İktidarın sosyal medya yasasıyla internetteki bütün suçlarını silmek istediğini belirten HDP Grup Başkanvekili Beştaş, amacın medyayı tamamen kontrol altına almak olduğunu söyledi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Diyarbakır’da bulunan partinin Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu bürosunda gündemdeki konulara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Beştaş, ilk olarak konuşmasına geçtiğimiz günlerde eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle partinin Merkezi Disiplin Kurulu’na sevk edilen Muş Milletvekili Mensur Işık hakkındaki kararı açıkladı. Beştaş, şunları söyledi: “Disiplin kurulu kadının beyanı esastır ilkesinden hareketle hem Mensur Işık’ı hem de Ebru Işık’ı dinledi. Savunmalar alındı, iddialar dinlendi. Mensur Işık’a 2 yıl geçici süreyle partiden çıkarma cezası verildi” dedi.
Beştaş’ın konuşmasından başlıklar şöyle:
Katliamcı zihniyet sürüyor
Van Özalp’ta 33 Kürdün kaçakçı oldukları gerekçesiyle katledilmesi. Orgeneral Mustafa Muğlalı tarafından gerçekleştirilen bu katliamda 32 kişi kurşuna dizilerek insanlık dışı bir şekilde öldürüldü. Bu olayın faili olan Muğlalı adeta kahramanlaştırıldı ve ismi kışlalara verildi. Muğlalı’nın isminin kışlalara verilmesi zihniyetini ve bu zihniyete karşı mücadelemizin dün olduğu gibi bugün de devam edeceğimizi belirtmek isterim.
İstanbul Sözleşmesi kaldırılmak isteniyor
Biliyorsunuz her gün İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasına dönük konuşmalar yapılıyor. O zaman iktidar, bu sözleşmenin bir Türkiye ilinin ismini almasından büyük bir memnuniyet ve onur duymuş, bugün ise hedefine oturtmuştur. Şimdi ortada kadına yönelik o kadar büyük bir şiddet var ki adeta kadınlara savaş açılmış. Çünkü her gün ev içinde, sokakta, işyerinde, kolluk gücünün, eşlerin fail olduğu, sokaktaki herhangi bir erkeğin fail olduğu binlerce olaya tanıklık ediyoruz. Bu dönemde İstanbul Sözleşmesinin neden yeterince uygulanmadığını tartışmamız gerekirken, İstanbul Sözleşmesi kaldırılmak isteniyor. İstanbul Sözleşmesi aslında biliniyor. Bugüne kadar uygulanmadı, iktidar bilinçli bir şekilde uygulamıyordu. Çünkü kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran hoş gören kadını eve kapatan ve biat etmesini sağlamak isteyen bir iktidar aklıyla karşı karşıyayız.
Devlete sorumluluk yüklüyor
İstanbul Sözleşmesine ilişkin ayrıntılı değerlendirmeler var ama bu sözleşme öyle bir sözleşme ki silahlı çatışma durumlarında bile geçerliliğini koruyor ve taraf devletlerin sorumluluklarının yerine getirilmesini istiyor. Burada devletin sorumluluğu birinci derecedir. Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi sorumluluğu devletlere yüklüyor. Bununla ilgili tazmin de devlete ait. Bu konuda Erdoğan’ın Türk aile yapısına zarar verdiğini söyleyerek, Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesini isteyen bir kesimin olduğunu da biliyoruz. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını çekmesini isteyenler kim? 18 yaş altı evlilik destekçisi olanlar, nafakaya karşı olanlar, mağdur koca edebiyatı yapanlar bunun iptali için kampanyalar yürütüyorlar.
Failler kolluk gücü
Kürt kadınları ve çocuklarına yönelik özel bir saldırı planı devreye konulduğunu dile getiren Beştaş, yaşanan taciz ve tecavüz olaylarının ise, üstü örtülen ve cezasızlık politikalarıyla ayyuka çıktığını ifade etti. Beştaş, “Bölgemizde Kürt illerinde ayrıca önemle üzerinde durmamız gereken bir mesele var. Failin kolluk olduğu tecavüz ve taciz vakaları. Önce Şırnak’ta sonra İdil’de failin kolluk olduğu taciz ve tecavüz ve istismar vakaları yaşandı. M.O. tutuklanmadı bile. 20 gün boyunca bir kadına tecavüz eden bir insan tutuklanmadı, fail kolluk gücüdür, uzman çavuştur diye tutuklanmadığı için böyle bir manzara yaşıyoruz. Bu özel bir saldırının devrede olduğunu gösteriyor” diye konuştu. Kadınların durmayacağını kendisi gayet iyi bilsin; bizler durmayacağız, bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz.
Amaç medyayı kontrol etmek
Kendi trolleri vasıtasıyla cinsiyetçi, ırkçı söylemler üreten ve bunun destekleyicileri şimdi efendim sosyal medya için ırkçı, cinsiyetçi, hakaret ve küfürler varmış diyorlar. Tamam da bunu sizin trolleriniz yapıyor. 7 bin 500 hesap Twitter Genel Merkez tarafından askıya alındığında, bütün Türkiye ve dünya bunu gördü. Medya kanallarını ele geçiren AKP iktidarının tek derdi kaldı daha doğrusu dertlerinden bir tanesi, medyayı kontrol altına almak.
Yaşanan skandalları hemen karartmak ve halkın gözünden gerçekleri kaçırmak istiyorlar. Bu, hakikate de bir operasyondur. Çünkü gerçekler, en çok sosyal medyada açığa çıkıyor. Basın yayın üzerindeki sansürden dolayı yazılamayan hakikatler, sosyal medyada ilk anda doğru kanallardan dolaşıma sokuluyor. İktidar internetteki bütün suçlarını sildirmek istiyor. Unutulma hakkını getiriyorlar. Yani; internette insanlar istedikleri zaman dilimindeki haberleri, olayları, olguları sildirebilecekler, arama yapıldığında kendileriyle ilgili bilgi, fotoğraf ve belge gibi verilere yer verilmemesini isteme hakkı getiriyorlar.
Halkın belediye başkanı değiller
Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin önceki kayyımı Mustafa Yaman 16 kişiyi işten atmıştı. Müfettiş bunlar hakkında diyor ki; bunlar hırsız, bunlar rüşvetçi, bunlar ihaleye fesat karıştırıyor. Kendi denetimcileri bile bunu söylüyor. Yine Siirt’te vekili olduğum ilde, Taziye Evi ülkü ocaklarına devredildi. Yani daha önce Celadet Ali Bedirxan’ın kütüphanesi de yıkılmıştı. Vali Fuat Atik o zaman İstiklal Marşı’yla, Erdoğan ve Soylu fotoğraflarıyla, büyük bir fetihle gidip belediyeye oturmuştu. Diğer bir mesele burada halkın belediye başkanı olmayacaklarını, olamayacaklarını ilk günde söylemiştik.
Kayyumun zararları dipsiz kuyu
Kayyım tartışmaları ve kayyımın ortaya koyduğu zararlar, dipsiz kuyu gerçekten. Şimdi Yüksekova birinci kayyım dönemi sonucu aylık geliri 4 milyon TL olan bir belediye var. Tahmin edin borcu ne kadar: 680 milyon TL. Önceki kayyım 680 milyon TL borç edinmiş. Ve bu sadece İller Bankası’ndan 680 milyon TL çekmiş, kredi iller bankasından ilçenin 5 bin nüfuslu olduğu ve belediyenin aylık su gelirinin 5 milyon TL olduğu söylenerek alınmış. Yani böyle büyük bir yalan ve manipülasyon ortada. Bu borç ile Yüksekova halkı ve Yüksekova Belediyesi yirmi borç altına sokulmuş oldu.
DİYARBAKIR