Şimdiye kadar 8 defa Suriye’deki çatışmaları siyasi olarak çözme iddiasıyla toplanılan Cenevre’de bir türlü sonuca ulaşılamadı. Bölgenin ana aktörlerinden Kürtlerin dışlanmasıyla ortaya çıkan çözümsüzlük, anayasa komitesine de yansıdı, görüşmeler tıkandı
Cenevre görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının en önemli nedenlerinden biri Suriye’nin askeri ve siyasi anlamda en güçlü yapısı Kürtler’in dışlanmasıydı. 2012’den bu yana 8 defa İsviçre’nin Cenevre kentinde gerçekleştirilen ve bu nedenle adına Cenevre görüşmeleri denilen, toplantıların kronolojik ve siyasi sonuçlarına bir göz atalım.
Cenvre-1
BM Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan öncülüğünde 30 Haziran 2012 tarihinde başlayan Cenevre-1 görüşmelerine, BM’nin 5 daimî üyesi devletlerin temsilcileri, AB temsilcileri, Arap Birliği temsilcileri, Türkiye, Katar, Kuveyt ve Irak katıldı. İlk görüşmeye ilgili ilgisiz bütün devletler katılırken savaşın taraflarından olan Suriye rejimi ve Kürtler katılmadı.
Geçici hükümet kurulması kararı alındı. ABD geçiş hükümetinde Esad’ın olmaması gerektiğini savunurken, Rusya ise geçiş sürecinin Esad ile sağlanması gerektiğini savundu. Ateşkes sağlanmadı ve BM Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan istifa etti. Görüşmelerde Suriye rejimi ile sahada güçlü olan ve Suriye’nin geleceğine yönelik demokratik projeler sunan Kürtlerin olmaması başarısızlığın etkenleri arasındaydı.
Cenevre-2
BM Suriye Özel Temsilcisi Lakhdar İbrahimi’nin daveti ile, ABD ve Rusya öncülüğünde 22 Ocak 2014’de görüşmeler tekrar başladı. Türkiye ve ABD destekli yapılar, Suriye rejimi, Türkiye, bölgesel güçler ve AB dahil olmak üzere 40’a yakın ülke bakanlık düzeyinde katıldı.
Türkiye devletinin baskısıyla Kürtleri bu görüşmelere davet edilmedi. Suriye’de bir geçiş hükümetinin kurulması kararı hayata geçirilmek amaçlandı. Görüşmelerin sonuçsuz kalması ile BM Suriye Özel Temsilcisi Lakhdar İbrahimi de tıpkı Kofi Annan gibi istifa etti. Cenevre-2 başladığında ülkede ölenlerin sayısı 135 bin, ülkeyi terk edenlerin sayısı ise 3 milyonu bulmuştu. Bu görüşmelerin öncesi ve devam ettiği sürede Kürtler, özerkliklerini ilan ederek, bir anlamda Cenevre-2 görüşmelerine mesaj göndermiş oldu.
Cenevre-3
17 ülkeden oluşan Uluslararası Suriye Destek Grubu Kasım 2015’te Viyana’da toplandı ve Suudi Arabistan’a muhalefeti birleştirme görevi verildi. 8-10 Aralık 2015’de Riyad’da yapılan toplantının ardından Cenevre-3 görüşmelerine katılacak muhalefetin heyeti belirlendi. Davetiyelerin gönderileceği son güne kadar PYD’nin de görüşmelere davet edileceği söylendi. PYD resmi olarak davet edilmedi ve Kürtler bireysel olarak katılma davetini kabul etmediler.
29 Ocak 2016’da BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura liderliğinde başlayan görüşmelere, rejim adına Suriye BM Büyükelçisi Beşar Caferi, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK) temsilcileri, Ulusal Konsey Heyeti (UKH) temsilcileri, Silahlı gruplardan Ceyş-ul İslam, Ahrar’uş Şam, ÖSO gibi selefi grupların temsilcileri katıldı. 1 Şubat 2016’da başlayan görüşmeler çok kısa sürdü. Mistura, 3 Şubat’ta yaptığı basın açıklaması ile görüşmelerin 25 Şubat 2016 tarihine kadar geçici olarak durdurulduğunu açıkladı.
Cenevre-4
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, 2017’de yeniden Cenevre görüşmelerinin başlayacağını duyurdu. Bu görüşmelere Suriye rejimi, Türkiye ve Suudi Arabistan destekli gruplar katıldı. Kürtlerin asıl temsilcileri yine davet edilmedi. De Mistura, görüşmeleri 23 Şubat’ta 2017 başlatıp, 6 Mart 2017’de bitirmeyi planladı. Tarafların masadaki tutumları nedeniyle görüşmeler, planlanandan erken sona erdi.
Cenevre-5
BM Suriye Özel Temsilcisi Steffan de Mistura, tarafları 23 Mart 2017’de tekrardan bir araya getirdi. Bu görüşmelere rejim heyeti ve bölge devletleri destekli gruplar katıldı. Kürtler yine sürecin dışında bırakıldı. Görüşmelerde tutum değişikliğine giden bölge devletleri destekli gruplar, doğrudan rejim heyetiyle görüşmek istediklerini duyurdu.
Rejim heyeti ise, masada ki grupların varlığını tanımadığını duyurdu. Rejim heyeti görüşmelerde sadece terörle mücadele başlığı üzerinde durdu. “Muhalifler” ise rejimin Astana’da alınan ateşkes kararını uygulamasını istedi..
Cenevre-6
16 Mayıs 2017’de Astana toplantılarında alınan güvenlikli bölgeler oluşturma kararlarının ardından 6’ıncı kez taraflar bir araya geldi. BM Suriye Özel Elçisi Mistura, anayasa konusu üzerinde durdu. Rejim heyeti masaya muhalefet diye çağrılan grupların, Suriye’yi bölmek isteyen devletlerin bir maşası olduğunu söyledi. Görüşmeler sonucunda Mistura, “Yeni anayasayı hazırlayacak olan bizler değiliz, nasıl bir anayasa olmasına Suriye halkları karar verecek” dedi. Kürtsüz gerçekleştirilen bu görüşmelerden de hiçbir sonuç çıkmadı.
Cenevre-7
10-15 Temmuz 2017’de yapılan sona eren görüşmelerin kaderi de diğer görüşmelerden farksız olmadı. BM Suriye Özel Temsilcisi Steffan de Mistura öncülüğünde yapılan görüşmelerde; muhalefet diye masaya getirilen bölge devletleri destekli grupların dağınıklığı Suriye rejimine büyük avantaj sağladı. Kürtler’in katılmadığı 7’inci görüşme trafiği de başarısızlıkla sonuçlandı.
Cenevre-8
Demokratik Suriye Güçleri’nin IŞİD’in başkent ilan ettiği Rakka’yı kurtarması ve IŞİD’in sonuna gelindiği gerçeği, BM ve uluslararası güçleri bir kez daha yine harekete geçirdi. BM, Kasım 2017’de tarafları bir kez daha masaya davet etti. Cenevre öncesi görüşmelerine katılan Türkiye ve Katar destekli gruplar, rejimin karşısına parçalı bir şekilde çıkmamak için Riyad-2 toplantısını gerçekleştirdi.
Bu gruplar Cenevre’de ortak bir çatı altında katılacağını duyurdu. 28 Kasım’da Cenevre görüşmeleri bir kez daha başladı. Rejim heyeti, masadaki muhalefeti de kapsayan güçlere karşı askeri mücadele de ısrar etmekten yana tavır koydu. Görüşmelere tek çatı altında katılmaya zorlanan gruplar ise Suriye rejimi ile doğrudan görüşmekte ısrar etti ancak rejim bu talebi geri çevirdi. Böylece Kürtsüz açılan Cenevre perdesi, sonuçsuz bir şekilde kapandı.
Sonuçsuz anayasa dönemi
Cenevre’nin sonuçsuz kalmasının ardından Rusya’nın hamlesi geldi. Türkiye, Rusya ve İran; Suriye Anayasa Komitesi kurulması kararlaştırdı. Resmi olarak 30 Ekim’de Birleşmiş Milletler çatısı altında çalışmalara başlayan Suriye anayasa komitesi 150 kişiden oluşuyor. Anayasa komitesi içinden 45 kişilik anayasa komitesi yazım kurulu seçildi. 15’i rejimi, 15’i başını Türkiye’nin çektiği paramiliter gruplar ve 15’i Suriyeli sivil toplum örgütü temsilcilerini temsil ediyor.
Anayasa komitesinde Türkiye-Katar destekli İhvancı grupların varlığını kabul eden Suriye rejimi ilk defa bu gruplarla aynı masaya tanıyarak oturmuş oluyor. Öte yandan Suriye rejimi Kürtleri anayasa yazım sürecinde de dışladı. İlk görüşmede sonuç çıkmaması üzerine ikinci turu 25 Kasımda 2019 tarihinde başladı.
Suriye rejimi görüşmelerin ikinci turunda “Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yaptığı işgal hareketinin kınanması” isteğinin kabul edilmemesi üzerine masayı terk etti. Suriye iç savaşında 400 bine yakın insan hayatını kaybetti, 6 milyon insan yerinden edildi. Suriye’de iç savaşı körükleyen grupları destekleyenlerin hepsi Cenevre görüşmelerinde ‘Suriye’nin geleceğini belirlemek’ iddiasıyla bir araya geldi.
Ancak Suriye halkının ‘ne istediği’ sorulmadı. Kuzey Doğu Suriye’de oluşturduğu özerk yönetim ile savaşın başından bu yana IŞİD’e ve diğer selefi gruplara karşı savaşta en büyük bedeli ödeyen Kürtler, masanın dışında tutuldu. Kürtsüz Suriye’de bir siyasi çözümün olamayacağı gerçeği, artık gelinen aşamada Cenevre görüşmelerini tamamen anlamsızlaştırdı.
Kaynak: ANHA