Ben bu yazıyı, 14 Şubat günü sabah saatlerinde yazıyorum. Gazetemizin yönetimi, yazının yayınlanmasını uygun görürse, siz de bu satırları 15 Şubat günü sabah saatlerinden itibaren okuyabileceksiniz!
Önceki gün, yani Perşembe günü, günlerden 13 Şubat idi. Diyeceksiniz belki; eee n’olmuş yani! Valla 13 Şubat günü bizim için, dünyaya soldan bakanlar için önemli bir gün, önemli bir yıl dönümü…
13 Şubat 1961 günü Türkiye İşçi Partisi (TİP) kuruldu. TİP, ülkemizde kurulan sosyalist partilerden, parlamentoya girebilen ilk legal sosyalist parti. Yaşayanlar hatırlayacaktır; ne günlerdi ama… Süleyman Demirel’li, İsmet İnönü’lü meclisin tozunu attırmışlardı. Sonra da Anayasa Mahkemesi’nin kapattığı ilk partilerden biri oldu.
13 Şubat 1967 günü Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kuruldu. Sarı sendikacılığın piri Türk-iş’ten ayrılan sendikalar tarafından kurulan ve 15-16 Haziran 1970’de zirveye ulaşan sınıf sendikacılığını on yıllarca hep birlikte yaşadık ve işçi sınıfımızla gurur duyduk.
Bugünkü TİP; kendini biraz da 1961 yılında kurulan partinin devamı görse de, buna karşı çıkanlar da olduğundan, böylesi bir yıldönümünde özel bir şeyler yapmıyor ve bu yıl da yapmadı. Gerçi bana, -en azından bana- bu durum pek tuhaf gelmiyor. Çünkü sol köprünün altından geçen suyun hesabı çok.
Oysa 12 Eylül faşizmi döneminde ara vermek zorunda kalsa da, faaliyetlerine devam etmekte olan DİSK’ten daha görkemli yıldönümü etkinlikleri bekleniyor. Galiba bu yıl, hiçbir şey olmadı diye, endişelendikten sonra, internette arama yaptım. Neyse, bir şeyler yapılmış! Kimi yöneticilerle, DİSK genel merkezi çalışanları binalarının önüne çıkıp, yıldönümlerini bir basın toplantısıyla kutlamışlar…
Bu yüzden, 13 Şubat’ı bu yıl başka olaylarla hatırlayacağız sanırım:
Birincisi, İstanbul’da CHP’li belediyelerde “Kent Uzlaşısı” kapsamında yer alan DEM Partili kadrolara yönelik operasyonda 10 kişinin tutuklanması 13 Şubat gününe denk geldi ya da getirildi.
AKP iktidarının DEM Partili belediyelere kayyım atama saldırısının -üçüncü kez tekrarlanmasının- ardından, bir sürek avına dönüştürdüğü CHP’li belediyelere yönelik müdahalelerde, böylesi tutuklamaların devam edebileceğini öngörmek için herhalde falcı olmaya gerek yok.
13 Şubat’ın yıldönümünde ikinci yaşadığımız -bir nevi- şok ise, kendi genel kurullarında konuşan TÜSİAD Başkanı’nın iktidara yönelik sert -ama çok haklı- eleştirileri oldu. Adalet Bakanı, bu sözleri çok daha sert bir şekilde eleştirdi ve hatta iş insanlarının söz konusu en önemli derneğini tehdit etti.
İktidara yönelik sıradan bir tweet atanın kendini bir saat sonra cezaevinde bulduğu ülkemizde, TÜSİAD yöneticilerinin başına neler gelebileceğini henüz tam olarak bilemiyoruz ama 13 Şubat’ın yıl dönümünü bu yıl böylece kutlamış olduk!..