• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
7 Haziran 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Deniz Aras

Bize her yer Cumartesi’dir artık!

19 Temmuz 2023 Çarşamba - 00:00
Kategori: Deniz Aras, Yazarlar
‘Kaypakkaya’laşan Mayıs!

Bininci haftaya doğru giderken tarihin en uzun ve anlamlı eylemlerinden biri oldular. 27 Mayıs 1995 tarihinde birkaç kişiyle başlatılan o sessiz ama bir o kadar da mağrur oturuş, 28 yıldır yağmur, çamur, kar-kış, sıcak demeden sürdürülüyor.

Çok değil başlangıçta birkaç kişiyle şehrin meydanında oturdular sessizce. Kimi zaman faşist saldırıların azgınlığı nedeniyle ara verdiler. Kimi zaman iki adım atamadan önleri kesildi ve engellendiler. Kimi zaman koşullar nedeniyle sadece açıklama yapıldı. Ancak bu anlamlı duruş, yürüyüşüne devam etti.

Şehrin meydanı, kaldırımlar eskidi. Güngörmüş ve geçirmiş simalar tıpkı Güzel Anamız gibi ayrıldı aramızdan. “Şekerim” kelimesi duyulmaz oldu. Ancak onlar çoğalmayı sürdürdü.

Oturuşları, coğrafyamızda zalimin zulmüne sessiz bir yanıttı. Yüzlerce yıldır bu topraklarda, sorgulu-sorgusuz katliamlara, muktedirin “ben yaptım oldu” buyruğuna karşı en anlamlı duruştu. Tam da bu nedenle Devlet-i Ali’yi rahatsız etti. Müesses nizama tehdit olarak görüldüler ve her türlü faşist baskıyla engellenmek istendiler. Üzerlerine yüzlerce kolluk salındı.

Başaramadılar.

Muktedirler değişti. Değişenler tarihin tozlu yapraklarına daha şimdiden gömüldüler. Ancak onlar halen tarihin canlı tanığı olarak var olmaya devam ediyorlar. Bilincimizde ve eylemimizde haklı ve meşru mücadelemizin gerekçelerinden biri olmayı sürdürüyorlar.

Bu kez halkın meclisi denilen kürsülere konu oldular. Berfo Ana bu defa muktedirin dilindeydi. Sahte sözcüklere konu edildi. Ağladılar ve ağladılar. Yetmedi saraylarında alay-ı valayla ağırladılar. Acılarımızdan dahi iktidar çıkarları için yararlanmaya kalkıştılar. Her şeyin pazara sürüldüğü, alınıp satıldığı ve iktidar uğruna her yolun mübah görüldüğü dünyalarında, bu utanç onları utandırmadı ancak bizi bir kez daha muktedirin iktidarı karşısında iğrendirdi ve kinlendirdi.

Sözler verildi, meclise havale edildi ve her zamanki gibi komisyonlar kuruldu. Kapılar oğullar ve kızlar gelecek diye açık bırakılmasına rağmen kimse gelmedi. Sorumlulardan hesap sorulmadı. Gerçekler açıklanmadı.

Muktedir iktidarını sağlamlaştırdıkça, yüzündeki maskeyi çıkardı. Salya sümük kayıplarımıza ağlayanlar, sahte gözyaşı dökenler arsız bir pişkinlikle yeniden saldırmaya başladılar. İktidarları için saldırdıkça acizleşip zavallılaştıkça, Cumartesiler daha da büyüdü. Eylem büyüdükçe saldıranlar daha da zalimleşti. Öyle ki evladını arayan Hanife annenin elindeki fotoğrafı karakolun ücra köşelerinde büyük bir kinle yırttılar. Canlısını kaybedenler, suretinin hesap soran bakışlarına dahi tahammül edemediler.

Bu bize yine ve yeni bir dert oldu.

Dünün “mazlum”ları günümüzün mağrurları oldular. Üstelik bu zulmü yine kendi mahkeme kararlarına rağmen yapıyorlar. Kendi yasalarında en üst mahkemelerinin vermiş olduğu iki hak ihlali kararına rağmen ısrarla bu mazlum ve mağrur duruş engelleniyor. Engelleniyor çünkü bu duruş, muktedirin iktidarını sorgulamayı sürdürüyor. Zalim zulmünü arttırdıkça, bu duruş gerçekleri tüm çıplağıyla gözler önüne seriyor. Yalanın ve montajın iktidarı gerçekler karşısında küçülüyor ve küçüldükçe daha da saldırganlaşıyor.

Kendi yasalarını dahi tanımayan bir devlet meşru olabilir mi? Kendisine dahi saygısı olmayanın, kendinden olmayana, canlılara, börtü böceğe saygısı olabilir mi? Dahası kendi kararlarını uygulanmayan bir yüksek mahkemenin, yüksekliği muktedirin iki dudağının arasında önü iliklenen bir cübbeye dönüşmüşse, kim takar Beyoğlu Kaymakamı’nı?

Yıllardır mağdur edildik diye diye mağduriyetlerinden iktidar çıkaranların, gücü ellerine geçirdikçe nasıl zalimleştikleri, zalimleştikçe nasıl saldırganlaştıkları, saldırganlaştıkça kendi yasalarını bile takmadıkları günlerden geçiyoruz. Bizim ise bu pişkinlikle beslenen pervasızlık sürdükçe gerekçemiz çoğalıyor. Öyle ya muktedirin bu tavrı Anadolu’da iyi bilinen ve sıkça kullanılan meşhur sözü anımsatıyor bizlere; “Zulmün artsın ki, tez zeval bulasın!”

Onlar daha şimdiden coğrafyamız demokrasi ve devrim mücadelesinin en önemli mücadelelerinden biri olarak tarihe geçtiler. Tam da bu nedenle zalimin zulmü karşısında direnişin ve mücadelenin en anlamlı örneği olmayı başardılar. Bu başeğmez ve onurlu direniş karşısında, tarih bile saygı duruyorsa bize, bu duruşu sahiplenmekten, sürdürmekten ve yaymaktan başka bir şey düşmüyor. Onurun, haklılığın ve meşruluğun kervanı yürüyor. Bu kervan hedefine varacaktır. Ancak bir şeyi asla unutmayacaktır; Kendisine taş atan, önüne barikat kuranları!

Zalimin zulmüne zeval olmak için artık bize her yer Cumartesi’dir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Halk toplantıları: Bu hatalar halkın hataları değil

Sonraki Haber

Savaşın ve çarpık düzenin finansman krizi büyüyor

Sonraki Haber
Demokratik Cumhuriyet için Demokratik Ekonomi

Savaşın ve çarpık düzenin finansman krizi büyüyor

SON HABERLER

Demokratik toplum çağrısı ve Ortadoğu

Demokratik toplum çağrısı ve Ortadoğu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Yahya Orhan: Artık kendimiz için çalışacağız!

Hafız Akdemir: Özveri, disiplin ve tevazunun timsali

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

El koyma, çökme, ele geçirme

Gerçeklerin iz düşümünden ekoloji politik çıkışa

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Hak savunuculuğunun bedeli!

İzBB grevinin hatırlattıkları…

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın sorumluluğu…

İzmir’in şişmanı, işçi düşmanı!

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Eşitlik ve özgürlük ya da ortak hayallerin şafağında

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Amed’deki yangınla ilgili 4 gözaltı

Amed’deki yangınla ilgili 4 gözaltı

Yazar: Yeni Yaşam
6 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır