Alattin Bilgiç, şiirini çatarken içsel yolculuk içerisindedir. Aşkın ve sevdanın hasretiyle kaleme sarılırken iki ruhun hemhal olmasının özlemini, oya işlercesine dizelere döker. Dolayısıyla işlenmiş anlamsallıkların, sevginin, aşkın söze dönüşümünü imgelerle oluşturur
Ayhan Kavak
Yaratıcı imgeleri şiirine yedirerek gün yüzüne çıkaran şair Alattin Bilgiç severek okuyacağınız bu kitapla çıkageldi. Bilgiç’in Red Yayınları’ndan çıkan ilk göz ağrısı “aynımsın” eseri edebiyat ve özelde de şiir tutkunlarına yeni bir kapı aralamakta.
Kitaba adını veren “aynımsın” şiirinde, “tuvalimde yükselir güzel sesin./dizelerimde yanar gözünün feri./notalarla çizerim seni./aynanın yerine asarım yüzünü./seni arar, seni çağırırım/bensin, aynımsın” dediği gibi mütemadiyen tüten bir yürekle harını döken şair 120 şiirle buluşturur bizi. Bu şiirler içinde beş tanesi şairin anadili karşılığıyla sunulmuştur. Bunlardan üçü Kurmanci, biri Kirmançki diğeri de Sorani lehçeleriyle yerini almıştır.
Edip Cansever, “İnsan yaşadığı yere benzer/o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer” der. Şair Alattin Bilgiç de doğduğu ve yaşadığı coğrafyanın suyunu ve toprağını şiir olarak işlemeyi başarılı bir şekilde gerçekleştirmeyi bilenlerden olmuştur. Yola çıktığı şiirsel serüvenin ilk şiir kitabı, “aynımsın”ı okurken, şairin tamamlanmaya olan susuzluğunun yakıcılığı her dizede hissedilirken, yarım elmanın diğer yarısına olan özlemi, arzusu, tutkusu ve yürek sancısını yakarıya döken şiir dilinin aşkla karılmasına tanıklık edeceksiniz.
Şair Bilgiç, melez bir dil kullanarak yaratıma giriştiği şiir dünyasının temasını öznellik ihtiva eden bir zenginleşmeyle oluşturur. Yeni çağrışım ve seslerle şiirlerine ritmik bir hava verir. Şiirlerdeki müzikal ziyafet, “aynı”sını bulmanın ve onunla bütünleşme arzusuyla doludur.
Bir şiirinde, “harf titretir,/sallar hece/sözcük koşar,/dokur dize/şiir döker,/sessizlik okur./şairin nefesi,/saçlarına…” diyen şair, “yüreğine mahpus olmak” istemenin ateşiyle kavurur yüreğini.
Alattin Bilgiç, şiirini çatarken içsel yolculuk içerisindedir. Aşkın ve sevdanın hasretiyle kaleme sarılırken iki ruhun hemhal olmasının özlemini, oya işlercesine dizelere döker. Dolayısıyla işlenmiş anlamsallıkların, sevginin, aşkın söze dönüşümünü imgelerle oluşturur. Şiirlerdeki ana tema aşkla karılırken sürekli bir arayış içinde olur. Aynısına “kavuşma ilmi”yle içsel arayışını düşlem, özlem ve tutkuyla harmanlar.
Kitaba girizgâh yaptığı, “Her dizede seni arar, her çağrı sanadır/sen; varlığımın öteki yüzü, aynımsın” dizeleriyle, ruhunun derinliklerinde yankılanan sesin peşine düşerken şiirin gücü ve eyvallah demeyen sözlerle arzı endam eyler.
Batman’da doğan Bilgiç’in yaşamının büyük bölümü Çukurova’da geçmiştir. “Şiir, cesaretin yankısıdır; yürek ister” diyerek şiirinin gücüne ve yürekliliğe olan derin inancını şiirsel poetikasıyla nakşeder.
Ez cümle, geleceğe dönük ümitvar bir şairin başarılı bir kitabıdır “aynımsın.” En zoru elbette imgeleri şiire yedirmektir. Bunu yetkince işlemesini bilen şair Alattin Bilgiç’in şiirsel çıkışının süreklilik kazanmasını umarken, yolunun aydınlık ve açık olmasını temenni ederim.