’na inşa edilen havalimanı ve yollar nedeniyle bölgede yüzde 80’i orman, yüzde 10’u göl, göletler, mera ve tarım arazileri yok edildi. Diğer yandan inşa edilmek istenen Kanal İstanbul ile Taş ocakları başta olmak üzere binlerce hektar doğal alan madenlerle yerle bir edilecek.
Sorumlu Orman Bakanlığı
Sadece Kanal İstanbul için açılacak madenlerle; 23 milyon metrekare orman alanı, 45 kilometre uzunluğunda ve ortalama 150 metre genişliğinde 136 milyon metrekarelik çok verimli tarım ve mera arazisi yok edilecek. Susuzluğun girdabına girmiş olan İstanbul’da Sazlıdere Baraj Gölü, Küçükçekmece Gölü ile birlikte Terkos Gölü ortadan kalkacak. Sonunda, İstanbul’un son su kaynakları, Trakya’nın ve Marmara bölgesinin değerli sulak arazileri ve orman habitatı hem Avrupa hem de Anadolu yakasında adeta ortadan kalkarken bunun başlıca sorumlusu Tarım ve Orman Bakanlığı ve onun bölge müdürlüğü olacak.
İstanbul’u bekleyen tehditler
Geçtiğimiz yıl İBB tarafından açıklanan İstanbul Strateji Belgesi’nde İstanbul’da 140 ağaç ve çalı türü, 2200 bitki türü, 96 kelebek türü, 58 memeli tür, 352 kuş türü bulunduğu belgede yer alırken, 86 bin 884 hektar tarım alanı ile 240 bin 400 hektar ormanlık alanın halen yaşadığı belirtildi. Ayrıca çeşitli koruma alanlarının (SİT vd.) toplam yüzölçümünün 73 bin 106 hektar olduğu, İstanbul’un su ihtiyacının ise yüzde 60’nın Kuzey Ormanları’ndan sağlandığı paylaşılan bilgiler arasında yer aldı. Tüm bu yaşamsal unsurları tehdit ve tahrip eden 15 farklı unsur ise sunum bilgilerinde yer aldı.
Tahrip olan doğal yaşam
Tahrip edilen doğal ve kırsal alanlar şöyle sıralandı; İnşaat ve yapılaşma ile 22 bin 657 hektar, sanayi alanları 1934 hektar, enerji nakil hatları 8 bin 918 hektar, Kuzey ormanları otoyol ile 1730 hektar, maden alanları 10 bin 656 hektar, hafriyat ve atık alanları 1240 hektar, İstanbul havalimanı 4 bin 925 hektar, Rüzgar enerji santralleri 791 hektar, turizm ve reaksiyon alanları 4 bin 874 hektar, tarım alanına dönüştürülmüş ormanlık alanlar ise 31 bin 158 hektar. Son 10 yılda İstanbul’da toplam olarak 87 bin 445 hektar doğal ve kırsal alan tahrip edilmiş durumda.
Risk altındaki doğal yaşam
Tahrip edilen alanların büyüklüğü devasa olmasına karşın tehditler ise bundan çok daha büyük ölçeklerde. Bunlar ise; Yapılaşma tehdidi 177 bin 222 hektar, Kuzey Ormanları Otoyolu 196 bin 805 hektar, maden alanları 142 bin 304 hektar, hafriyat ve atık alanları 16 bin 903 hektar, metro projeleri 6 bin 100 hektar, Kanal İstanbul projesi 35 bin 657 hektar, Rüzgar enerji santralleri 21 bin 266 hektar, baraj projeleri 4 bin 770 hektar, yüksek hızlı tren hattı 448,5 hektar, sanayi alanları 72 bin 249 hektar, enerji nakil hatları 89 bin 180 hektar. İstanbul’u tehdit eden alanların büyüklüğü ise 375 bin 735 hektarla bugüne kadar yağmalanmış alanlara rahmet okutacak düzeyde.
Ormanlarda madencilik ‘olur’
Türkiye coğrafyasının yarısı maden sahası olarak belirlenirken, Kaz Dağları’nın yüzde 76’sı, Kürt coğrafyasında ise Şırnak ve ilçelerinde yüzde 80’lere varan madencilik sahaları belirlenerek birçoğu faaliyete başlarken, orman, mera ve tarım arazileri üzerindeki yağma Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘olur’ kararlarıyla hayata geçirildi. İstanbul ise rantsal anlamda büyük bir yağma ve talana uğrarken, maden faaliyetleri önündeki kısıtlamalar tamamen kaldırıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’nün Kasım 2022’de İstanbul’da madencilik faaliyetlerini önemli ölçüde kısıtlayan kararı, İstanbul 6. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Ömerli havzasına OSB
Dava istinat mahkemesinde sürerken, Orman Genel Müdürlüğü 16 Temmuz 2024 tarihinde E-28611589-255.03-12303707 sayılı kararıyla ‘İstanbul İlindeki İzin Taleplerinin Değerlendirilmesi Hakkında Olur’ kararı vererek, kendi koyduğu kısıtlamayı iptal edip İstanbul’da maden faaliyetlerinin önündeki tek yasal engeli kaldırdı. Orman Genel Müdürlüğü’nün orman katliamına ‘olur verme’ kararıyla aynı gün Ömerli Su Havzası’nın da idam kararı verildi. İstanbul’un en önemli içme suyu havzası olan Ömerli Havzası için de ‘Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ (OSB) yapılması kararı açıklandı.