Seçimlerde ağır bir hezimet alan AKP’de iç iktidar kavgası yoğunlaşıyor
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararı doğrultusunda yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde resim olmayan sonuçlara göre, CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu 4 milyon 741 bin 868, AKP adayı Binali Yıldırım ise 3 milyon 935 bin 453 oy aldı. Aradaki fark 800 bini aştı. 13 bin oy farkını seçilmek için yeterli bulmayan AKP-MHP’nin hamlesi, Cumhur İttifakı için hezimetle sonuçlandı. Seçim sonuçlarında büyük farkı oluşturan ana etken ise HDP ve Kürtler oldu. 31 Mart’taki stratejisiyle AKP iktidarının yerelde kaybetmesini sağlayan HDP, bu kez İstanbul’da tekrar edilen seçimde AKP ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a kaybettirerek yeni bir dönemin kapısını açtı. Seçim sonuçları ülkede yeni olanakların ortaya çıkmasını sağlarken, bir devrin kapanma yolunu açtı.
Damada ne olacak?
AKP ile MHP ağır yara aldığı seçimde şimdi kendi iç kriziyle, ülkeyi içine sürüklediği iç ve dış krizlerle başbaşa. AKP içinde mevcut politikalar sert eleştiriler yönelten isimlerin sesleri yükselmeye başlarken, diğer klikler savunmada. Damat Berat Albayrak’ın kontrolündeki Sabah grubu ve pelikancılar, yenilgiyi üzerlerine almazken, İstanbul’u suçladı. Manipülasyon ve yalan kampanyarıyla demokratik güçlere savaş açan Pelikancılar, AKP içi savaşta Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu ekibini tasfiye eden odaktı. AKP medyasının kendi kitlesinin bile gözünde inandırıcılığını yitirmesinde önemli rol oynadı. Yenilgide ilk kılıçlar Pelikancılara ve damat Berat Albayrak’a yöneltilmiş durumda.
Hezimetin medyası
AKP’de Yeni Şafak ve etrafında kümelenen kanat ise realite kaybı yaşıyor. Zaman zaman AKP’ye eleştirilerin çıktığı gazete bu yazarlarla yollarını ayırırken, İbrahim Karagül öncülüğünde adeta fantastik bir yayın organına dönüştü. İslamcılığı çürüten tüm pratikleri savunan, yolsuzluk ve hırsızlığa adeta fetva ile onay veren tutum, AKP’nin tabanında İslamcı kesime güveni yerle bir etti. Kutuplaştırma ile muhafazakar kesimi iktidar oyunlarına alet etme devrinde de sona gelindi. AKP tabanı, bu siyasetle arasına mesafe koyarken yeni arayışlara girmiş durumda. Abdurrahman Dilipak’ın AKP’nin sonunun gelmekte olduğuna dair uyarıları dikkat çekmişti.
İç eleştiriler
AA’nın eski genel müdürü ve eski Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk’ten de AKP’ye eleştiriler geldi. Öztürk, “Kişisel küçük çıkarları için herşeyi mübah görüp, öylesine haysiyetsiz şeyler yaptılar ki, koskoca bir camianın dinine, davasına, inancına, ilkelerine leke sürdüler, zarar verdiler” dedi. AKP’nin “tetikçi” gazetecilerinden Cem Küçük ise sonuçları AKP için hezimet olarak değerlendirdi. Karar gazetesinde de AKP’ye eleştiriler dikkat çekti.
İstifa çağrısı
AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım il binasından çıkarkenbazı kişiler, “İl Başkanı istifa sloganı” attı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Sus, öyle şey olmaz” diyerek slogan atanları susturmaya çalıştı.
Yenilginin mimarı Soylu
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yenilginin baş mimarlarından biri olarak görülüyor. Sonradan AKP’ye katılan Soylu’nun kraldan çok kralcı tavrı, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve Mehmet Ağar’ın “kuklası” gibi hareket etmesi, Kürtlere, demokratik güçlere, aydınlara, gazetecilere hakaret ve tehdit etmesi, İstanbul’da en ağır karşılığı aldı. Binali Yıldırım’dan daha çok çalışan Soylu, AKP’de de rahatsızlık yaratmış durumda. İçişleri Bakanlığı’nda işkence dönemini yeniden açan Soylu, yenilginin mimarlarında biri olarak görülüyor. Soylu’nun görevden alınması tartışmaları yaşanırken, halk mafyatik tarza racon kesti.