Dünyanın en büyük emperyalist kapitalist devletleri aynı zamanda en büyük silah üreticisi konumunda. Büyük bir silah sanayisine sahip olan bu ülkelerin ürettikleri silahları pazarlamak ve tüketmek için dünyanın birçok noktasında anlaşmazlıkları kaşıyarak savaşlar tezgahladıkları bilinen bir gerçek. Emperyalist ülkelerin en bereketli sahaları ise Afrika, Ortadoğu, Güney Amerika ve Güney Asya coğrafyaları olurken buralarda savaşlar hiç bitmez. Bu nedenle bereketlidir yani silah sermayesine büyük bir pazar oluşturmaktadır.
İçinde bulunduğumuz coğrafya da çok bereketli bir bölgedir. Ortadoğu aynı zamanda petrol ve doğalgaz alanları ile maden bölgeleri olarak görülüp yıllar boyu ciddi bir sömürüye tabi kılınmıştır. Dünya enerji tekellerinin çıkarlarıyla bağlantılı olarak Ortadoğu’da yaşanan savaşlar bölgeyi istikrarsızlaştırmıştır. Enerji şirketlerinin çıkarları adına yapılan savaşlar, aynı zamanda silah şirketlerine de alan açarak büyük pazarlar oluşturmaktadır. Bundan dolayı Ortadoğu dünyanın en büyük ve en çekici silah pazarı haline gelmiştir.
Bölgede yaşanan çatışmalarda kullanılan silahlar, ‘dünya barışını’ sağlama iddiasıyla kurulmuş olan Birleşmiş Milletler (BM) ve BM’ye bağlı Güvenlik Konseyi (BMGK) daimi üyesi ülkelere ait şirketler tarafından tedarik ediliyor olması ise ironiktir. Durum böyle olunca savaşları durdurmak şöyle dursun savaşlar her geçen gün genişlemeye devam etmektedir. Türkiye’de mevcut iktidar BMGK’ya dünya 5’ten büyüktür derken aslında pastadan pay istediğini belirtmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’na öykünülmesi de bu nedenledir. Ancak iktidar sadece öykünmemekte, aynı zamanda bunun gereğini yerine getirmek için canhıraş çalışmaktadır.
Emperyal güç olabilmek ve sermaye kesimlerine alan açarak silah üretimlerini çeşitlendirip artırmak temel politika haline gelmiştir. Mart 2019 seçimlerinde partisinin bir mitinginde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Patlıcancılara, bibercilere, patatescilere sesleniyorum, bir merminin fiyatını biliyor musunuz? Bunlar nereden geldi biliyor musun sen?” bu sözleri, halkın sebze ve meyve fiyatlarındaki artışa yönelik şikayetlerine yanıt olarak söylenirken, aslında ortaya koydukları proje için halkın aç ya da sefil olmasının bir anlam taşımadığını göstermektedir.
İktidarın, Savunma Sanayi ile Ortadoğu ve Afrika’da özellikle enerji rezervlerini kontrol etmek hedefi içinde hareket ettiğini söylemek için yeterince sebebimiz var. 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) Cumhurbaşkanlığı’na bağlandıktan sonra Türkiye’de bazı silah şirketleri dünyanın en büyük silah satıcısı olan 100 şirketin arasına girmeyi başardı. Aselsan’ın 1 milyar 195.28 milyon dolarlık cirosuyla dünyada 57’nci, Turkish Aerospace Industries (TAI) 1 milyar 83.75 milyon dolarla 61’inci ve Roketsan ise 363.69 milyon dolar ciro ile 98’inci sırada yer alıyor.
Esenyurt ve Arnavutköy’de Selçuk Bayraktar’ın da ortak olduğu aile şirketi Baykar Makine’nin bulunduğu alanlar Cumhurbaşkanı kararı ile özel endüstri bölgesi olarak kabul edilmişti. Baykar Makine, İnsansız Hava Aracı (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ürettirken, AKP yöneticilerinden olan Ethem Sancak’ın sahibi olduğu BMC zırhlı araç, İzmir eski milletvekili AKP’li İsmail Katmerci’nin sahibi olduğu Katmerciler Grubu ise TOMA ve zırhlı araç üretiyor.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile BMC arasında 13 Ekim 2017 yılında “Yeni Nesil Hafif Zırhlı Araç Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi” imzalanmıştı. Yapılan sözleşmeyle BMC’ye yeni nesil hafif zırhlı araçların paletli konfigürasyonunun güç grubu ihtiyacının yerli imkânlarla karşılanması “görevi” verilmişti. Bununla birlikte tanklar için de motor yapılması planlandı. Koç Holding’e bağı Otokar’ın projesi olan Altay Tankı için Savunma Bakanlığı, ihaleye çıkmış ve ihaleyi yine Sancak’ın sahibi olduğu BMC almıştı.
O günlerde Alman basınından çıkan bir habere göre, Alman silah tekeli Rheinmetall ile BMC, Leopard 2 tanklarının modernizasyonu konusunda anlaşmaya vardığı duyuruldu. Ayrıca Rheinmetall’in Türkiye’nin yeni üreteceği tanklarla (Altay) ilgili projede tamamlayıcı firma olarak yer almak istediği vurgulanırken, BMC ile Rheinmetall Ankara’da ortak bir şirket kurduğu basına yansımıştı. Haziran 2018’de güç gurubu ‘görevi’ tamamlanarak imalat BMC’ye verildi. Bu süreçte Ethem Sancak BMC’de Katar’la ortak oldu. Cumhurbaşkanı imzasıyla Sakarya’daki Milli Savunma Bakanlığı’na ait tank palet fabrikasının işletmesi 25 yıllığına BMC’ye verildi.
Sonuç olarak, Suriye’de yaşanan sürece ilişkin iktidarın tutumunu, dikkat çekmeye çalıştığımız noktalar üzerinden de değerlendirilmesin de sanırım yarar var.