• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
11 Eylül 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Editörün Seçtikleri

Bir asimilasyon merkezi: YİBO

30 Mayıs 2024 Perşembe - 12:12
Kategori: Editörün Seçtikleri, Kültür
Bir asimilasyon merkezi: YİBO

‘Şiddet ve Asimilasyon Aracı Olarak YİBO’ adlı çalışmayla YİBO’lar mercek altına alındı

Kürt çocuklarının asimile edilmesi amacıyla kurulan Yatılı Bölge Okulları (YİBO), yeni bir projeye konu oldu. Hafıza Merkezi, “Şiddet ve Asimilasyon Aracı Olarak YİBO” adlı çalışmayla YİBO’ları mercek altına aldı. Hukuk öğrencisi Özgür Ünal ve Şükran Demir’in yürüttüğü proje kapsamında YİBO’larda okuyan 25 öğrenci ile söyleşi yapıldı. Söyleşiler, e-kitap halinde 22 Mayıs’ta yayımlandı. Projenin belgesel formatının da Ekim ayına yetiştirilmesi bekleniyor. Yine e-kitap olarak yayınlanan çalışmanın baskılı hale getirilmesi hedefleniyor. Özgür Ünal, uzun bir süre üzerinde çalıştıkları projeyi değerlendirdi.

Özgür Ünal

Ünal, YİBO’ların tarihçesinin 1938 Dêrsim Katliamı sonrası kurulan Elazığ Kız Enstitüsü’ne dayandığını ifade etti. 16 Haziran 1943’te Elazığ Kız Enstitüsü’ne müdür olarak atanan Sıdıka Avar’ın “medenileştirme” adı altında Dêrsim Katliamı’ndan kurtulmuş kız çocuklarını asimile etmeyi hedeflediğini dile getiren Ünal, 1962’de ise YİBO’ların kapsamlı bir proje olarak Meclis’e geldiğini kaydetti. Ünal, daha sonra yayımlanan bir genelgeyle dağlık bölgelerde olan çocuklar için YİBO’ların kurulmasının amaçlandığını belirtti.

YİBO’ların temel hedefinin asimilasyon olduğunu vurgulayan Ünal, o dönemde Karadenizli milletvekillerinin talep etmesine rağmen kendi bölgelerinde YİBO’ların kurulmadığını, uygulama alanı olarak Kurdistan’ın seçildiğini anlattı. Ünal, bu durumu, “Bu da aslında YİBO’ların amacını gözler önüne seriyor” diye aktardı.

Darbeden sonra artıyor

1980’lere gelindiğinde yatılı okullarda bir artışın yaşandığına dikkati çeken Ünal, 12 Eylül askeri darbesi ve köy boşaltma süreçleriyle YİBO’lardaki öğrencilerin sayısı ve YİBO’ların sayısında artış yaşandığını söyledi. 1990’da köy boşaltmalarından sonra açılan bu okulların sayısının 2000’lerin başında da hızla arttığını belirten Ünal, “Ancak kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla 2010 yıllarında YİBO’larda hak ihlalleri, istismar, taciz, tecavüz durumları ortaya çıkıyor. Bu yüzden kapatılma süreçleri başlıyor. 2010’dan sonra hızlı bir şekilde kapatılıyor. Artık bu okulların birçoğu İmam Hatip Okulu’na, askeri yerlere dönüştürülüyor” ifadelerini kullandı.

YİBO’lar dair bilgi az

Hala varlıklarını sürdüren YİBO’lara ilişkin bilgilerin az olduğunu ifade eden Ünal, bilgilerin arşiv oluşturması açısından önemli olduğunu kaydetti. Elde ettikleri bilgileri YİBO’larda şiddet, asimilasyon, toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden üretilmesi ve mekânsal yapı şeklinde başlıklar atlında topladıklarını dile getiren Ünal, “Özellikle mekânsal yapı çok ilgimizi çekti. Çünkü özellikle Kurdistan’daki YİBO’ların çoğunluğu askeriyeyle içli dışlı, askeriyenin yanında kurulmuş. Hatta bazen geceleri askerlerin YİBO’larda kaldığına dair anlatılar da oldu. Atış talimlerinin sesleri, öğrencileri ders esnasında rahatsız ettiğini dile getiren öğrenciler bile oldu” diye konuştu.

Hedef kız çocukları

YİBO’larla özellikle kız çocuklarının hedef alındığını ve asimile edildiğini dile getiren Ünal, “Bunun nedeni biçilen toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklı. Dilin taşıyıcısını anne olarak gördükleri için dilin kız çocukları üzerinden daha çabuk yayılacağını düşünüyorlar. O yüzden kız çocuklarının acilen ‘medenileştirilmesi’ ve Kürtlükten arındırılması gerektiğini dile getiriyorlar. Bunu da Türkçe öğreterek, Türkleştirerek yapmaya çalışıyorlar. Bu enstitünün YİBO’larla ortak özelliği de budur. Ulus devletin tarih boyunca asimilasyon için kullandığı en etkili yöntemlerden biri eğitim olmuştur. YİBO’larda da özellikle Kürtçe yasakları çok öndeydi. Buralar çocuklara ‘Kürtçe’nin yasak’ denildiği ilk yerlerdi” dedi.

YİBO’larda yetişen çocukların içe kapanık olduğunu ve özgüven eksikliği yaşadıklarını belirten Ünal, baskı, şiddet ve asimilasyona rağmen devletin istediği profilin dışına çıkan çok sayıda öğrencinin de olduğunu dile getirdi. Ünal, “Kendi Kürtlüğünü, kendi kimliğini savunan ve bilinç düzeyini artıran, üreten, devam ettiren bir profilin yanı sıra buna karşın bir profil de ortaya çıktı. Kürtlük bilincini geri plana atıp kendini Türk ya da daha dindar olarak gören, bu asimilasyonun etkisine giren birçok öğrenci de oldu” diye belirtti.

‘Belgeselini de yapacağız’

Projeye başladıkları dönemde YİBO’lara dair çok fazla araştırmanın olmadığını gördüklerini söyleyen Ünal, şöyle devam etti:

“E-kitabını çıkardık, belgeselini de oluşturacağız. Fakat bunların da yeterli olmadığını gördük. Yüzlerce çalışma da yapılsa bunun yeterli olmayacağını düşünüyoruz. Çünkü çok yoğun bir konu. YİBO’larda yaşananlar, ‘Orada yaşanıp orada kalsın’ denmemeli. Umarım yaptığımız çalışmalar, yolu YİBO’dan geçen arkadaşlara ses veren bir yerde olur. YİBO’larla çocuklukları çalınan bir nesil var. Hatta etkileri devam ediyor. Kitabımızı da onlara ithafen yazdık. Umarım bir nebze de olsa daha sonraki yüzleşmelerde, hukuki anlamda bir faydası olur.”

Haber: Ömer İbrahimoğlu/MA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Kayıp çocuğun cenazesi sulama kanalında bulundu

Sonraki Haber

Yoksulluk sınırı 61 bin lirayı aştı: Asgari ücretin 3 buçuk katı

Sonraki Haber
Yoksulluk sınırı 61 bin lirayı aştı: Asgari ücretin 3 buçuk katı

Yoksulluk sınırı 61 bin lirayı aştı: Asgari ücretin 3 buçuk katı

SON HABERLER

Halkın sanatçısı olmak

Halkın sanatçısı olmak

Yazar: Heval Elçi
11 Eylül 2025

Komisyon masası devrilecek mi?

Komisyon masası devrilecek mi?

Yazar: Heval Elçi
11 Eylül 2025

İç dinamik, dış dinamik

İç dinamik, dış dinamik

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
11 Eylül 2025

Stratejik Bir Yazgı: Komünistlerle Kürt Özgürlük Hareketinin Stratejik Ortaklığı

Stratejik Bir Yazgı: Komünistlerle Kürt Özgürlük Hareketinin Stratejik Ortaklığı

Yazar: Bedri Adanır
11 Eylül 2025

Bu samimi el sıkıca tutulmalı

Bu samimi el sıkıca tutulmalı

Yazar: Aziz Oruç
11 Eylül 2025

İsrail’in Gazze saldırılarında 39 kişi yaşamını yitirdi

İsrail’in Gazze saldırılarında 39 kişi yaşamını yitirdi

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

Trump destekçisi sağcı aktivist boynundan vuruldu

Trump destekçisi sağcı aktivist boynundan vuruldu

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır