“Jin, Jiyan, Azadi!” sadece bir slogan değil, bir yaşam manifestosudur. Ve hiçbir manifesto kısa ve özlü bir manifesto olmayı ve pratiğe geçmeyi başaramamıştır bu söz kadar. Bu manifesto asıl itibariyle de kadınların yaşamlarını inşa etmeye dair kendilerine verdikleri bir sözdür aynı zamanda. Kadın yaşamın kaynağıdır diyor bu manifesto. Kadın özgürleşmeden yaşam asla özgürleşemez, toplum asla özgürleşemez. Yaşam kadının etrafında örülmüştür. Toplum kadının etrafında örülmüştür. Uygarlık kadının etrafında gelişmiştir. Hakikat, kadın merkezli, kadının özne olduğu iradenin etrafında gelişmiş, tekâmül etmiştir. Kürt özgürlük hareketinin kadın mücadelesinin doğurduğu Kürt dilinde şekillenen bu slogan, İran faşist rejiminin Kürt kadını Jina Amini’yi katletmesi sonrası gelişen başkaldırı ve direniş döneminde bütün dünyanın sokaklarında dünyanın bütün dillerinde yankılanmıştır. Kürt kadın mücadelesinin dünya devrim ve kadın direniş literatürüne kazandırdığı bu söz, Kürt kadınlarının babaya, kocaya, devlete hasılı tüm patriarkaya karşı ödediği büyük bedelin geliştirdiği büyük direnişin mahsulüdür.
Jina Amini’nin katledildiği 2022 yılından bu yana dünyanın dört bir tarafında kadınlar 16 Eylül tarihinde bir araya gelerek bu direniş mirasını, bu sözün ifade ettiği özgürlük tasavvurunu tartışmaya, geliştirmeye büyütmeye dair büyük bir çaba içerisindeler. Jiyan kadın Meclisi’nin Londra’da Kürt Toplum Merkezi’nde düzenlediği anma etkinliğinde Fars, İngiliz, Tamil, Arap, Afgan, Hindu, Kürt kadın aktivistler “Jin, Jiyan, Azadi” sloganı ve bu slogan etrafında vücut kazanan kadın özgürlük mücadelesine dair konuşmalar yaptılar. Tüm konuşmacıların ortak olduğu en önemli nokta, bu sözün sadece bir slogan olmadığı, bir kadın özgürlük manifestosu, direnişe dair kendilerine verdikleri bir söz olduğuydu. Konuşmacılar, Kürdistan’ın tüm parçalarında Kürt Kadın Özgürlük Hareketi’nin her türlü gerici, cinsiyetçi, sömürgeci iktidara karşı geliştirdiği mücadelenin dünyanın direnen tüm kadınlarına ilham verdiğini dile getirdiler. Kitlesel ve coşkulu bir katılımın olduğu anma etkinliğinde kadınlar sık sık “Jin, Jiyan, Azadi” sloganı attılar. Londra’daki bu adımın Britanya’nın başka alanlarına da taşınacağını belirten Jiyan Kadın Meclisi, kadınların ortak mücadelesinin yaşamın her alanına yayılacağının sözünü verdi. Etkinlik, “Dünyadaki Tüm Kadınlara Bir Söz” başlığıyla yapılan kapanış bildirisiyle sona erdi. “Dünyadaki tüm kız kardeşlerimize söz veriyoruz: Birlikte yükseleceğiz, birlikte savaşacağız ve asla teslim olmayacağız. Patriarka’nın zincirlerini kıracağız, tahakküm duvarlarını yıkacağız ve özgürlüğün, eşitliğin ve onurun hayal değil gerçek olduğu bir gelecek inşa edeceğiz. Susturulan her kadın için binlercesi konuşacak. Alınan her yaşam için milyonlar ileriye yürüyecek. Bunu direnen her kadına, düşen her yoldaşa ve gelecek nesillere borçluyuz.” ifadesi bildirinin en can alıcı sözleriydi.
Bu etkinlikte de altı bir kere daha çizildiği üzere bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da Kürt özgürlük mücadelesinin, Ortadoğu’daki özgürlük mücadelelerinin kadın öncülüğünde gelişeceği çok açıktır. Dünyanın tüm halklarının devletçi, patriarkal iktidarlar elinde büyük bir zulme, baskı ve sömürüye maruz kaldığı koşullarda kurtuluşun tek reçetesi kadın özgürlük mücadelesinin öncülüğünde geliştirilecek bir direniştir. İnsanın doğayla, insanın insanla kurduğu denge, erkeğin kadının emeğini gaspı ile son bulmuş, bu gasp ile birlikte insan hakikatini yitirmiştir. Kadının özgürleşmesi, yitirilen hakikatin yeniden inşası, insanla insan, insanla doğa arasında bozulan dengenin yeniden kurulması demektir.
Bugün bu hakikatin en çarpıcı, en derinlikli bir biçimde dile getirilişinin ülkesi sömürgeci güçlerce parçalanmış, adeta bir çöplüğe döndürülmüş, tutsak düşürülmüş Kürt halkı, bu halkın 26 yıldır zindanda tutulan önderliği tarafından dile getirilişi ve pratik buluşu da tarihin bir ironisidir. Kürt halkını esaret altında tutan, Kürt halkı üzerinde her türlü baskı ve zulmü gerçekleştiren ulus devletçi patriarkal iktidarlar bir bir çürüyüp, çözülüp düşerken Kürt kadın hareketinin öncülüğünde hakikat yeniden inşa ediliyor, insanlık kaybettiği toplumsal, eşitlikçi, çoğulcu yaşam formuna yeniden kavuşma umudunu büyütüyor. “Jin, Jiyan, Azadi” özgür, eşit ve adil bir yaşamın manifestosu olarak her gün biraz daha kök salıyor, dünyanın tüm sokaklarına umut ekiyor.








