Mereş depremlerinden etkilenen kentlerdeki anma programları devam ediyor. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Semsûr’da halk toplantısında konuşurken, Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları Samandağ mitinginde konuştu
Merkez üsleri Mereş’in Bazarcix (Pazarcık) ve Elbistan ilçeleri olan 6 Şubat 2023 tarihli depremlerin üzerinden 2 yıl geçti. Suriye’yi de etkileyen depremlerde Türkiye’de en az 53 bin 537 kişi yaşamını yitirdi. Depremlerden en çok etkilenen kentlerde ise birçok anma etkinliği gerçekleştiriliyor.
Semsûr
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, sabah yapılan meşaleli yürüyüşün ardından Semsûr’un (Adıyaman) Kolik (Kahta) ilçesinde depremde yıkılan binaların bulunduğu yerleri ziyaret etti.
Tuncer Bakırhan ve beraberindekiler, yaşamını yitirenler için enkazlara karanfil bıraktı ve esnafları ziyaret etti. Esnaf ziyareti sonrası depremde yaşamını yitirenlerin mezarlarına karanfiller bırakıldı.
Tuncer Bakırhan, kent merkezinde bulunan bir düğün salonunda halk toplantısında konuştu.
Ölümün nedeni ihmaldir
Tuncer Bakırhan, “Asıl canları götüren, bu büyük yıkımı yaratan ihmal, sorumsuzluktur, önlem almamaktır. Fakirin, fukaranın, yoksulun ölümüne kader diyorlar. Kader olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Hükümet olmak felaketlerin önlemini almaktan geçer” dedi.
‘Yaralarımızı sarıyorlarmış!’
Tuncer Bakırhan, “Alt yapı yok, imar planına uygun bir çalışma yok, rantçı talancı bir anlayışla yerel yönetimler, çevre ve şehircilik bakanlığı var. Öyle bir alışmışlar ki bizden önce ruhsatları kolay alıyorlarmış biz vermeyince gidin Ankara’dan çevre ve şehircilik bakanlığından alıp geliyor. Sözde inanıyorlar ama deprem vergilerini de başka şeylere harcayacak kadar da yüzsüzler. On binlerce insan yaşamını yitirmiş, tek bir bürokratın, hükümet temsilcisinin istifa ettiğini duyan gören oldu mu? Bir tane normal bakanlığın, müdürlüğün sebep olduğu pratiğinden dolayı can kaybından dolayı bakanlar milletvekilleri başbakanlar istifa ediyor. Peki bu kadar insan yaşamını yitirdi bir tane yargılanan hükümet yetkilisi gördünüz mü? O da yok. Bir de utanmadan deprem bölgelerinde yaptıkları 3-5 binanın önüne geçiyorlar, yaralarımızı sarıyorlarmış” tepkisinde bulundu.
‘Hiçbir iktidarın hükmü sonsuz değildir’
Tuncer Bakırhan, “Adıyaman’ın hangi yarasını sardılar. 64 bin 186 bin konut teslim edeceklerdi. 20 bine yakın konut teslim edilmiş ve 2 yıl geçmiş ama halen 3’te 2’si yok. Buna sebebiyet verenler yargılanmıyor. Kendilerini aklamaya çalışıyorlar. Milleti kandıramadıkları için Adıyaman’ı kaybettiler. Ama hesabını verecekler. Buna kader ve deprem felaketi deyip işin içinden çıkamayacaklar. Bir gün mutlaka yargılanacaklar. Hiçbir iktidarın hükmü sonsuz değildir” dedi.
Büyük bir ayrımcılık olduğunu sözlerine ekleyen Tuncer Bakırhan, “Kürtlerin, Alevilerin olduğu özellikle kırsaldaki bölgelerde zaten bir şey yok. İnsanlar kendi olanaklarıyla ayakta tutunmaya çalışıyorlar. Ayrımcılık deprem de bile var. Antakya’da Alevi yurttaşların yaşadığı bölgelerde toz toprak ve moloz yığını ve her şey orta yerde duruyor. Ellerinden gelse bizi buharlaştıracaklar” diye belirtti. Türkiye’nin Tişrîn Barajı’na dönük gerçekleştirdiği saldırıları anımsatan Bakırhan, “Anında İHA’ları ve SİHA’ları gönderiyorlar. Dağda bir kuş uçsa hemen bir F-16 kaldırıyorlar. 3 gün insanlar bağıra bağıra, gözümüzün önünde canlı yayınlarda yaşamlarını yitirdiler. Şimdi de bu tozu, dumanı işsizliği ve aşsızlığı bu çadırlarda konteynırlarda yaşayan halklarla alay edercesine Adıyaman’ın bütün bilboardlarını donatmışlar. Ankara’dan bakılınca saraya yakın medya kanallarını açtığınızda her şey güllük gülistanlık. Evleri gösteriyorlar ve paspas saplarıyla reklamlarını sunuyorlar. 20 metrelik F Tipi cezaevi hücreleri gibi yerlere daha kaç yıl sizi tutacaklar” diye sordu.
‘Hesabını soracağız’
“Devletin olanakları savaşa var” diyen Tuncer Bakırhan, “HTŞ liderini kırmızı halılarla karşılamaya var ama Adıyaman’ın emekçisine, yoksuluna Alevi’sine Kürt’üne gelince yok. Olanak yoksa istifa edin. Bu tür katliamların ve cinayetlerin siyaseti olmaz. Yiten bizim canımız olduğu için yitenin acısını yüreğimizde hissettiğimiz için bunları konuşuyoruz. 2002 yılından bugüne kadar toplanan deprem vergileri ile tam bir milyon konut yapılırdı. Türkiye bir deprem bölgesidir. Peki deprem bölgesinde önlemler bu kadar mı olur, böyle mi alınır? Önlem almayanlar bu işin suçlusu ve sorumlusu değil midir? Sorumluluğu başkasına atan, sorumlu olarak kendini görmeyen, çaycıyı sorumlu gören, memuru sorumlu gören, karar verme mekanizmalarında olmamalarına rağmen onları yargılayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Devlet üç gün sonra geldi ve on gün sonra yardımları dağıtmaya başladı. Asker kışlasından çıkmadı. Şimdi 30 tane Adıyaman’lı Kürtçe anadilinde ‘eğitim istiyoruz’ dese binlerce kişi dışarıya dökülür. İnsanların enkaz altından sesleri kışlalara gidiyordu ama askerin kışladan çıkmasına izin vermediler. Biz unutmadık, unutmayacağız. Bunları unutmak o yitip giden canlara karşı büyük bir vicdansızlık ve saygısızlık olur. Unutmayacağız, affetmeyeceğiz ama hesabını soracağız” ifadelerini kullandı.
Hatay
Mereş merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerde en ağır yıkımın yaşandığı Hatay’da da yaşamını yitirenler düzenlenen yürüyüşle anıldı. Samandağ ilçesinde Samandağ 6 Şubat Deprem Koordinasyonu çağrısıyla halk reyhan ve buhurlarla bir araya geldi.
‘Çocuğum nerde’ haykırışı
Samandağ PTT Şubesi önünde bir araya gelen kitle, Samandağ Semt Pazarı’na kadar yürüyüş düzenledi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, HDK Eşsözcüsü Meral Danış Beştaş, SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz, SMF Sözcüsü Mahir Gürz ile yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcisi yürüyüşe katıldı. Yüzlerce kişinin katıldığı yürüyüşte; bir anne “Çocuğum nerede?” diye feryat etti.
“Unutmayacağız affetmeyeceğiz, hesap soracağız” ve “Ma rıhna nıhna hon” pankartlarını taşıyan kitle “Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok”, “Sesimi duyan var mı?”, Ma rıhna nıhna hon”,“Afet değil bu bir katliam”, “Katillerden hesap soracağız”, “Katil AKP hesap verecek”,”Deprem değil bu bir katliam”, ”Katil devlet hesap verecek” ve “Hatay bizim memleket bizim” sloganlarını attı. Kitle yürüyüş boyunca alkış, zılgıt ve sloganlarla iktidarın depremde kendilerini yalnız bırakmasını protesto etti. Samandağ Semt Pazarı’nda son bulan yürüyüş sonrası, depremde hayatını kaybedenler için kitle saygı duruşunda bulundu. Kitle hep bir ağızdan “Unutmak yok affetmek yok” sloganı attı.
Kader değil katliam
Samandağ 6 Şubat Deprem Koordinasyonu adına ortak metni okuyan Canser Aslan, Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen halen sorunların devam ettiğini belirterek, “Deprem öncesi bilimin haykırışlarını duymazdan gelenler, deprem anında enkazın altında kalan binlerce insanın sesine de kulak tıkadı! Deprem bölgesinde yaşamamıza rağmen herhangi bir planlama yapmayanlar kader diyerek karşımıza çıktılar. Bu kader değil, bu bir ihmal, bu bir katliamdır” dedi.
“Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, Hesap soracağız!” diyen Canser Aslan, mücadele çağrısında bulunarak, taleplerini sıraladı.
‘İktidar depremi katliama çevirdi’
TÖP Eş Sözcüleri Kurulu Üyesi Pelin Kahilogulları, iktidarın depremi felakete çevirdiğini belirterek, yaşamını yeniden kuracaklarını vurguladı. Suriye Halklarıyla Dayanışma Platformu adına Mehmet Uysal, Suriye’de yaşanan Alevi katliamlarına dikkat ederek, herkesi katliamlara karşı ses çıkarmaya çağırdı.
‘Sesimi duyan var mı?’
Tülay Hatimoğulları, “Rant için şantiyeleri oluştururken 5’li çetenin bütün kepçelerini birden seferber ettiler. İlk gün gelmeyen kepçeler para kazanmak amacıyla akın akın geldi. İktidar bize destek olmaya gelenleri Adana ve İstanbul havaalanlarında bekletti. Ağır ağır bizim ölmemizi beklediler. O yüzden öfkemiz ve acımız büyük. O yüzden affetmeyeceğiz, o yüzden bunlarla helalleşmeyeceğiz. Aradan 2 sene geçmesine rağmen birçok kentimize doğru düzgün hizmet yapılmadı. Antakya’ya, Defne’ye, Samandağ’a, İskenderun’a üvey evlat muamelesi yapmaya devam ettiler. Atatürk, Cumhuriyet mahallelerini rezerv alan ilan etmeye kalktılar. Ama siz değerli Samandağ halkının onurlu direnişiyle geri adım attılar. Yaşam alanlarınıza sahip çıktınız. 21 metrekare alana sığdırılmaya çalışılan hayatlar, konteynırlara mahkum edilmiş hayatlar artık isyanda ve yeter diyor” ifadelerini kullandı.
‘Buradayız…’
Kentte yapılan TOKİ sayısına dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, “En az TOKİ’nin yapıldığı yer Antakya, Defne ve Samandağ’dır. 200 binin üzerindeki insan konteynırlarda yaşamak zorunda. Başından beri buradaki demografik yapıyı değiştirmek istediklerinin farkındayız. Suriye’de başta El Xetibi’nin türbesi olmak üzere yaktılar. Arap Alevilerini katlediyorlar. Bu anlayışın, devamını depremde de gördük. Buradan bir kez daha diyoruz ki; yaşam alanlarımıza sahip çıkacağız. Hiçbir yere gitmedik, gitmeyeceğiz. Buradayız, burada olmaya devam edeceğiz. Buradan iktidara sesleniyoruz; Depremzedeler olarak müşteri değil, insanız. Elimde bir dal reyhan var ve Arap Alevileri için çok önemlidir. Cenazelerimiz için, törenlerimiz için çok önemlidir” diye belirtti.
Deprem dayanışmasının örgütlü mücadeleye dönüştürülmesi gerektiğini ifade eden HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da bu depremde yaşanan acıların kader olmadığını sözlerine ekledi.
Diğer siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri de söz alarak depremde devletin halkı yanlız bırakmasını eleştirerek, dayanışma ve mücadelenin önemine vurgu yaptı.
Etkinlik müzik dinletisi ile son buldu.
Kaynak: MA