Öncelikle biz derken; bu ülkenin demokratikleşmesini isteyen bir Kürt evladı olarak biz diyorum. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan sadece PKK lideri değil, aynı zamanda Kürt Halk Önderi’dir ve bende bir Kürdüm.
CHP’li birkaç arkadaşa
Bu kadar sert bir girişten sonra (aslında bir kimlik tanıtımıdır ama neyse) beni son birkaç gündür sorulara boğan birkaç arkadaşın endişelerini buradan gidermeye çalışayım.
İlk soru olan “süreç ne zaman başlayacak” sorusuna cevabı aslında başlıkta da verdim. Biz 27 Şubat 2025’te, saat tam beşte başladık. İlk cümle ile biz sürece başladık. Hatta ben o kadar heyecanlandım ki, aynı dakika birkaç arkadaşı aramıştım.
Bizim için sürecin başlamasını bir de şöyle anlatayım: Mücadeleler silahla olur. Ama silah deyince aklınıza bir metal parçası geldiği için mücadeleyi savaş meydanlarında zannediyorsunuz. Evet, böylesi büyük mücadeleler silahla başlamak zorunda kalıyor. Çünkü bir bütün yok sayılıyorsunuz. Karşınızdaki sağır olunca birkaç el ateş edersem belki sesimi duyar diyerekten ses çıkarıyorsunuz. Fakat savaşların tek silahı metal değil. Bugün savaş silahlarından en büyüğü hâlâ medya olsa da karşısında dev gibi yükselen yeni bir silah var. Bu silaha toplumsal örgütlenme diyorlar. Belki bizim ülkemizde hâlâ olmuyor ama o silah Avrupa’da ve dünyanın birçok ülkesinde bakanları, başbakanları koltuğundan ediyor. Bu yüzden Kürt halkı büyük örgütlenerek bu çağa hazırlık yapmıştır. Ve Kürt halkı için süreç 27 Şubat saat beşte başlamıştır.
İkinci soru; “ya devlet samimi değilse” sorusu, aslında bir anlamda PKK’yi tanımamaktan kaynaklanıyor. Bu yüzden kısaca şöyle söyleyebilirim. Bugün Türkiye tarihinde aktif siyasetle uğraşan en yaşlı siyasetçimiz en fazla elli yıllık bir siyasi geçmişe ve tecrübeye sahiptir. Ve bilindiği gibi siyasetin en keskin kılıcı tecrübe ve hakimiyettir. Bu bağlamda PKK 4 Nisan 1949’dan bu yana aktif bir mücadele ve siyaset yürütüyor. Ortadoğu’nun en eski, yaşayan (ve en az 300 yıl daha yaşayacak olan) siyasetçisi unvanına sahiptir. Ve bugünkü sloganı ise “ne kandırırız ne de kandırılırız.”
Zaten bir süreç tecrübesi de oluşmuş durumda. Yani 2013-2015 çözüm süreci sonunda tutuklanan İmralı heyetinin, aynı tekrarını yapabileceğinden çekiniyorsanız sevgili CHP’li arkadaşlar, o zaman bu sürece tüm gücünüzle destek vermeniz gerekiyor. Bu durumda devletin samimi olup olamaması, çok da önemli olmuyor zaten. Toplumlar ayağa kalktı mı iktidarın sıkışan gazına bile çare olurlar.
Evet sevgili arkadaşım. Biz başladık. 27 Şubat günü saat tam beşte başladık ve bu ülke Kürdü ile Alevisi ile Sünnisi ile kadını ile erkeği ile ahlakları ve değer yargıları ile (ve sanırım bizi tanıdınız, hala tanımadıysanız siyaset ağır gelebilir), emek değer ilişkileri ile sınıfsal savaşları ile; İstanbul için, Ankara için, İzmir için, Amed için, Van için, Hakkâri için savaşacak ve kazanana kadar durmayacağız. Eğer siz de başlamak istiyorsanız, Mansur’un köküne inin ve onu tanıdıkça gelen kokular sizi demokrasi ile tanıştıracaktır… Sevgilerimle…
Not: Amed gençlik kollarının 1 Nisan’da başlatacağı Amara yürüyüşünü sevgi ve saygı ile selamlıyorum…