Sistematik doğa talanına karşı ağaç katliamının sürdüğü Besta’da yurttaşların nöbet eylemi sürüyor. Ağaç talanına son verilmesini isteyen yurttaşlar, sürece dikkati çekerek ‘Önce ağaçlarımızla barışın!’ mesajı verdi
Şirnex’te yaşanan sistematik doğa talanına karşı ağaç kesiminin devam ettiği Besta bölgesinde tutulan bir günlük nöbet eylemine yüzlerce kişi katıldı. Kesilen ağaç yığınlarının olduğu alanda nöbet tutan kitle burada kesime tepki gösterirken, dayanışmak için alana gelen yurttaşlar ‘barış süreci’nin ağaçları da kapsaması gerektiğini ifade etti.
‘Gölgesinde serinleyeceğimiz ağaç bırakmadılar’
Eyleme Silopiya’dan katılan Asya Tay, Şirnex’te kentte ağaçların edildiğini, temiz su kaynaklarının kirletildiğine dikkati çekerek, petrol atıkları nedeniyle temiz suya hasret kaldıklarını dile getirdi. Şirnex’teki talan politikaları nedeniyle hava sıcaklıklarının arttığına, buna bağlı olarak hastalıkların da arttığına vurgu yapan Asya Tay, herkesin yaşamına, ağaçlarına sahip çıkması gerektiğini ifade etti. “Bugün barış diyorlar ama ağaç kesmeye devam ediyorlar,” diyen Asya Tay sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizle barışmadan önce ağaçlarımızla barışsınlar sonra gelip bize barış desinler. Botan coğrafyasından ellerini çeksinler. Doğayı yok edip burada ağaç bırakmak istemiyorlar.”
‘Ağaçla barışmadan insanla nasıl barışacaklar?’
Topraklarını sahipsiz bırakmayacaklarını belirten Emine Alkış, Şirnex’i susuz ve kimsesiz bırakmak istediklerine dikkati çekerek şunları söyledi:
“Bugün ana dilimiz, toprağımız ve ağacımızla barışmadıkları sürece bizle nasıl dürüst bir barış inşa edebilirler. Bunu yapmadıkları sürece barışta asla samimi olmazlar. Biz kendi topraklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Bundan sonra tek bir insan dahi bir ağacın kesilmesine boyun eğmeyecek. Kürt halkı bir olsun ve kendi toprağını korusun. Eskiden insanları öldürüyorlardı şimdi de ağaçlara ve derelere göz diktiler. Bu dağlara bu ağaçlara olan düşmanlıkları bitmedi. Biz ‘yeter artık’ diyoruz. Bu talanın durması için elimizden geleni yapacağız. Ne pahasına olursa olsun kimse yerinde oturmamalı, kaybedecek bir şeyimiz kalmadı.”
‘Elinizi doğamızdan ve çocuklarımızdan çekin!’
7’den 70’e herkesin doğaya sahip çıkmasını gerektiğini söyleyen Nebiha Akay, kanla ve talanla barışın inşa edilemeyeceğini vurdu yaptı:
“Biz bugün dağlarımıza yüzümüzü dönmezsek yarın yaşayacak bir toprağımız kalmaz. Bugün barış diyenler ağaç kesiyorlar, çocuklarımızı tutukluyorlar. Yine suyumuzu kurutuyorlar. Bugün toprağımız ve doğamız bizim her şeyimiz. Hepimizin el ele verip Gabar’a, Besta’ya ve Cudi’ye bakmamız lazım. Doğamızdan ve çocuklarımızdan ellerini çeksinler. Hem insanlara hem de ağaçlara kin güdüyorlar. Bunu yapanlar da korucular ve devlet. Devlet barış diyor ama ne kanla ne de bu talanla barış inşa edilemez. O yüzden sessimizi duyup bu talanı durdursunlar. Her bir ağaçla bizi de yok etmek ve öldürmek istiyorlar. İnsanlar bu gerçekliğin farkında olarak adım atmalı.”
‘Barış su ve toprakla mümkün’
Besta’ya dayanışma için İstanbul’dan giden Polen Ekoloji Kolektifi Aktivisti Cemre Nayır, Cudi, Gabar ve Besta’da yıllardır süren ekolojik yıkımı takip ettiklerini, bu yıkımın savaş ve sermaye kaynaklı olduğunu bildiklerini söyledi. Batı’daki ekoloji hareketleri ile Mezopotamya’daki ekoloji hareketlerinin birleşmesini istedikleri söyleyen Cemre Nayır, “Şunu çok iyi biliyoruz ki bugün Gabar’da ki suyun kuruması Akbelen’de ki suyun kuruması demek,” dedi ve şunları söyledi:
“Bunun her alanda karşısındayız ve hep beraber mücadele etmeye devam edeceğiz. Devlet, doğayla barışmadığı sürece insanla barışamaz. Bir barışın mümkün olması için o barışın toplumsal olması gerekiyor. Toplumsal barış da toprakla ve suyla mümkün. Hep beraber bu barışa katkı sunmalıyız. Halklar olarak çabalamalıyız. Topraklarımızda soluduğumuz hava içtiğimiz su temiz olsun diye hep beraber hem barış için hem de doğa için mücadele etmeliyiz.”
‘Havamızı, suyumuzu zehirliyorlar’
Besta’daki nöbet eylemcilerinden Aydın Deniz ise Kürdistan coğrafyasının, özellikle Botan coğrafyasının yıllardır talan edildiğini söyleyerek petrol ve maden arama çalışmaları, ağaç katliamları ve termik santrallerle kentin zehirlendiğini vurguladı. Siyaset üstü bir yaklaşımla doğa için mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Aydın Deniz şunları söyledi:
“Bir parti ya da ideoloji için değil, bugün hep beraber doğa için mücadele etmeliyiz. Bu ağaç kesimleri son bulsun, bu kesimler nedeniyle bizler en sıcak yazı yaşadık. Bu sıcaklığın nedeni de Kürdistan dağlarında bir ağaç bırakmamaları. Biz sustukça bunlar kesime ve talana devam edecekler. O yüzden susmamalıyız ve mücadele etmeliyiz.”
Kaynak: ANF