Ortadoğu’da halkların bir arada yaşaması için İmralı kapılarının açılması gerektiğini ifade eden Besime Konca, ‘Rojava’daki durum tecritle doğrudan bağlantılıdır. Neden Rojava ve Şengal için uluslararası düzeyde bir muhataplık geliştirilip Kürt halkının hakları tanınmıyor?’ dedi
Uluslararası komplo sonucu 1999’dan bu yana İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 43 ayın ardından 23 Ekim’de yeğeni ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Ömer Öcalan görüşme gerçekleştirdi. “Ardından 28 Aralık’ta DEM Parti milletvekillerinden Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, İmralı Adası’na giderek Abdullah Öcalan ile görüştü. Heyet daha sonra Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmeye dair 7 maddelik bir metin yayınladı. Kürt siyasetçi Ahmet Türk’ün de dahil olduğu heyet, devamında Meclis’te grubu olan siyasi partilerin yanı sıra cezaevinde tutulan HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile görüştü.
Tüm bunlar devam ederken, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” kampanyası başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok yerinde eylem ve etkinliklerle sürüyor.
Diğer yandan Ortadoğu’da da kimi gelişmeler yaşanırken, bunlardan biri de Baas rejiminin düşüşü ve HTŞ’nin Suriye yönetimini ele geçirmesi oldu.
Suriye’de yaşanan gelişmeleri değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Milletvekili Besime Konca, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın paradigması ile geliştirilen Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Ortadoğu’da kalıcı çözümün sağlanabileceğini ifade etti. Besime Konca, Ortadoğu’da savaşın sonlanması için İmralı kapılarının açılması gerektiğini vurguladı.
‘Algı yönetimi’
Besime Konca, Uluslararası Abdullah Öcalan İnisiyatifi’nin başlattığı kampanyanın son bir yıldır özellikle Ekim ayı ile birlikte yaşanan gündemlerle de yakından ilgili olduğunu kaydetti.
Ekim ayında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’ın parlamentoda konuşmasını talep eden çıkışının aslında siyaseten teslim alamadıkları toplumu algı yönetimiyle teslim alma çabası olduğunu kaydeden Besime Konca, “Diğer taraftan da planlanmış HTŞ eliyle Suriye Hükümetinin aşılmış olması, Esad rejimi yerine bu çeteci güçlerin yeniden Orta Doğu’da canlandırılmak istenmesinin Türkiye’nin bu çökertme planının bir parçası olduğunu, Kürt halkına karşı da bunu nasıl tekrar DAİŞ 10 yıl sonra yine bir silah olarak kullanılmak isteniyorsa Kürt halkının direnişi hem Avrupa’da hem Türkiye’deki siyaset ve sivil toplum mücadelesi buna karşı bir cevap olarak gelişti. Ama bu yeterli değil, Rojava’daki durum tecritle doğrudan bağlantılıdır ve Kürt halkını vazgeçirmeyi düşünüyorlar” şeklinde konuştu.
‘Kürt halkının statüsü neden kabul edilmiyor?’
Türkiye’nin siyasetini ve imkanlarını Kürt halkının statüsüz bırakılması ve kırımdan geçirilmesi üzerine kurduğunu ifade eden Besime Konca, Avrupa, İngiltere ve ABD siyasetinin bu duruma sessiz kalarak dolaylı bir destek sunduğunu belirtti. Rojava’nın ise kadın özgürlüğü ve demokrasi temelinde istikrar sağlayan, üçüncü bir yol sunduğuna dikkat çeken Besime Konca, “Kendisini en demokratik olarak tanımlayan güçler, tüm bu kötülüklerle uzlaşmayı tercih ediyor. DAİŞ konusunda, uluslararası güçler ve toplumlar o vahşi hareketin gerçek yüzünü gördü. Bunun karşısında Kürt halkının onurlu duruşunu ve direnişini de açıkça izledi. Ancak buna rağmen neden Kürt halkının statüsü hâlâ kabul edilmiyor? Neden Rojava ve Şengal için uluslararası düzeyde bir muhataplık geliştirilip Kürt halkının hakları tanınmıyor? İnsanlık suçu olarak nitelendirilen bu duruma, uluslararası kurumların söylemlerine rağmen Türkiye’ye karşı neden herhangi bir baskı uygulanmıyor? Türkiye tam da bu sessizlikten güç alıyor. Tüm bunlara karşı geriye yalnızca Kürt halkının direnişi kalıyor” sözlerine yer verdi.
‘Çözüm olmalı’
Ortadoğu’da savaşın sonlandırılması ve halkların bir arada yaşaması gerektiği savunuluyorsa, İmralı kapılarının açılması ve muhatap alınması gerektiğini ifade eden Besime Konca, DEM Parti Eş Genel Başkanlarının görüşme başvurularının Adalet Bakanlığı tarafından hala onaylanmadığını hatırlattı. Bakanlığın bu başvuruya hala yanıt vermemesini, dayatmacı bir anlayışın yansıması olarak değerlendiren Besime Konca, şunları söyledi: “1993 ateşkes sürecinde, Özal cumhurbaşkanıyken Kürt sorununun demokratik çözümü ve halkların bir arada yaşaması için önemli deneyimler yaşandı. Kürt halkının bu konudaki tutumu nettir ve bunun için ısrarcı olunmuştur. Hiçbir zaman farklı bir şey söylenmedi; ısrarla bunun bir toprak meselesi değil, demokrasi, özgürlükler ve halkların birlikte yaşama meselesi olduğu vurgulandı.”
‘Ortadoğu Konfederasyonu’
Avrupa hukuku ve BM hukukunun, HTŞ gibi bir kötülüğe umut bağlayarak halkları onlara teslim edebilmesini eleştiren Besime Konca, öte yandan Abdullah Öcalan’ın halkların bir arada yaşamasını öngören Ortadoğu Konfederasyonu paradigmasının bazı Kürt kesimler tarafından anlaşılmamasının da önemli bir sorun olduğunu ifade etti. Besime Konca, “Yıllardır ulusal birliğin sağlanamaması, İmralı tecridinin derinleşmesiyle doğrudan bağlantılıdır. ENKS’nin Rojava’da oynadığı rol ve KDP’nin Başur’da üstlendiği olumsuz rol, bu sürecin önündeki temel engellerden biridir. Başûrê Kurdistan’da, Türkiye’yi Kürdistan’ın en özgürlükçü dağlarına konuşlandıran zihniyet, KDP zihniyetidir ve Türkiye buradan güç almaktadır. HTŞ ve SMO’nun önünün açılmasının birincil sorumlusu Türkiye’dir. Kimse Türkiye’ye başka bir rol ya da misyon atfetmesin; bu rollerin ve statülerin tamamını geliştiren Türkiye’nin kendisidir” ifadelerine yer verdi.
‘Rojava umut kaynağıdır’
Baas rejiminin nasıl teslim olduğu ve İdlib’e sıkıştırılmış bir grubun Suriye’ye hakim olmasının arkasındaki gerçeklerin hala tartışmalı olduğunu kaydeden Besime Konca, Kürt halkının temsilcilerinin de herkesle diplomasi geliştirme hakkına sahip olduğunu vurguladı. Kürtlerin statüsüz kalmayacağını ve Kürt kadının “Jin, Jiyan, Azadî” sloganının Ortadoğu’daki kadınlar için de bir umut kaynağı olacağını ifade eden Besime Konca, şöyle devam etti: “Bütün bu karanlığın içinde tek bir güneş gibi doğan gerçeklik, Rojava’dır. Bu, Kürt halkının sorunlara önerdiği perspektifin somut bir yansımasıdır. Bu perspektifin mimarı Reber Öcalan’dır; 50 yıl boyunca buna emek verdi, Kürt halkı ise bu uğurda büyük bedeller ödedi. Tüm bu teslimiyet araçlarını dayattınız, ama başarılı olamadınız. Artık bu kötülükten ders çıkarmalısınız. Bunun bedeli özgürlük ve demokrasi olmalı; İmralı kapıları açılmalıdır.”
Besime Konca son olarak hiçbir özel savaş algısına ve manipülasyona gelmeden mücadelenin büyütülmesinin zorunlu olduğunu sözlerine ekledi.
Haber: Melike Aydın / JINNEWS